Geçen hafta, Alkım Yayınevi’nin çıkardığı, Dr. Richard Carlson
yazdığı “Ufak Şeyleri Dert Etmeyin” isimli kitabı okudum..
Bu tür kitapları hiç okumadığım için merak ettim; ama gördüm ki,
klasik bazı tavsiyelerin ötesine geçmiyor..
Aslında ufak şeyleri dert etmeyen biri olarak, kitabı okurken fark
ettim ki, meğer dertlendiğim ne çok ufak şey varmış!.
Kitapta, tavsiye içeren cümlelerden oluşan 100 adet ana başlık
var..
Aşağıdaki satırlarda tırnak içinde yer alan cümleler Richard
Carlson’a, parantez içindeki cümleler ise bana ait..
1) “Sabır geliştirme egzersizleri yapın”..
(Ünlüler Çiftliği’ndeki Banu Alkan ile Gelinim Olur musun isimli
programdaki Semr’anımın diyalektik materyalizm ile varoluşçuluk ve
hiççilik sorunsalı üzerine derceylediği düşünsel metaforlardan
nasiplenmek hususundaki egzersizlerden başlayabilirsiniz!.)
2) “Kendinize sorun; bir yıl sonra bunun bir önemi olacak
mı?”..
(Eğer bugün evlenmişseniz, “gelecek yıl bunun önemi olmayacak” sözü
haricinde doğru bir söz!.)
3) “Sizden başka herkesin bilgili olduğunu düşünün..”; “Sorunlara
olan bakışınızı değiştirin”; “ Her gün en az bir kişiye
beğendiğiniz bir şeyi söyleyin”; “Eleştirme isteğinizi bastırın”;
“Biri size top atarsa bunu tutmak zorunda değilsiniz”..
(Zaman gazetesinin Turkuaz ekinde başarılı işler çıkaran H.Salih
Zengin, Mahmut Tuncer’e soruyor: “Müziğin niye minibüslere
giremedi?”.. Cevap: “Benim müziğim daha büyük, minibüslerde değil
otobüslerde çalınıyor!”.. H.Salih Zengin yine soruyor: “Neden
şiveni düzeltme ihtiyacı duymuyorsun?”.. Cevap: “Bizim evde bir it
var, ‘otur yerine’ diyorum, oturuyor; benim Türkçemi it bile
anlıyor!”)
4) “Daha ılımlı bir sürücü olun”..
(Kitabın yazıldığı tarihte, sanıyorum kadın şoför ve minibüs şoförü
sayısı azdı!.)
5) “Övgü ve yergi aynı şeydir”..
(Mustafa Balbay, Cumhurbaşkanı Sezer’in düğün davetiyesi gönderdiği
5 gazeteciden biri olacak kadar büyük bir gazetecidir!.)
6) “Olağan şeylerdeki olağanüstülüğü arayın”..
(Bir zamanlar, MGK olağan olarak toplandığında yetkililer olağan
bir cümle kursalar dahi olağanüstü yorumlar yapılırdı; olağanüstü
derecede kızdığım bu durum tabii ki o zamanlar çok olağan bir
durumdu!.)
7) “Haftada bir kez yürekten gelen bir mektup yazın”..
(Haftada üç kez yürekten makale yazıyorum, haftada ortalama 150 kez
yürekten 150 kez gaipten gelen e-mektup okuyorum!.)
8) “Gerçeği kabul edin; hayat adil değildir”..
(Doğan Güreş’in adı kışladan siliniyor, Osman Özbek terfi ediyor;
Mümtaz Soysal Rauf Denktaş’a başdanışmanlık yapıyor, Prof. Mustafa
Erdoğan’a özgürlükçü ve çoğulcu olduğu için liboş denilerek hakaret
ediliyor..)
9) “Birisine bir iyilik yapın ve bundan kimseye bahsetmeyin”..
(Bundan “Birisine bir kötülük yapın ve bundan herkese bahsedin”
anlamı çıkmıyor elbette..Ancak Deniz Baykal, bu kuralı çiğnedi..
Baykal, Mustafa Sarıgül’e bir iyilik yaparak onu aday göstermişti
ve bunu herkese duyurmuştu!.)
10) “İpin ucunu biraz bırakın”..
(İpini koparan boğalar misali ipe sapa gelmeyen yazılar yazan bazı
yazarlar varken, biz burada ipe un seriyoruz!.)
11) “Bir bitki yetiştirin”..
(Bazıları, bitkiyi kafasında yetiştiriyor; bu mucize, büyük
ihtimalle kafalarına saksı düşmesinden kaynaklanıyor!.)
12) “Unutmayın; bundan yüz yıl sonra dünyada bambaşka insanlar
olacaktır”..
(Bundan yüz yıl sonra “Benim ninem de pantolon ya da etek giyerdi”
denilir mi, bilemiyorum!.)
13) “Yaşamı melodram olarak görmeyin”..
(Ortadoğu’daki tragedya orta yerde dururken, hangi melodram?..)
14) “Bu da geçer”..
(Pop Star, Biz Evleniyoruz, Ajdar’ın Nane’si, Mustafa Topaloğlu
Uzay Şov, “Hey Corç versene borç” isimli şarkı, muhabir Abidik
Gubidik (evet evet ismi resmen buydu!) bile geldi geçti..)
15) “Bırakın canınız sıkılsın”..
(Canım sıkıldı, artık devam etmiyorum..)
Tamam, kötü ve saçma bir yazı okudunuz ama ufak şeyleri dert edip
bari siz canınızı sıkmayın; bu da geçer!.