Yazılı basın dışında
da gazetecilik yapılacağını düşünemediğimiz
dönemlerdi. Türkiye’de internet gazeteciliği, hayal ufuklarındaydı
henüz.
Mehmet Eymür’ün
“Atin.org”uyla, işin ciddiyetini hissetmekteydik. Ufuk Güldemir
“Habertürk”ü kurmaya. Bir akşam bizim evimizde
karar vermişti.
Hadi Özışık’ın “”u da
o günlerde siber alemde dünyaya gözlerini açtı. Hemen ilk
yazarlarından biri olmayı kabul ettim.
O dönemde
bilgisayarla şimdiki gibi haşır neşir olmadığım
için, yazılarımı Hadi Özışık’a fakslardım.
Bu şekilde ben de
“Pijamalı gazeteciler” dünyasına girdim.
Günü saati olmayan,
gece yarısı bile haber yapılan bir dünyaydı
bu.
Daha sonra oğlum
Cemil Barlas da “Haberx”i kurunca, daha fazla kaynaştım internet
gazeteciliği ile. Adobe’yi kullanmaya, sayfa yapmaya, GİF’leri
bulup haberlerin içine yerleştirmeye başladım.
Hadi Özışık
siberyadaki ağırlığını giderek artırdı. İnternet
medyasındaki sitelerinin sayısı arttı. Örneğin şu anda
gazeteci olup da “internethaber.com”u açmadan güne
başlamak pek mümkün değil.
Zaman böyle işte…
Nasıl geçtiğini
anlayamıyorsunuz.
“Gelecek”
diye baktığınız zaman dilimi bir bakıyorsunuz
“Dün” olmuş.
İnter da artık
“Gelecek” değil.
Medya dünyamızın
tarihindeki yapraklardan biri oldu bile.
Sadece “Nice
yıllara” diyebiliriz.