İnternet gazeteciliğini mesleğin profesyonelleri anlattı! Hadi Özışık: Kuralları istismar ediyorlar
Abone olDoç.Dr. Umur Işık ve Dr. Öğr. Üyesi Konur Alp Koz internet gazeteciliğinde yaşananları ve sorunları "Türkiye’de İnternet Gazeteciliği: Meslek Profesyonellerinin Gözünden Gazetecilik Ortamı" adlı makalesinde kaleme aldılar.
Selçuk İletişim Dergisi'nde yayınlanan çalışma kapsamında
internet haberciliğinin önemli temsilcilerinden İnternethaber Yayın
Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Özışık, Haber7.com Genel Yayın
Yönetmeni İbrahim Erdoğan, Haberturk.com Genel Yayın Yönetmeni
Yardımcısı Barış Erkaya, Mynet.com Medya Grup İçerik Müdürü Satı
Kaya, Yeni Medya Elektronik Yayıncılık ve Haberler.com CEO’su Dr.
Sümeyra Teymur ile çeşitli görüşmeler
gerçekleştirildi. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre;
webin dışındaki çevrimiçi ortam çeşitliliği, sosyal medya ve mobil
ortamlar internet habercilerini yoğun bir iş yükü altında bıraktığı
ortaya koydu.
İnternet haberciliğinin Türkiye'deki seyrini anlatan Özışık
"2000’li yılların başları, düşünün bilgisayar ve yazılım sektörünün
henüz gelişmediği, hatta emeklediği bir dönemden bahsediyoruz.
Haberlerin, “html” sayfa kalıplarına yerleştirilip varsa
fotoğraflarının eklenip teker teker sisteme gönderildiği bir dönem.
O yıllarda gündüz haberleri topluyor, akşam yayınlıyor ve bir
sonraki gün okunmasını istiyorduk. Bu işte bir gariplik vardı
açıkçası. Bunu fark ettiğimizde geçmiş pratikleri geride bırakıp,
yeni bir habitat yaratmaya karar verdik. Bu yeni evrenin ilk
ayağını eski alışkanlıklarını bırakan biz gazeteciler, ikinci
ayağını teknoloji, üçüncü ayağını da okuyucu oluşturdu. Evrene
açıkçası 360 derece ve tüm bileşenleriyle bakmanız gerekiyordu. Biz
de öyle yaptık ve ilk olarak teknoloji kapasitemizi artırdık." diye
konuştu.
"Çok güçlü kalemleri yazar kadromuza kattık"
Reklam verenin sektöre ilgilinin arttığını belirten Özışık
"Mailleri sık sık kontrol edip, okuyucuların isteklerine cevap
vermeye başladık. Dahası haberin hemen altına açtığımız yorum
kısmıyla, okuyucudan gelen yorumları yayınlayarak doğrudan
etkileşim sağladık. Yeni başlamamıza rağmen Mehmet Barlas gibi çok
güçlü kalemleri yazar kadromuza kattık. İçerik bu tip dokunuşlarla
zenginleştikçe, hem okuyucunun hem reklam verenin sektöre ilgisi de
artmaya başladı. Bugün baktığımızda hala bu üç ayağın varlığını
koruduğunu görüyorum. Evet, bundan 19 yıl önce ortaya koyduğumuz
360 derecelik bu bakış açısının, aslında ne kadar doğru olduğunu
görüyoruz." ifadelerini kullandı.
"Gazeteciliğin esasında bu var"
Teknolojiye ayak uyduramayan usta gazetecilerin bile internet
gazeteciliğinde sınıfta kaldığını gözlemlediğini belirten Özışık,
“Her şeyden önce editoryal bir zekâya ihtiyaç var. Bu zekâ öyle
kolay oluşabilen bir şey değil ne yazık ki. Bu zekânın temelini,
dil hakimiyet oluşturuyor. Kullandığınız dile hâkimiyetiniz,
atacağınız başlığın kalitesini belirler o da haberin okunma
oranını. Gazeteciliğin esasında bu var. Geleneksel mecrada, haberin
başlığını saatlerce düşünme imkânınız var. Hatta manşetlerdeki çoğu
başlık kolektif bir aklın ürünüdür. İnternet ise editöre böyle bir
zaman aralığı bırakmıyor. Bu nedenle pratik olmalısınız. Haberi
yazmanız yetmiyor. Editör alana indiğinde, haberi yazıp çekilen
videoyu düzenlemek zorunda. Bu bilgi birikimine ve teknolojik alt
yapıya sahip değilseniz editör sınıflandırmasında yer almıyorsunuz
demektir.” şeklinde açıklama yaptı.
"Kuralları istismar ediyorlar"
Hadi Özışık, farklı haber sitelerinde yayınlanan eşdeğer bir
haberin “tıklanma” oranlarıyla ilgili olarak habercilik dışı
faktörlerin devreye girdiğinin altını çizerek “Haber sitenizin
bilinirliği, direkt trafik açısından en önemli faktördür. Ancak
bunun dışında başka unsurlar da devreye giriyor. Bazen ismini
cismini duymadığınız, kurumsallığından şüphe ettiğiniz bir site,
sizin haber içeriğinizle tüm kurumsallığınıza rağmen arama motoru
sonuçlarında sizden daha üstte çıkabiliyor. Hem de sizin
içeriğinizle! Tabii bunlar “black seo” dediğimiz yöntemleri
kullanan yayıncılar. Google’ı, koyduğu kuralları istismar
ediyorlar. Ban yemek, engellenmek umurunda değil. Bu durum,
sektörel anlamda haksız rekabet ve haksız kazanç demek."
dedi.
"Sosyal medya mecrasına uyumlu hale
getiriliyor"
Hadi Özışık da sosyal medya konusunda İnternethaber’in bakış
açısıyla ilgili “Sosyal medya sektör için ilk etapta trafik kaynağı
olarak görülmüştü. Bugün gelinen noktada her bir mecra, kendi
açısından ayrı bir kanal aslında. Her birinin hedef kitlesi farklı
olduğu gibi içeriklerin sunum biçimi de farklı. Siz içeriğinizi, bu
mecralarla uyumlu hale getirmezseniz yarışı baştan kaybetmiş
olursunuz. Sosyal medyayı trafik kaynağından daha çok içeriğin
sunulduğu bir alan olarak görüyoruz. Her anahtar kelime araması,
sosyal medyada sadece ilgili konuya ilişkin bir tematik kanal
oluşturuyor. Medya içinde yeni medyalar diyebiliriz buna. Okuyucu
da bunu böyle görüyor. Bunun için bizler, web tarafında hazırlanan
içeriği ilgili sosyal medya mecrasına uyumlu hale getirilerek
paylaşılıyor.” açıklamasını yaptı.
"Bende altmış kişi çalışıyor"
İnternet gazeteciliğinin hukuki mevzuat eksikliğiyle ilgili
sorunlara değinen Özışık "“Ben o konuda çok yoruldum. Siyasilerden,
yürütmenin başına, bakanlara kadar çok kişi ile görüştüm. Kolumu
kaldıramıyorum. Çenem yoruldu, işlevsiz hale geldi. İnterneti
anlamak, bilmek lazım. İnternet gazeteciliğinin yolunu açmak için
bu sektörü anlamak, bilmek lazım. Ama maalesef bilmiyorlar. Ben
kapılarına gittiğimde, meramımı anlattığımda siyasiler; “3-5 işsiz
bir araya gelmişler, böyle bir şey yapmak istiyorlar” düşüncesinde
sanırım. Merdiven altında iş yaptığımızı düşünüyorlar. Ekonomiye,
istihdama katkıda bulunuyoruz. Memlekette 5 kişi istihdam
edeni bütün vergilerden muaf ediyorlar, bende altmış kişi
çalışıyor. Bu işin havale edildiği kim varsa sonuç alamadan
gittiler.” ifadelerini kullandu.