İnsanoğlu kanseri ne zaman yenecek?
Abone olTıp dünyasının kanserle savaşı 1971 yılında dönemin ABD Başkanı Richard Nixon’ın girişimleriyle başladı fakat sonuç alınamadı.İşte nedeni..
Bugüne kadar kanser araştırmaları için 200 milyar dolar
harcandı. Ancak her yıl 7.4 milyon kişinin ölümüne yol açan amansız
hastalığa karşı kesin bir tedavi henüz geliştirilemedi. İşte
kanserle mücadelede son 40 yılda yaşananlar.
Bu hastalıkla savaşta en önemli gelişme çocuk kanserlerinde
sağlandı. 40 yıl önce lösemiye yakalanan çocukların yüzde 80′i
yaşamını yitiriyordu ancak artık yüzde 80 kurtuluyor. Aynı şekilde
testis kanseri kurbanlarının yüzde 95′inin ölümüne yol açarken
artık yüzde 95′i hayatına devam edebiliyor.
Kanser için hiçbir zaman tek bir çare bulunamayacak. Çünkü kanser,
hatalı hücre büyümesiyle ortaya çıkan 100 ayrı hastalıktan oluşan
çok geniş bir tanım. Kanserin, radyasyon, kimyasallar ve virüsler
gibi birçok nedeni olduğu tahmin ediliyor. Her kanser kendine özel
bir tedavi gerektiriyor.
70′li yıllarda tüm kanser türlerine yakalandıktan sonra 5 yıl
içinde hayatta kalma olasılığı yüzde 50′ydi. Şimdi ise yüzde
65.
Akciğer, meme, karaciğer kanserlerine çare aramak öncelik taşıyor
çünkü bu kanser hücreleri önceden tahmin edilemez şekilde hareket
edebiliyor.
Tedaviler insanlar üzerinde nadiren işe yarıyor çünkü ilaçlar, ömrü
2 yıl olan fareler üzerinde deneniyor bu yüzden hastalığın geri
dönüp dönmeyeceği tespit edilemiyor.
Kemoterapi bir tümörün tamamını ortadan kaldırmaya yardımcı
olabiliyor ancak kanser kök hücreleri hastalığın birkaç yıl sonra
yeniden ortaya çıkmasına neden olabiliyor.
Uzmanlar, genlere göre tedaviyi geliştirmek için halen çalışıyor.
Örneğin meme kanseri için kullanılan Herceptin, mem kanserlerinin
yüzde 30′unda bulunan bir geni etkisiz hale getirerek işe
yarıyor.
Bazı hücrelerde kanserin habercisi olabilecek kendine has işaretler
bulunuyor. Bunları belirlemek erken teşhis etme ve bu hücreleri yok
etme şansını artırıyor.
Her şeye rağmen kanserden korunmanın en bilinen yolu sigaradan uzak
durmak ve sebze ve tam tahıllı gıdalar bakımından zengin bir
beslenme programı izlemek olarak kabul ediliyor.