İnsanlık dünyadaki tüm nükleer bombaları aynı anda patlatmaya
karar vermiş olsaydı ne olurdu? Diye hiç düşündünüz mü?
Nükleer savaş başlığını ya bir füzenin ucunda ya da bir uçaktan
bomba olarak atıyorlar.
Ancak fırlatılan bir füze atmosferde iyonosfer tabakasına
ulaştığında -buda takriben yeryüzünden yaklaşık 60 km ile 1100 km
arasında bir yükseklik- füzenin tipini, gittiği yönü ve %65
olasılıkla hedefini ilk 4 dakikada öğrenmiş olacağız.
NATO üyesi ülkeleri ve Rusya, Çin ve yine diğer gelişmiş
ülkelerde bu erken uyarı sistemleri var. Kıtalar arası bir nükleer
füzenin rampadan ayrılışı ve hedefe isabeti arasında geçen ortalama
süre 16 dakika, 4 dakika saptamayla geçti ve kalan 12 dakikalık
ortalama sürede devletler seviyesinde kimin ne yapacağı önceden
belirlenmiş.
Yönetimlerin B, C hatta D planları muhakkak vardır. Peki ya
insanların? Füzeler havadayken kendimizi koruyabilmek için bize
kalan süre tamı tamına 12 dakika...
Devam..
Hiç bir bireyin böyle bir durum karşısında neler yaşanır diye
düşündüğünü sanmıyorum. Aslında hiç kimse böyle bir durumu
düşünmeyi hayal bile etmek istemez... Böyle bir sonuç bu gezegen
için kesinlikle çılgınca bir şey olurdu.
Son zamanlarda ülkeler arası ilişkilerin oldukça sıkıntılı
olduğunu gözlemliyoruz.
ABD’nin Rusya, Çin ve Kuzey Kore gibi ülkeleri tehdit olarak
algılaması böyle bir sonuç doğurur mu bilemem, lakin çok tehlikeli
bir zaman dilimine girdik.
Amerikan Bilim Adamları Federasyonu 2017 verilerine göre,
dünyada 15 bine yakın nükleer savaş başlığı var. ABD’de 6.800,
Rusya’da 7.000 adet nükleer savaş başlığı var. İngiltere'nin 215,
Fransa’nın 300, Çin’in 260, Hindistan’ın 120, Pakistan’ın 130,
İsrail’in yaklaşık olarak 80, Kuzey Kore ise 10 adet nükleer savaş
başlığına sahip. Umarım bu gerginlikten kaynaklanan atmosferde
nükleere başvurulmasına gerek kalmaz.
Bu nükleerin her birinin verimleri oldukça değişkendir. Örneğin
ABD ve Rusya, aşırı güçlü termonükleer silahlara sahipken, Kuzey
Kore eski model plütonyum füzyon türü silahlara sahip.
ABD cephaneliğindeki en güçlü silahlardan biri, 1.2 megaton
TNT'ye eşdeğer patlayıcı verime sahip olan B83'tür. Bu, yaklaşık 5
katrilyon enerji joule (enerji birimine Jul denir), 79 Hiroşima
atom bombasının enerji değerine eşittir.
Şu anda, Dünya’da 15’e yakın nükleer silah var.
Bu 15 bin savaş başlığı 3 milyar ton TNT'ye eşittir ki şimdiye
kadarki en güçlü volkanik püskürme olan Krakatoa yanardağının
enerjisinin 15 katıdır.
Patladığında 50 km çapında bir ateş topu oluşturur ve her şeyi
3000 km yarıçapında silebilecek bir patlama dalgası yaratır.
Patlama dünyanın her yerinde duyulabilir ve basınç dalgası
haftalarca tüm dünyada dolaşabilir...
Güney Amerika'daki Amazon Yağmur Ormanlarında patlatılmış
olsaydı, neredeyse bütün kıtayı yakacak bir ateş ortaya çıkar.
Radyasyon, patlama yarıçapı içindeki her şeyi öldürür ve yüzlerce
kilometre boyunca çevreleyen alanları yaşanmaz hale getirir.
Amazon Yağmur Ormanları tamamen tahrip olur ve dünyadaki çevre
artık oldukça radyoaktifdir ve bu da insanlığı tamamen ortadan
kaldırır.
Madenlerden çıkan her uranyumdan mümkün olduğunca çok sayıda
bomba elde edilmiş olması, dünyamız için bir tehdit ve bir
felakettir.
Dünyada 10 milyar Hiroşima bombası eşdeğeri oluşturmak için
yeterli olan 35 milyon ton uranyum olduğuna inanılıyor.
Bir kez daha, Amazon Yağmur Ormanlarında patlatılsaydı, Güney
Amerika'nın yarısı patlamayı görebilirdi.
Yaratacağı kül bulutu gezegeni saracak ve güneş ışığının yüzeye
ulaşmasını engelleyecek ve on yıllarca donma derecesinin altına
düşecek küresel bir kış yaratacaktır. Dünyadaki bütün hayatlar
tükenmiş olacak.
Sonuçta; herhangi bir yaşam formunun gezegende yeniden
birleşmesi milyonlarca yıl alacaktır.