İnsanları kazanabilmenin 12 yolu
Abone olİnsanların sizden hoşlanmalarını ve sizinle fikir birliğine varmalarını sağlamayı, onları değiştirmenin yollarını öğrenmek ister misiniz?
Zirvede herkese yer var, yeter ki siz ulaşmayı bilin! Dale
Carnegie'den yıllardır en çok okunan kişisel gelişim kitabı
Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı
Kitapta yer alan geçerliliği zaman içinde kanıtlanmış öğütler, elli
yıldır milyonlarca insan tarafından okundu, on binlerce ünlü insanı
hem iş hem de özel yaşamlarında başarı merdiveninin zirvesine
taşıdı.
Kitabı okuduğunuzda; insanların sizden hoşlanmalarını ve sizinle
fikir birliğine varmalarını sağlamanın, onları kırıp incitmeden
değiştirmenin yollarını öğrenecek, yaşamın sizin için daha kolay
hale geldiğini göreceksiniz.
Carnegie, Missouri’de tren yoluna on mil uzaktaki bir çiftlikte
doğmuş ve 12 yaşına kadar araba-tramvay görmemiştir. Fakat bu çocuk
Hong Kong’dan Kuzey Kutbu’na kadar dünyanın dört bucağını
dolaşmayı, bütün kurumların yöneticilerine ders vermeyi
başarmıştır. Güney Dakota’da sığır çobanlığı yapan bir çocukken,
İngiltere’de veliahtın himayesinde konferans veren birisi
olabilmiştir.
Carnegie yaptığını şöyle açıklıyordu:
‘İnsanların korkularını yenmelerine çalışıyorum. Başarısızlık,
korkunun neticesidir. Korkularının yenenler, kendilerine
güveniyorlar, atak oluyorlar.
Gün geçtikçe kurslarıma katılanların yalnız etkili konuşmak değil,
sosyal münasebetlerden başarı sağlamanın diğer yollarını da
öğrenmek ihtiyacında olduklarını gördüm.
Teknik bir meslekte bile başarının % 15 bilgiye, % 85
insanları idare etme sanatındaki maharete bağlı olduğu ortaya
çıkmıştır.
Yaşayan meşhurlarla yüz yüze görüşmeler yaptım. Marconi, Roosevelt,
Young, C. Gable, Pickford, Johnson bunların arasındaydı.
Yanımda çalışan 314 kişi bana selam bile vermezdi. Beni
gördüklerinde yollarını değiştirirlerdi. Şimdi 314 düşmanım yerine,
314 dostum var. Çünkü artık onları başaramadıkları ile değil,
başarabildikleri ile değerlendiriyorum. Azarlayarak değil, takdir
ederek yaklaşıyorum’.
İNSANLARI KAZANABİLMENİN ON İKİ YOLU
1-Hiçbir Münakaşanın Galibi Yoktur
Bir münakaşayı kazanmanın en iyi yolu, o münakaşaya hiç
girmemektir. Uzun politika hayatım, bana bir gerçeği öğretti:
‘Cahil bir adamı münakaşa yoluyla mağlup etmeye imkan yoktur.
2-Kimseye Yanlış Düşündüğünü, Yanlış Bir Şekilde
Söylemeyiniz
Hiçbir zaman yüzde yüz isabetli davranamayacağınıza göre, niçin
yanlış hareket ettiklerini başkalarının yüzüne vurup
duruyorsunuz?
Bir şey ispatlayacaksanız, bunu iddianızı ve niyetinizi belli
etmeden yapınız. Öğreniyormuş gibi davranarak öğretiniz.
Hatırlamaya çalışıyormuş gibi hatırlatınız.
Acaba yanlış mı düşünüyorum?
Çünkü bizim esas korumaya çalıştığımız şey fikirlerimiz değil,
şahsiyetimizdir.
3-Yanlışınızı Kabul Ediniz
Hatayı kabullenmek hatta üstlenmek aynı zamanda bir asalet işidir.
Üstün bir karakterin belirtisidir. Yanıldığınız takdirde bunu çabuk
ve kesin bir şekilde kabul ediniz.
4-İşe Dostça Başlayınız
Bir damla bal, bir varil ziftin çekemeyeceği kadar sinek
toplar.
Nezaket ve dostluk, sertlikten kuvvetlidir.
5-Hayır’ın Geri Dönüşü Zordur
Söze doğrudan doğruya anlaşmazlık bulunan konulardan başlamayınız.
Başlangıç noktanız ortak düşünceleriniz olsun.
Muhatabınızın ilk sözlerinin ‘Evet’ olmasını sağlayınız.
Muhatabınıza konuşmanın başında ‘Hayır’ dedirtmeniz büyük strateji
hatası olacaktır.
6-Şikayete Karşı Sigorta
Çok kimse düşüncelerini kabul ettirebilmek için çok konuşmaları
gerektiğini zanneder.
Değişik bir fikri dinlerken sabırsızlanıp lafa karışmayın. Kendi
fikrinizi ifade etmek için konuşmanın bitmesini bekleyin.
Muhatabınızı düşündüğü bir şeyi anlatması için teşvik edin. Bunu
samimimi olarak yapın. Konuşmasına müsaade etmediğiniz biri, sizin
düşüncelerinizden etkilenmez. Onun aklı, söyleyemediklerinde
kalır.
New York Herald Tribune gazetesinin ekonomi sayfasındaki ilanda
yetenekli bir adam arandığı bildiriliyordu. Charles T. Cubellis de
müracaat etti ve mülakata çağırıldı. Cubellis mülakata girmeden
önce görüşeceği adam hakkında Wall Street’de epey bilgi topladı.
Mülakat esnasında şu bilgileri araya sıkıştırdı: ‘28 yıl önce büyük
bir odada tek memurla bu işe başladınız ve bu noktaya geldiniz
değil mi? Sizinle çalışmak, benim için şereftir’.
Hayattaki mücadelesini anlatmaktan hoşlanmayan adam var mıdır? Bu
adam da neler çektiğini, engelleri nasıl aştığını, işlerini nasıl
büyüttüğünü saatlerce anlattıktan sonra Personel Müdürü’nü
çağırmıştı: ‘Aradığınız adam bu. Hemen işe başlatın’.
Cubelis önce bilgi toplamakla, sonra da bu bilgiler vasıtasıyla
karşısındaki adama uzun uzun konuşma, kendinden bahsetme imkanı
vermekle bir iş sahibi olmayı başarmıştı.
7-Düşüncelerinizi Başkalarına Söyletebilmenizin
Önemi
Kendi fikirlerimize başkaları tarafından fikirlerden daha çok önem
veririz. Başkalarının fikirlerini daima belirli bir direnmeyle
karşılarız. Öyleyse fikrimizi kabul ettirmenin yolu nedir? Çok
basit, Kendi fikrimizi karşımızdakine sanki kendi fikriymiş gibi
söyletebilmek.
Theodore Roosevelt New-York valisi iken siyasi liderlerin sıcak
bakmadığı işleri, onların onayını alarak yapıyordu. Nasıl mı?
‘Önemli bir makama atama yapacağım zaman, siyasi liderlere haber
verir, teklifte bulunmalarını isterdim. İlk verdikleri ismin
yeterli birisi olmadığını söyler, ikinci bir isim isterdim. Bunun
da sakıncalı olabilecek taraflarını anlatır başka bir teklifte
bulunmalarını rica ederdim. Bu, biraz daha iyi bir isim olurdu.
Onlar benim istediğim adamı teklif ettiklerinde ‘tamam’ derdim,
‘kabul ediyorum’. Böylece onların istediği adamı atamış olurdum.
Sonra da döner şöyle derdim: ‘Ben size destek oluyorum. Şimdi sıra
sizde.. Bu usulle hiç istemedikleri konularda bile yanımda
olmalarını sağlıyordum’.
Bir fikrimi ona, üzerine giderek kabul ettirmeye çalışmazdım. Laf
arasında şöyle bir dokunup geçerdim. fikrim, onda adeta demlenir,
birkaç gün sonra Wilson tarafından kendi fikriymiş gibi
açıklanırdı.
Beni alacağım sonuç ilgilendirdiğinden, bu fikir benimdi demezdim.
Böylece demleme olunu devam edebilirdi. Wilson da öne sürdüğü
fikirlerin bana ait olduğunu anlamazdı bile.
Karşınızdaki insana fikrin kendisine ait olduğunu düşündürünüz.
Başkalarının, fikirlerinizi kendilerine mal etmelerinden
kaçınmayınız.
8-Büyük Neticelerin Küçük Formülü
Çocuklar işbirliği yapmak, bir işi birlikte başarmak fikrinden çok
etkileniyorlar. Başarımı, olaya onların gözüyle bakmama
borçluyum.
Unutmayın ki karşınızdaki insan hatalı olduğunu hemen kabul
etmeyecektir. Bu yüzden onu suçlamadan önce, düşüncesine kuvvet
veren sebepleri anlamaya çalışmalısınız.
İnsanların düşüncelerinin sebeplerini keşfederseniz. onun
şahsiyetinin anahtarını ele geçirmiş olursunuz. Kapıyı açmak
kolaydır artık. Bunu sağlamak için kendinizi onun yerine
koymalısınız. ‘Onun yerinde olsaydım, onun şartları altında
bulunsaydım, nasıl hareket ederdim acaba?’
Olayları tam bir samimiyetle başkalarının bakış açılarından da
görmeye çalışınız.
9-Sempatinin Gücü
Bu şekilde insanların ihtiyacı olan şey sempati görmektir. Çocuk,
yarasını herkese bunun için gösterir. Hatta daha fazla sempati
görebilmek için bir yerini yaraladığı bile olur. Büyük insanlar da
yanı sebepten maddi-manevi yaralarını-berelerini anlatıp dururlar.
Geçirdikleri kazalardan, ameliyatlardan bahsederler. Neler
çektiklerini, başlarına ne felaketler geldiğini anlatıp aniden
sırlarını dökerler. Bütün dünyada herkes kendi gerçek ya da hayali
ızdırablarına karşı acınıp durur.
Diğer insanların düşüncelerine, arzularına, tavırlarına sempati
gösteriniz.
10-Asil Duyguların Harekete Geçirilmesi
Gerçek şu ki, karşılaştığınız herkes, aynada gördüğünüz adam dahil,
kendisine büyük bir saygı duyar. Başkalarının da bu saygıyı
kendisine göstermesini ister.
John D. Rockfeller Jr. a gazetelerde çocuklarının resimlerinin
basılmasını asil duygulara hitap ederek önlemişti. Onun dediği
şuydu: ‘Sizler de çocuk sahibisiniz. Küçüklere vaktinden önce
şöhret sağlamanın iyi yetişmelerini engelleyeceğini takdir
edersiniz’.
Bir müşteri hakkında kesin bilgileriniz yoksa, ona dürüst, samimi,
namuslu borcuna sadık adam olduğuna inandığınızı söyleyin. Siz
böyle söylerseniz, o da kendisini böyle olmak zorunda hisseder.
Kendisine bu vasıflar verilen bir insan başka türlü hareket etmek
istemez. Bir adama namussuz olduğunu söylerseniz, o zaman da
namuslu davranmak istemez. Bu kuralın istisnası çok azdır.
11-Fikirlerin Gösterisi
Rakamlar, konuşmaktan çok daha büyük bir fayda sağlar. Grafiğin
gücü ise rakamı aşar. Rakamların şekillerle ifadesi daha etkili
olur.
12-Son Çare
İyi ve çok iş yaptırabilmek için rekabeti körüklemek gerekir. Bu,
herkesi birbirine ezdiren bir rekabet değildir. Daha mükemmeli
yakalama arzusunun ateşlenmesidir.
İnsanlara vasıflarını ortaya çıkarabilecek cesareti veriniz. Bu
cesareti vermenin en emin yolu da onlara meydan okumaktır.