İnsan ömrü 20 yıl uzadı
Abone olDünya genelinde son 50 yılda insan ömrünün 20 yıl uzadığı, yaşlı nüfusun arttığı belirtildi.
Dünya genelinde son 50 yılda insan ömrünün 20 yıl uzadığı, yaşlı nüfusun arttığı belirtildi.
Yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte, yaşlılığa bağlı görülen hastalıkların görülme sıklığının arttığı, bunun için sağlıkta yeni düzenlemeler yapılması gerektiği ifade edildi.
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Geriatrik Bilimler Araştırma Merkezi (GEBAM) Müdürü Prof. Dr. Yeşim Gökçe Kutsal, yarın başlayacak olan 18-24 Mart Ulusal Yaşlılar Haftası dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, bilgi düzeyinin artması, sağlıklı yaşam ve dengeli beslenmenin etkisiyle dünya genelinde son 50 yılda insan ömrünün ortalama 20 yıl uzadığını söyledi.
Gelişmiş ülkelerde ortalama insan ömrünün 80 yaşın üstüne çıktığını ifade eden Kutsal, Türkiye’de de yaşlı nüfusunun son 10 yılda 3,5 milyondan 6 milyona ulaştığını belirtti. Kutsal, Türkiye’de ortalama yaşam süresinin erkeklerde 70, kadınlarda ise 72’ye ulaştığını ifade etti.
"SOSYAL HİZMETLER ARTIRILMALI"
Kutsal, kalp-damar sistemi hastalıkları, kanser ve inme gibi üç temel hastalığın tedavisinde görülen gelişmeler sayesinde yaşlı hastaların yaşam sürelerinin uzadığını söyledi. Kronik akciğer hastalıkları, alzheimer, parkinson, tansiyon, şeker, kemik erimesine bağlı kırıklar, duyu ve görme bozuklukları gibi yaşlılarda görülen hastalıkların, yaşam süresinin uzaması nedeniyle gelecekte daha sık görüleceğine dikkati çeken Kutsal, şunları kaydetti:
"Yaşlılarda bildirimi yapılmamış hastalık sayısı ve oranı çok yüksektir. 65 yaş üstündeki bireylerin yüzde 90’ında 1, yüzde 35’inde 2, yüzde 23’ünde 3, yüzde 15’inde ise 4 veya daha fazla kronik hastalık bir aradadır. Yaşlılarda, göğüs ağrısı, bilinç kaybı, sindirim sistemi kanaması, enfeksiyonlar, vücut ısısını ayarlayan mekanizma bozukluğu, acil müdahale gerektiren durumlardır."
Bir toplumda yaşlı nüfusun artmasının, yaşlılara yönelik sağlık ve sosyal hizmetlerin yeniden planlanması zorunluluğunu getirdiğini ifade eden Kutsal, Türkiye’nin yaşlı sağlığı ve yaşlılara yönelik sosyal hizmetler konusunda çalışmalar yapması gerektiğini kaydetti. Kutsal,
yaşlıların daha sık hastalandığına, daha fazla kronik hastalıkla yaşamak zorunda kaldığına, hatta çoğu kez birkaç sağlık robleminin bir arada görüldüğüne işaret etti.
"YAŞLILIKTA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ZAYIFLAR"
Kutsal, yaşlanmayla birlikte vücudun bağışıklık sisteminin
zayıfladığını, bakteriler ve virüsler olmak üzere hastalık yapıcı etkenlere karşı direncin azaldığını belirterek, "Yaşın ilerlemesiyle birlikte, insan vücudu kendi dokularıyla yabancı maddeler arasındaki farkı tanıma yeteneğini kaybediyor. Gençlik döneminde vücudu etkileyen organizmayla savaşabilen vücut, hastalık oluşumuna kayıtsız kalabiliyor" dedi.
Her insan için yaşlanma sürecinin kendine özgü olduğunu ifade eden Kutsal, yaşlılıkta kişinin genetik kodları, çevresel etkenler, geçirdiği hastalıklar, kazalar ve direnç mekanizmalarının birbirinden farklı olduğunu, bunların tümünün yaşam süresini belirlediğini kaydetti.
Kutsal, "Belli bir organ sistemine veya hastalığa ait olmayan halsizlik, baş ağrısı, iştahsızlık, baş dönmesi veya kabızlık gibi bazı belirtilere yaşlılarda daha sık rastlanıyor. Bunun yanında yaşlılarda hastalıklara ait bilinen belirtiler olmayabilir. Örneğin göğüs ağrısı olmadan kalp krizi, öksürük olmadan zatürre, ateşsiz seyreden sepsis
(kana mikrop karışması) gibi durumlar nedeniyle yaşlı sağlığı özen gerektirir" diye konuştu.
Bu sürecin geciktirilmesi için bireysel önlemler alınabileceğine işaret eden Kutsal, yaşlanmayı geciktirmek için günlük yaşamda hareketli olunması, gün içinde yapılması gereken aktivitelerin artırılması, yaşama motivasyonunun sağlanması için toplum içinde yer sahibi olunması gerektiğini söyledi. Kişinin kendi işini kendisinin yapması, ruh sağlığının korunması, gerektiğinde bir uzmandan destek alınması ve sosyal ilişkinin de yaşlanmayı geciktirmede olumlu etkisi olduğuna
dikkati çeken Kutsal, mutlaka düzenli sağlık kontrolünden geçilmesi gerektiğini vurguladı.
SAĞLIKLI YAŞLANMA ÖNERİLERİ
Kutsal, genetik hastalıklar dışında bireysel ve koruyucu önlemlerin sağlıklı yaşlanmada çok önemli olduğunu belirterek, şu önerilerde bulundu:
"-Tüm besin gruplarından yeterli miktarda alarak dengeli beslenin.
-Hareketsiz kalmayın.
-Sigara ve alkol kullanmayın.
-Sağlık kontrollerinizi zamanında yaptırın.
-Gerektiği zaman, gerektiği kadar ve doktor önerisiyle ilaç kullanın.
-Aşırı güneş ışınlarından korunun.
-Uyku ve dinlenmeye yeterli zaman ayırın.
-Aile bireyleri ve arkadaşlarınızla ilişkilerinizi koruyup geliştirin, sosyal aktivitelere katılın.
-Gelir durumunuzu gözden geçirip, gelir ve barınma güvenliğini sağlamak için plan yapın.
-Evde ve dışarıda kazalardan ve düşmelerden korunmak için önlem alın.
-Yaşama karşı olumlu bir tutum takının ve sizi mutlu kılan şeylere zaman ayırın.
-Yaşlanma sürecini olumsuz etkileyen gıdalar tüketmeyin. Yaşın ilerlemesiyle birlikte kalorisi düşük yiyecekler tüketin. Bol taze sebze ve meyve yemeğe özen gösterin.
-Yeterli miktarda tahıl ürünleri, zeytinyağı, balık, yağsız et, az yağlı süt ürünleri tüketin ve bol su için."
Yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte, yaşlılığa bağlı görülen hastalıkların görülme sıklığının arttığı, bunun için sağlıkta yeni düzenlemeler yapılması gerektiği ifade edildi.
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Geriatrik Bilimler Araştırma Merkezi (GEBAM) Müdürü Prof. Dr. Yeşim Gökçe Kutsal, yarın başlayacak olan 18-24 Mart Ulusal Yaşlılar Haftası dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, bilgi düzeyinin artması, sağlıklı yaşam ve dengeli beslenmenin etkisiyle dünya genelinde son 50 yılda insan ömrünün ortalama 20 yıl uzadığını söyledi.
Gelişmiş ülkelerde ortalama insan ömrünün 80 yaşın üstüne çıktığını ifade eden Kutsal, Türkiye’de de yaşlı nüfusunun son 10 yılda 3,5 milyondan 6 milyona ulaştığını belirtti. Kutsal, Türkiye’de ortalama yaşam süresinin erkeklerde 70, kadınlarda ise 72’ye ulaştığını ifade etti.
"SOSYAL HİZMETLER ARTIRILMALI"
Kutsal, kalp-damar sistemi hastalıkları, kanser ve inme gibi üç temel hastalığın tedavisinde görülen gelişmeler sayesinde yaşlı hastaların yaşam sürelerinin uzadığını söyledi. Kronik akciğer hastalıkları, alzheimer, parkinson, tansiyon, şeker, kemik erimesine bağlı kırıklar, duyu ve görme bozuklukları gibi yaşlılarda görülen hastalıkların, yaşam süresinin uzaması nedeniyle gelecekte daha sık görüleceğine dikkati çeken Kutsal, şunları kaydetti:
"Yaşlılarda bildirimi yapılmamış hastalık sayısı ve oranı çok yüksektir. 65 yaş üstündeki bireylerin yüzde 90’ında 1, yüzde 35’inde 2, yüzde 23’ünde 3, yüzde 15’inde ise 4 veya daha fazla kronik hastalık bir aradadır. Yaşlılarda, göğüs ağrısı, bilinç kaybı, sindirim sistemi kanaması, enfeksiyonlar, vücut ısısını ayarlayan mekanizma bozukluğu, acil müdahale gerektiren durumlardır."
Bir toplumda yaşlı nüfusun artmasının, yaşlılara yönelik sağlık ve sosyal hizmetlerin yeniden planlanması zorunluluğunu getirdiğini ifade eden Kutsal, Türkiye’nin yaşlı sağlığı ve yaşlılara yönelik sosyal hizmetler konusunda çalışmalar yapması gerektiğini kaydetti. Kutsal,
yaşlıların daha sık hastalandığına, daha fazla kronik hastalıkla yaşamak zorunda kaldığına, hatta çoğu kez birkaç sağlık robleminin bir arada görüldüğüne işaret etti.
"YAŞLILIKTA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ZAYIFLAR"
Kutsal, yaşlanmayla birlikte vücudun bağışıklık sisteminin
zayıfladığını, bakteriler ve virüsler olmak üzere hastalık yapıcı etkenlere karşı direncin azaldığını belirterek, "Yaşın ilerlemesiyle birlikte, insan vücudu kendi dokularıyla yabancı maddeler arasındaki farkı tanıma yeteneğini kaybediyor. Gençlik döneminde vücudu etkileyen organizmayla savaşabilen vücut, hastalık oluşumuna kayıtsız kalabiliyor" dedi.
Her insan için yaşlanma sürecinin kendine özgü olduğunu ifade eden Kutsal, yaşlılıkta kişinin genetik kodları, çevresel etkenler, geçirdiği hastalıklar, kazalar ve direnç mekanizmalarının birbirinden farklı olduğunu, bunların tümünün yaşam süresini belirlediğini kaydetti.
Kutsal, "Belli bir organ sistemine veya hastalığa ait olmayan halsizlik, baş ağrısı, iştahsızlık, baş dönmesi veya kabızlık gibi bazı belirtilere yaşlılarda daha sık rastlanıyor. Bunun yanında yaşlılarda hastalıklara ait bilinen belirtiler olmayabilir. Örneğin göğüs ağrısı olmadan kalp krizi, öksürük olmadan zatürre, ateşsiz seyreden sepsis
(kana mikrop karışması) gibi durumlar nedeniyle yaşlı sağlığı özen gerektirir" diye konuştu.
Bu sürecin geciktirilmesi için bireysel önlemler alınabileceğine işaret eden Kutsal, yaşlanmayı geciktirmek için günlük yaşamda hareketli olunması, gün içinde yapılması gereken aktivitelerin artırılması, yaşama motivasyonunun sağlanması için toplum içinde yer sahibi olunması gerektiğini söyledi. Kişinin kendi işini kendisinin yapması, ruh sağlığının korunması, gerektiğinde bir uzmandan destek alınması ve sosyal ilişkinin de yaşlanmayı geciktirmede olumlu etkisi olduğuna
dikkati çeken Kutsal, mutlaka düzenli sağlık kontrolünden geçilmesi gerektiğini vurguladı.
SAĞLIKLI YAŞLANMA ÖNERİLERİ
Kutsal, genetik hastalıklar dışında bireysel ve koruyucu önlemlerin sağlıklı yaşlanmada çok önemli olduğunu belirterek, şu önerilerde bulundu:
"-Tüm besin gruplarından yeterli miktarda alarak dengeli beslenin.
-Hareketsiz kalmayın.
-Sigara ve alkol kullanmayın.
-Sağlık kontrollerinizi zamanında yaptırın.
-Gerektiği zaman, gerektiği kadar ve doktor önerisiyle ilaç kullanın.
-Aşırı güneş ışınlarından korunun.
-Uyku ve dinlenmeye yeterli zaman ayırın.
-Aile bireyleri ve arkadaşlarınızla ilişkilerinizi koruyup geliştirin, sosyal aktivitelere katılın.
-Gelir durumunuzu gözden geçirip, gelir ve barınma güvenliğini sağlamak için plan yapın.
-Evde ve dışarıda kazalardan ve düşmelerden korunmak için önlem alın.
-Yaşama karşı olumlu bir tutum takının ve sizi mutlu kılan şeylere zaman ayırın.
-Yaşlanma sürecini olumsuz etkileyen gıdalar tüketmeyin. Yaşın ilerlemesiyle birlikte kalorisi düşük yiyecekler tüketin. Bol taze sebze ve meyve yemeğe özen gösterin.
-Yeterli miktarda tahıl ürünleri, zeytinyağı, balık, yağsız et, az yağlı süt ürünleri tüketin ve bol su için."