İnsan hakları ihlali araştırması
Abone olŞanlıurfa Küpeli köyünde İnsan Hakları Komisyonu üyeleri, jandarma tarafından dövüldüğünü iddia edenlerle görüştü.
Şanlıurfa'nın Bozova İlçesi'ne bağlı Küpeli Köyü'nde bir ay önce
jandarma tarafından işkence gördüklerini iddia eden köylüler, TBMM
İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyelerine bilgi verdi. Yaklaşık 1
ay önce bir düğünden sonra havaya silahla ateş edilmesinden sonra
jandarma ekiplerinin köyde silah araması ile başlayan olay sonunda
Küpeli köyü sakinleri işkence gördüklerini iddia etmişlerdi.
Jandarmadan dayak yediklerini iddia eden köylüler, TBMM İnsan
Hakları Komisyonu'na verdikleri dilekçe üzerine İnsan Hakları
İnceleme Komisyonu'nun 2 üyesi olayı incelemeye aldı. Konu ile
ilgili olarak TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyeleri,
Adıyaman Milletvekili A. Faruk Ünsal ve Kırşehir Milletvekili
Hüseyin Bayındır, Bozova Kaymakamı İsmail Gültekin'i makamında
ziyaret ederek Küpeli Köyü'nde meydana gelen olaylarla ilgili bilgi
aldı. Daha sonra Kaymakam İsmail Gültekin ile birlikte olayın
geçtiği köye gelen milletvekilleri, basına kapalı olarak köylüleri
dinledi. Milletvekili A. Faruk Ünsal, geliş amaçlarını belirterek,
"Küpeli Köyü'nde yaklaşık 1 ay önceki bir düğün sırasında havaya
silah atılmasıyla ilgili olarak jandarmayla köylü arasında bir
tartışmanın geçtiği haberi geldi. Bize gelen şikayet dilekçesinde
jandarmanın kaba hareket, dayak ve kötü muamele yaptığı şeklinde
idi. Tabii biz bunu araştırıyoruz. Meclis inceleme komisyonuyuz,
soruşturma komisyonu değiliz. Dolayısıyla buraya geliş amacımızı şu
şekilde özetlemek lazım. Bu tür insan haklarının ihlal edildiğine
ilişkin iddialarda millet iradesinin en yüksek temsilcisi olarak bu
konuya olan hassasiyetimizi belirtmek üzere geldik. Taraflarla
görüşeceğiz, köylü vatandaşlarımızla görüştük jandarmayla görüşme
yapmadık" dedi. Daha sonra olayın yaşandığı okulun bahçesine gelen
milletvekilleri, burada da köylülere soru sordu, olayın
ayrıntılarını dinledi, inceleme yaptı. Jandarmanın kötü muamelesi
yüzünden burnunun kırıldığını iddia eden Sedat Tanrıverdi,
"Yürüyordum beni okula götürdüler, içeri koyup dövdüler, burnumu
kırdılar. Silahları çıkarın dediler. Silahımız yok dedim beni
dövdüler. Çobanın sopasıyla bana vurdular" dedi. Süleyman
Tanrıverdi ise, "Ağabeyimin düğününden sonra olaylar oldu. Ben
yatıyordum, gelip çağırdılar. Okulun yanına götürerek hepimizi
betonun üzerine yatırdılar. Ev başı bir kişi gelsin, erkeği
olmayanların kadınları gelsin dediler. Toplandık betonun üstünde,
saatlerce 40 derece sıcakta yatırıp beklettiler. Bizden silah
istiyorlar bizde silah yok. Bizim bunlardan çektiğimiz nedir, biz
de bu vatanın evladıyız. Biz vatan hain miyiz ki bize bunları
yapıyorlar" diye konuştu. Abdullah Tanrıverdi de kendisinin işkence
görmediğini ancak, arkadaşlarının dövüldüğünü iddia ederek,
"Arazide çalışıyorduk, işimizi bitirip geldiğimizde bizi okulun
önüne aldılar. Adımızı sordular biz de söyledik. İçeri aldılar, bir
iki arkadaşımızı önce dövmüşlerdi. Bizi içeri aldıktan sonra silah
hakkında soru sordular. Ben görmediğimi söyledim. Dövmediler,
sadece sözlü olarak küfür ettiler" dedi. Seyit Vakkas Tanrıverdi,
kendilerinin terörist yerine konulduğunu belirterek, "Astsubay,
bizi okulun avlusundan teker teker içeriye aldıktan sonra dövmeye
başladı. 'Sizde silah var, saklıyorsunuz' dedi. Bizi terörist
yerine koydu. Adli tıp kurumundan rapor aldım. Şikayetçiyim" diye
konuştu.