İnsan hakları diyene bak!
Abone olRaporda, Türkiye'den işkenceci diye bahsedildi, Güneydoğu'daki kürtlerin horlandığı iddia edildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2002 yılı insan hakları raporunda,
Türkiye'de hükümetin genel olarak insan haklarına saygılı olduğu ve
önemli reformlar gerçekleştirdiği, ancak işkence gibi bazı insan
hakları problemlerinin sorun olmayı sürdürdüğü belirtildi. ABD
Dışişleri Bakanlığı'nın 2002 yılı insan hakları raporunun Türkiye
bölümünde, 2002 yılının şubat, mart ve ağustos aylarında TBMM'nin,
insan haklarına ilişkin çok geniş reformları kabul ettiği
belirtildi. Bu reformların, Avrupa Birliği standartlarını yakalamak
için gerçekleştirildiği savunulan raporda, ifade özgürlüğü, mahkeme
öncesi tutukluluk, Türkçe dışındaki dillerin kullanımı bu reformlar
arasında sayıldı. Raporda, ölüm cezasının kaldırılması, insan
kaçakçılığının özel bir suç olarak sıralanması, Kürtçe ve diğer
dillerde ders ve yayın hakkına prensipte karar verilmesi,
gayri-Müslim vakıflara mülk edinme hakkı tanınması, devlete yönelik
eleştirilerin suç sayılmaktan çıkarılması, olumlu gelişmeler olarak
sıralandı. ABD raporunda, ordunun devletin anayasal koruyucusu
olarak, hükümet politikaları ve faaliyetleri üzerinde dolaylı
etkisi olduğu savunuldu. Ordu ve yargının, ''ülkenin laik
seçkinlerinin desteğiyle'', İslamcı fundamentalizme karşı savaşını
sürdürdüğü anlatıldı. Terör örgütü PKK'nın adını KADEK olarak
değiştirdiği belirtilen raporda, Güneydoğu'da, bölgedeki güvenlik
önlemleri sayesinde 1999'dan bu yana önemli bir sıkıntı olmadığı
kaydedildi. Hükümetin genel olarak insan haklarına saygılı hareket
ettiği ancak işkencenin ''sistematik ve yaygın şekilde''
sürdürüldüğü savunulan raporda, buna karşın, işkence vakalarının
sayıca, önceki yıllara oranla azaldığına dikkat çekildi. Raporda,
ifade özgürlüğü ve basına yönelik kısıtlamaların sürdüğü,
gazetecilerin ''oto sansür'' uyguladığı ileri sürüldü. 2002 yılında
bazı siyasi parti ve liderlerinin faaliyetlerine kısıtlama
getirildiği, çocuklara ve kadınlara yönelik şiddetin problem olmayı
sürdürdüğü, çocuk işçi sorunu ve insan kaçakçılığının devam ettiği
savunulan raporda, kadınların, ''töre cinayeti'' kurbanı olarak
kalmaya devam ettiği kaydedildi. Raporda, siyasi temelli kayıplara
ilişkin 2002'de bir haber olmadığı da anlatıldı. Raporda, işkence
vakalarına bütün detaylarıyla yer verilirken, bu yöndeki verilerde
İnsan Hakları Derneği'ne referans verildiği görüldü. İHD'ye göre
965 kişinin işkence kurbanı olduğu, bu rakamın da 2001 yılındaki
1200 kişiye göre daha az olduğu raporda yer aldı. Raporda,
hükümetin, 2002 yılında 67 kitap, 35 yayıncı ve 48 yazara karşı
dava açtığı belirtilirken, Türkiye'de, hükümeti yoğun eleştiren
görüşlere yer veren birçok yerel ve dış yayının yaygın şekilde
bulunduğu anlatıldı. Ancak Türkiye'de haberlerin, ''hükümeti
destekleyen'' bir ikilik taşıdığı savunulurken, buna örnek olarak
''Güneydoğu'daki operasyonlarda güvenlik güçlerinin öldürdüğü
kişiler, terörist faaliyette bulunduklarına dair kanıt olmadığı
halde, terörist olarak nitelendiriliyorlar'' iddiasına yer verildi.
Televizyon ve radyo yayıncılığının geniş bir kesime hitabettiği,
yabancı televizyon yayınlarının da Türkiye'de izlendiği, internet
kullanımının gelişmekte olduğu raporda anlatıldı. Öte yandan,
raporda, ''milyonlarca kişinin kendisini Kürt olarak tanımladığı ve
Kürtçe konuştuğu'' ileri sürülürken, bu kimliğini vurgulayanların
taciz ve yargıya maruz kaldığı iddia edildi. Raporda, İstanbul'daki
Fener Rum Patrikhanesi'nden, ''Evrensel'' sıfatıyla bahsedilirken,
1971 yılından bu yana kapalı olan Heybeliada'daki ruhban okulunun
açılması konusunda gelişme olmadığı belirtildi. ABD raporunda
ayrıca, üniversitelerde ve kamu hizmetinde türban yasağının devam
ettiği belirtildi. NOT:Peki bu haberde neden bu alakasız resmi
kullandık. Çünkü bu resim, teslim olmaya hazırlanan ve beyaz bayrak
çeken insanları katleden ABD'nin insan haklarına ne denli önem
verdiğini gösteriyor..