BEYİN Damar Hastalıkları Hasta Derneği (BEYİNDER) Yönetim Kurulu Üyesi ve Nöroloji Uzmanı Dr. Sibel Gazioğlu, hipertansiyon, kötü beslenme, sigara ve fiziksel aktivite eksikliğinin giderilmesi ile inmeden korunulabileceğinin altını çizdi.29 Ekim'in Dünya İnme Organizasyonu (WSO) tarafından 'Dünya İnme Günü' ilan edildiğini söyleyen Dr. Gazioğlu, vücudun bir yarısında kol, bacak veya yüzde ani gelişen kuvvetsizlik veya hissizliğin inmenin en önemli belirtisi olduğunu söyledi. 'Aşırı kilo , şeker hastalığı risk yaratıyor' Dr. Gazioğlu, inmede risk faktörlerinin ortadan kaldırılması için dikkat edilmesi gerekenler olduğunu belirtti ve şu sözlerle uyardı:"Tüm dünyada özürlülük sebepleri arasında ilk sırada yer alan inme önlenebilir bir hastalıktır. Hipertansiyon, diyet, sigara kullanımı ve fiziksel aktivite eksikliği gibi risk faktörlerinin kontrol edilmesi ile inmelerin büyük bir kısmının önlenebileceğini biliyoruz.İnmenin önlenmesinde en önemli koruyucu basamaklardan biri de bu risk faktörlerinin ortadan kaldırılması veya kontrol altına alınmasını sağlayan yaşam şekli değişikliğidir. Diyetteki uygun değişiklikler ile yüksek kolesterol ve kan basıncı, aşırı kilo ve şeker hastalığı gibi inme risk faktörlerinin kontrolü sağlanarak yeniden inme geçirme riski azaltılabilir." 'Sebze ve meyveden zengin, tuz oranı düşük beslenme' İnmeyi önlemede beslenmenin önemine dikkat çeken Dr. Gazioğlu, "Temel tercih edilen diyet sebze ve meyveden zengin, yağ ve tuz oranı düşük sağlıklı beslenme şeklindedir. Sigara kullanılıyorsa mutlaka bırakılmalıdır. Kilolu kişiler uygun diyet ile ideal kiloya ulaşmalıdır. Diğer yandan fiziksel olarak hareketsiz olan hastaların fiziksel aktif olan hastalara göre 5 kat daha fazla inme veya kalp krizi geçirme riskine sahip oldukları gösterilmiştir. Ayrıca düzenli fiziksel aktivitenin inme sıklığını ve inmeye bağlı ölümü azalttığı gösterilmiştir. Günde en az 30 dakikalık açık havada yürüyüşlerin yapılması önerilmektedir. İnmenin belirtileri neler? İnmenin tedavisi olduğunu ancak tedavi olabilmek için belirtilerini bilmenin önemli olduğunu belirten Dr. Gazioğlu, "İnmenin önlenebilir bir hastalık olmasının yanı sıra tanı ve tedavi alanında son yıllarda gerçekleşen hızlı gelişmeler sayesinde inme artık tedavi edilebilir bir hastalık olarak da görülmektedir. Ancak bu tedavilerin başarılı olması için inmenin belirti ve bulgularından haberdar olup, farkına varmak ve erken davranmak hayati önem taşımaktadır. İnmeye bağlı klinik belirti ve bulgular beynin etkilenen bölgesinin yeri ve büyüklüğüne göre değişiklik gösterebilir. İnmede belirti ve bulgular sıklıkla aniden ortaya çıkmaktadır.Vücudun bir yarısında kol, bacak veya yüzde ani gelişen kuvvetsizlik veya hissizlik en iyi bilinen belirti olsa da, inmeli bir hastada ani gelişen şuur ve davranış değişikliği, konuşmada peltekleşme, konuşamama veya anlama güçlüğü, çift görme, görme bulanıklığı, yürüme ve denge bozukluklarının da olabileceği akılda tutulmalıdır" dedi. Her dakika milyonlarca beyin hücresi ölüyor Dr. Gazioğlu, inmenin başlangıcından itibaren her geçen dakikanın milyonlarca beyin hücresinin ölümüne neden olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: "İnme başlangıcından sonra her geçen dakika milyonlarca hücre ölümü demektir. Yani her geçen zaman beyindir. İnme tedavi edilebilir bir hastalık olduğu bilinmediği için inmeli hastaların hastaneye ulaşması çok gecikmektedir. Ancak ne kadar gecikilirse tedaviden fayda görme oranı o kadar azalır. Ülkemizde de tüm dünyada inme tedavisinde uygulanan tedavi yöntemlerinin başarı ile uygulandığı inme konusunda deneyimli merkezler bulunmaktadır.İnmeli hastalarda toplardamar yolu ile pıhtı eritici tedaviler inmenin ilk 4,5 saatinde uygulanmaktadır. Ayrıca uygun hastalarda beyin anjiografisi yaparak tıkalı damara ulaşıp pıhtı çıkarma yöntemi de uygulanabilmektedir. Yaşadığınız bölgede bu tedavilerin yapıldığı merkezlerin yerleri mutlaka bilinmeli ve acil sağlık hizmetleri (ülkemizde 112) aranılarak bu tedavilerin uygulandığı en yakın merkeze götürmelidir. İnmeden korkmak yerine önlem almak, farkında olmak ve geç kalmamak gerekmektedir. Yaşam şekli değişiklikleri ile inme riskimizi azaltmak, zamanın önemli olduğunu bilerek tedavide de geç kalmamak için belirti ve bulgularının farkında olmak ve uygun merkezlere erken ulaşmak çok önemlidir.