İngiltere'de rekor düzeyde işsizlik
Abone olMilli İstatistik Kurumu, işsizliğin 128 bin kişi artarak 2,64 milyon kişiye ulaştığını bildirdi.
Resmi verilere göre İngiltere'de işsizlik 1984 yilindan bu yana en yüksek düzeyine ulaştı.
Milli İstatistik Kurumu bu Ağustos ve Ekim ayları arasında işsizliğin 128 bin kişi artarak 2,64 milyon kişiye ulaştığını bildirdi.
Kuruma göre işsizlik oranı da %8,3'e ulaştı.
Bir önceki çeyrekte bu oran %7,9 idi.
Kasım ayında işsizlik parası alanların sayısı da 3 bin kişi artarak, 1,6 milyon kişiye çıkmış durumda.
Gençler arasındaki istihdam tablosu daha da karanlık.
16-24 yaşları arasında işsizlik oranı %22'ye yükseldi.
65 yaş üstü ve yarı zamanlı çalışanların sayısında da rekor düzeyde azalmalar var.
Ülkede toplam istihdam bir önceki çeyreğe göre 63 bin kişi azalarak 29,11 milyona geriledi.
Bunda en önemli etken kamu sektöründe 67 bin kişinin işine son verilmesi.
Aynı dönemde özel sektörde de 5 bin kişinin işine son verildi.
İngiltere ekonomisi neredeyse durmuş durumda.
Büyüme oranındaki düşüş İngiltere ekonomisinin geleceğine ilişkin kaygıları derinleştiriyor.
Hükümetin, ihracat ve özel teşebbüs yatırımlarını artırarak, ekonomiyi daha dengeli hale getirme beklentisinin yeterince hızlı biçimde gerçekleşmediği dile getirilen eleştirilerden biri.
Ana muhalefet İşçi Partisi de aralarında olmak üzere bazı kesimler, Maliye Bakanı George Osborne'un ülkede düşen talebi artırmak için kemer sıkma tedbirlerini gevşetmesi gerektiğini savunuyor.
Hükümet ise İngiltere'nin talebi artırmak için kısa vadeli tedbirler almasının ülkenin ekonomik kredibilitesini tehdit edeceği kanısında.
Büyüme hızındaki düşüş, İngiltere'de ekonomik krizin daha da derinleşeceğine işaret ediyor.
Yavaşlayan bir ekonomi, hükümetin vergi gelirlerinin azalacağı, işsizliğin de muhtemelen artacağı anlamına geliyor.
İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mervyn King bu yıl başlarında, İngiltere'de yaşam standartlarının 1920'lerden bu yana görülmemiş düzeyde uzun süreli bir daralma dönemine girdiğini söylemişti.
Mervyn King'e göre "Bu en büyüğü değilse bile en azından 1930'lardan sonra karşı karşıya olduğumuz en ciddi mali kriz".