İngiltere'de Başbakan kim olur?
Abone olİngiltere'de genel seçimde hiçbir siyasi partinin hükümeti oluşturacak çoğunluğa ulaşamadı. Yeni Başbakan kim olacak?
İngiliz parlamentosunda geçen hafta yapılan genel
seçimde, 36 yıl aradan sonra ilk kez hiçbir siyasi parti çoğunluğa
sahip olacak oy oranına ulaşamadı.
Seçimden, David Cameron liderliğindeki Muhafazakar Parti 306
milletvekili, Gordon Brown liderliğindeki İşçi Partisi 258
milletvekili, Nick Clegg liderliğindeki Liberal Demokrat Parti 57
milletvekili ve diğer partiler 28 milletvekili çıkardı.
İngiltere'de bir siyasi partinin tek başına iktidar olabilmesi için
650 sandalyeli Avam Kamarasının en az 326'sını kazanması gerekiyor.
Bu çerçevede partiler arasında koalisyonun hükümeti kurma
görüşmeleri yapılıyor.
Hafta sonunda Liberal Demokratlar ile Muhafazakarlar görüşürken,
diğer tarafta Brown ile Clegg bir araya geldi. Ayrıca partiler
kendi içlerinde de olası hükümet senaryolarını tartıştı.
Liberal Demokratlar'ın hem Muhafazakarlarla hem de İşçi Partisiyle
yaptığı görüşmelerin "olumlu" geçtiği basına yansırken, parti
liderleri hükümet kurma çalışmalarıyla ilgili açıklama yapmadı.
Ekonomik istikrar ve ülkenin bütçe açığının azaltılması hükümet
kurma müzakerelerinin öncelikli konuları arasında yer alıyor.
Ülkede siyasi partiler arasında özellikle, seçim sisteminin
değiştirilmesi, AB ile ilişkiler, göç politikası, vergi sistemi
gibi konularda görüş ayrılıkları bulunuyor. İngiltere'nin yeni
başbakanının kim olacağı konusunda ve hükümeti kurmak için siyasi
partiler arasındaki sıkı pazarlıklar sürüyor.
CAMERON VE MUHAFAZAKAR PARTİ
Oxford Üniversitesi mezunu, 43 yaşındaki David Cameron'ın diğer iki
büyük siyasi parti liderine göre İngiltere'nin yeni başbakanı
olması daha yüksek ihtimal olarak görünüyor. Cameron başbakanlık
koltuğuna oturursa, 13 yıl aradan sonra ülkeyi yönetecek ilk
Muhafazakar Partili başbakan olacak.
Milletvekilliğine ilk kez 2001 yılında, partisinin genel
başkanlığına ise 5 yıl önce seçilen ve varlıklı bir aileden gelen
Cameron, Muhafazakar Parti'nin, bir diğer adıyla Toryler'in yeni
yüzü olduğunu vurgulamak için "değişim" sloganını kullanıyor.
Cameron, selefleri Margaret Thatcher ve John Major'dan sonra ortaya
koyduğu politikalarla daha "yumuşak ve uzlaşı yanlısı" bir
Muhafazakar Parti portresi çizse de, AB ile ilişkilere şüpheci
bakmaya ve Avrupa'da tüm yetkilerin AB'nin eline verilmesine karşı
çıkmaya devam ediyor.
Seçim kampanyaları döneminde kravat takmayarak ve ceket giymeyerek
halkın içinden vurgulu konuşmalarıyla dikkati çeken Cameron, kamu
harcamalarında yapılacak 6 milyar sterlinlik kesinti ile 2010
yılından başlayarak beş yıl içinde İngiltere'nin bütçe açığını
ortadan kaldırmayı vadediyor.
Sağlık ve dış yardımlar dışında tüm alanlarda kamu harcamalarında
kesinti yapılması gerektiğini söyleyen Cameron, geliri yılda 35 bin
sterlinden az olan kişiler için İşçi Partisince planlanan yüzde
1'lik sosyal sigorta prim artışından vazgeçilmesi gerektiğini
belirtiyor.
Cameron ayrıca, AB dışından gelen göçmenler için yıllık sayı
limitinin konulması, mevcut seçim sisteminin korunması ve ülkenin
savunma bütçesinin gözden geçirilmesi gerektiğini ifade ediyor.
BROWN VE İŞÇİ PARTİSİ
ABD ile birlikte aldığı Irak'ın işgali kararı ve savaş sonrasındaki
Irak politikası nedeniyle hem ülkesinde hem de uluslararası
çevrelerde eleştirilen Tony Blair'den başbakanlık görevini 2007
yılında devralan Gordon Brown, 13 yıldır ülkede iktidarda olan İşçi
Partisi'nin liderliğini ve Başbakanlık görevini son üç yıldır
yürütüyor.
Selefi Blair'den Irak'ta ve Afganistan'da askerleri bulunan bir
ülkeyi devralan Brown, bu ülkelerdeki sorunların yanı sıra
İngiltere'yi de olumsuz etkileyen küresel ekonomik krizle mücadele
etmek zorunda kaldı.
Blair hükümetinde 10 yıl boyunca Maliye Bakanlığı görevi yürüten
Brown, hem muhalifleri hem de kendi partisindeki bazı
milletvekilleri tarafından özellikle ülkenin ekonomisini
iyileştirememekle sıklıkla eleştirildi. Muhafazakarlar ve Liberal
Demokratlar hükümet oluşturmak konusunda bir uzlaşıya varamazsa ve
İşçi Partisi'nin oluşturacağı bir koalisyon hükümetine gidilirse,
59 yaşındaki Brown'un başbakanlık koltuğunda oturması olası
gözükmüyor. İşçi Partili bir koalisyon hükümeti durumunda, partiden
bir başka kişinin, hem partinin liderliğini hem de başbakanlık
görevini üstlenebileceği tahmin ediliyor.
İskoçya doğumlu Brown'ın partisi, genel seçimde 91 milletvekilliği
kaybederek, 258 milletvekiliyle ikinci sıraya yerleşmişti. Brown,
2014 yılına kadar bütçe açığını yarı yarıya indirmeyi ve ülkenin
büyüme oranını yüzde 3,5'e çıkarmayı vadediyor.
Brown ayrıca, mevcut seçim sisteminin değiştirilmesi için
referanduma gidilmesini, 2011 yılıyla birlikte sigorta priminde
artış yapılmasını ve göç konusunda getirilen puan sisteminin
sürdürülmesini istiyor.
Afganistan ve savunma konularında ise İşçi Partisi, Afganistan'daki
polis ve askerlerin eğitilmesiyle bu ülkedeki askerlerini yavaş
yavaş çekmeyi planlıyor.
CLEGG VE LİBERAL DEMOKRAT PARTİ
Genel seçim sonucunda çıkan "çoğunluksuz parlamento" nedeniyle hem
Muhafazakarlar'ın hem de İşçi Partisi'nin hükümeti oluşturmak için
yöneldiği Liberal Demokratlar'ın lideri Nick Clegg'in ise, olası
bir koalisyon hükümetinde yer alma ihtimali bulunuyor ancak
İngiltere'nin bir sonraki başbakanı olması öngörülmüyor.
Liberal Demokrat Parti'nin 2007 yılından beri lideri olan 43
yaşındaki Clegg, partisinin önceliklerini harcamalarda kesintiye
gidilmesi, belediye vergileri yerine yerel kazanç vergisinin
oluşturulması, yazılı bir anayasa hazırlanması olarak
sıralıyor.
Irak ve Afganistan savaşlarına karşı olan Liberal Demokratlar,
İngiliz askerlerinin en kısa zamanda Afganistan'dan dönmesi
gerektiğini savunuyor. Liberal Demokrat Parti, göçmenler konusunda
ise ulusal sınır gücünün oluşturulması ve İngiltere'nin göçmenler
konusunda ihtiyaçlarını ve kaynaklarını gözden geçirmesi
gerektiğini düşünüyor.
Clegg'in AB ile ilişkiler konusunda İngiltere'nin "Avro bölgesine"
katılabileceğini ve mevcut seçim sisteminin değiştirilmesi
gerektiğini savunması, Liberal Demokratlar ile Muhafazakarlar'ı
ayıran en belirgin politikalar olarak ortaya çıkıyor.
İngiltere'de hükümeti kurma çalışmalarının, bütçe açığının
fazlalığı ve hassas ekonomik dengeler nedeniyle uzun sürmesi
öngörülmüyor. İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth ise siyasetin
dışında yer alıyor ve siyasi partileri yönlendirmeden gelişmeleri
takip ediyor. Ülkede belirlenecek yeni başbakan, İngiltere
Kraliçesi 2. Elizabeth döneminde görev yapacak 12'nci başbakan
olacak.