İngiltere ve İskoçya için tarihi gün
Abone olİskoçya'nın Birleşik Krallık'tan ayrılmasıyla ilgili düzenlenen tarihi referandum için oy verme işlemi başladı.
Yaklaşık 4,3 milyon İskoç vatandaşına bugün "İskoçya,
bağımsız bir ülke olmalı mı?" sorusu yöneltiliyor. İskoç seçmenler,
ülke genelindeki okullar, kiliseler ve belediyelerde kurulan
sandıklardaki pusulalarda "evet" ya da "hayır" yanıtını
işaretleyerek oy veriyor.
İNGİLİZ BASINI YALVARDI
İngiliz bugün attıkları manşetlerde İngiltere ve İskoçya
bayraklarını bir arada yayınlayarak İskoçlara "Bizi
bırakmayın" çağrısı yaptılar.
Daily Mirror gazetesi yalvarır gibi "Kader Günü- Bizi Bu Şekilde
Terketmeyin" manşeti attı.
5 milyon 300 bin nüfuslu İskoçya'daki referanduma ülkede yaşayan 16
yaş ve üzerindeki İskoçlar katılabiliyor. Oy verme işlemi yerel
saatle 22.00'ye (TSİ 00.00) kadar sürecek. Oylar İskoçya'da 32
bölgedeki oy verme işlemi sona ermeden sayılmayacak. Kesin
sonuçların ise yarın sabahtan önce belli olması beklenmiyor. Oy
verme hakkına sahip İskoçların yüzde 97'sinin kayıt yaptırdığı
seçimde, katılım oranının yüksek olması bekleniyor.
İskoçya'da ayrılıkçılar ile birlik yanlıları, yaklaşık iki yıl önce
Londra ve Edinburgh yönetimleri arasında referandumun yapılmasına
ilişkin imzalanan Edinburgh Anlaşması'ndan düne kadar yoğun
kampanyalar yürüttü.
Ayrılıkçı İskoç Ulusal Partisi'nin (SNP) liderliğindeki
"Bağımsızlığa Evet" kampanyasının yetkilileri, Londra'nın fazla
yetki sahibi olmasına itiraz ederek, "İskoçya'nın geleceğini
İskoçların belirlemesi gerektiğini" savundu. İngiliz hükümetinin
desteklediği "Birlikte Daha İyiyiz" kampanyası ise İskoçya'nın
Birleşik Krallık'ın içinde daha güçlü olduğu mesajını verdi.
NELERİ SAVUNUYORLAR?
Bugünkü referandumdan "bağımsızlığa evet" sonucunun çıkması halinde
Londra ile Edinburgh yönetimleri varlıkların paylaşımı konusunda
yaklaşık 1 buçuk yıl boyunca çetin müzakereler yürütecek.
Müzakerelerin sonunda ise İskoçya, Birleşik Krallık'tan 24 Mart
2016'da resmen ayrılacak ve bağımsız olacak.
İskoçya'nın mali durumunun Birleşik Krallık'ın geneline göre son
beş yıldır daha iyi olduğunu savunan bağımsızlık yanlısı
"evet"çiler, bağımsızlık halinde Birleşik Krallık ile "para
birliği" konusunda anlaşmaya varmayı ve sterlin para birimini
kullanmaya devam etmeyi umuyor.
Birlik yanlıları ise İskoçya'nın ihracatının yüzde 64'ünü Birleşik
Krallık'ın geri kalanına yaptığına dikkati çekerek, bağımsız
İskoçya'nın sterlin para birimini kullanamayacağını savunuyor.
İngiliz hükümeti, İskoçya'nın birlikten ayrılmasının risk ve
belirsizlik yaratacağını, iş olanaklarını kısıtlayacağını dile
getiriyor. Bazı işletmeler olası bağımsızlığın ekonomik
belirsizlikleri beraberinde getireceğini savunuyor.
Bağımsızlık halinde tartışılacak konulardan biri de Kuzey
Denizi'ndeki petrol ve doğalgaz rezervleri olacak. İskoçya bölgesel
hükümeti, Kuzey Denizi'nde yaklaşık 1 trilyon sterlin değerinde
petrol rezervi olduğunu bildiriyor. Bu rezervlerin bağımsızlık
halinde nasıl paylaşılacağı, birçok konu gibi belirsizliğini
koruyor. İngiltere Başbakanı David Cameron ise, Kuzey Denizi'ndeki
petrol ve doğalgaz rezervi yatırımlarının İngiltere'nin desteğiyle
yapılabileceğini savunuyor.
İskoçya bölgesel hükümetinin başbakanı ve ayrılıkçı İskoç Ulusal
Partisi'nin (SNP) lideri Alex Salmond, bağımsız İskoçya'nın Avrupa
Birliği'nden (AB) ayrılmayacağını ve otomatik olarak AB'nin 29'uncu
üyesi olacağını dile getiriyor. Ancak İngiliz hükümeti İskoçya'nın
Birleşik Krallık'tan çıkmasının AB'den çıkması anlamına geleceğini
belirtiyor. İskoçya'nın AB'ye yeniden üye olmasının ise 1-2 yıl
sürebileceği kaydediliyor.
Birleşik Krallık'ın İskoçya'da bulunan Faslane nükleer üssü de
bağımsızlık halinde müzakere edilecek konuların başında geliyor.
İskoçya bölgesel hükümeti, nükleer üsten 2020 yılına kadar
kurtulmak istiyor. İngiliz hükümeti ise çok maliyetli olacağı
gerekçesiyle buna karşı çıkıyor. Londra, ayrıca Faslane üssünde 15
bin kişinin istihdam edildiğine dikkati çekiyor. İskoç bölgesel
yönetiminin Başbakanı Alex Salmond ayrıca, ülkesinin NATO üyesi
olarak kalmasını istiyor ancak nükleer silahlardan arınması
gerektiğini ifade ediyor.
AYRILIKÇI İSKOÇLAR VAZGEÇMEYEBİLİR
1998 tarihli İskoçya ile ilgili, İşçi Partili Tony Blair'in
İngiltere Başbakanı olduğu dönemde onanan yasayla kurulan İskoç
özerk parlamentosu, eğitimden, sağlığa, tarımdan sanata kadar
birçok alanda kendi politikalarını uygulayabiliyor. Ancak İngiliz
Parlamentosu'nun İskoçya üzerinde dış politika, savunma, göç, kamu
yardımları, enerji gibi alanlarda söz hakkı bulunuyor. İngiliz
Parlamentosu ayrıca, İskoçya'da uygulanan vergi oranlarına da karar
veriyor.
Dün akşam yayınlanan son anketler bağımsızlık karşıtlarını az
farkla, bağımsızlığa destek verenlerin önünde gösterdi. "Ipsos"
adlı kamuoyu araştırma şirketinin yaptığı son ankete katılanların
yüzde 49'u "bağımsızlığa evet", yüzde 51'i ise "hayır" dedi.
"Panelbase" adlı bir başka şirketin anketine göre ise bağımsızlığa
destek yüzde 48, "hayır" ise yüzde 52 çıktı. Kararsızların oranının
yüzde 8 ila 14 arasında değiştiği bildiriliyor.
Bu arada, referandumdan "bağımsızlığa hayır" sonucu çıkması
halinde, İskoçların bağımsızlık taleplerinden vazgeçmeleri
beklenmiyor. Özellikle İngiltere koalisyon hükümetinin büyük ortağı
Muhafazakar Parti'nin 2017 yılında yapmayı planladığı AB üyeliği
referandumu gerçekleşir ve İngiliz halkı AB'den çıkma kararı
alırsa, Avrupa Birliği'nde kalmak isteyen İskoç Ulusal Partisi'nin
Birleşik Krallık'tan ayrılmak için yeni bir referandum yapılması
talebini gündeme getireceği öngörülüyor.
İngiliz hükümeti referandumdan bağımsızlığa "hayır" çıkarsa, İskoç
özerk parlamentosunun yetkilerini artırma vaadinde bulunuyor.
İskoçya'nın ekonomik ve siyasi bağımsızlığı konusunda başlatılan
kampanyalar 1700'lü yıllara uzanıyor. Ülkede son 300 yıldır çeşitli
siyasi gruplar, partiler ve kişiler bağımsızlık konusunda
kampanyalar yürütüyor.
İskoçya bağımsız olursa Birleşik Krallık, toprağının üçte birini
kaybedecek, nüfusu 5 milyon 300 bin azalacak ve 307 yıllık birlik
sona erecek.