İngiltere Türkiye için bastırıyor
Abone olİngiltere Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyeliği için tüm hatlarıyla bastırıyor. İngiliz basınındaki yorumların ağırlık noktası ise Türkiye'yi verilen sözün tutulması..
The Guardian gazetesi ‘Ankara’yı demirlemek’ başlıklı
başyazısında, AB üyesi ülkelerin geçtiğimiz yıl 17 aralıkta
Türkiye’nin kulübe üye olmasını oy birliği ile kabul edip
müzakerelere başlanması için söz verdiklerini hatırlattı. Başyazıda
“verdikleri tarih de 3 ekim 2005 idi. 3 ekime bir aydan daha az bir
süre kala havayı öyle bir panik dalgası kapladı ki belki de tüm
gürültü patırtıdan sonra bu iş gerçekleşmeyecek'' ifadeleri
kullanıldı. Gazetenin başyazısında, Türkiye uzun yıllardır NATO’nun
güvenilir bir üyesi olmasına rağmen, 2003 yılında 15 üyeli Avrupa
Birliği’ne 10 yeni üyenin kabul edilmesiyle tarihi genişlemesini
gerçekleştirerek idealini tamamladığı görüşünün hakim olduğu
belirtildi. Başyazıda “ancak bazı ülkelerdeki Türk karşıtı görüşler
ve de Fransa ile Hollanda’nın geçtiğimiz yaz aylarında AB
anayasasını redetmesi bu konuda ciddi şüpheler doğurdu'' yorumu
yapıldı. The Guardian’ın başyazısında, ‘ateşten bir gömlek olan AB
başkanlık koltuğuna oturan İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw
dünkü açıklamasında, Türkiye ile müzakereler beklendiği gibi uzun
yıllar sürse bile verilen bu ciddi sözün tutulmasının önemli
olduğunu anlattı’ denildi. 'Türkiye’nin AB üyeliği önündeki en
büyük sorunun karmaşık hale gelmiş olan Kıbrıs sorunu olduğunu'
belirten gazete, Fransa’nın Kıbrıs konusuna çok olumsuz baktığını
Almanya’da ise Angela Merkel’in CDU’sunun bu ay yapılacak seçimleri
kazanması halinde Türkiye için daha büyük bir sorun olacağına
dikkat çekti. Merkel’in Türkiye’ye, diğer ülkeler gibi
müzakerelerin sonunda tam üyelik değil sadece ‘imtiyazlı ortaklık’
teklif etmek istediğini hatırlatan gazete, ‘sadece Türkiye’ye böyle
özel bir teklif yapmak AB’nin, dünyanın tek laik Müslüman
demokrasisine bile ayak uyduramayan bir ‘Hristiyan kulübü’ olduğu
şeklindeki kızgın suçlamaları doğru çıkaracak ve bu da tehlikeli
sonuçlar doğuracaktır’ ifadesini kullandı. AB reformlar için itici
güç AB üyeliği mıknatısı sayesinde daha şimdiden Recep Tayyip
Erdoğan’ın muhafazakar hükümetinin büyük yol kaydettiğini belirten
The Guardian, işkencenin yasaklandığını, artık Kürt dilinde
yayınlar yapıldığını ve ordunun ağırlığının da zayıflatıldığını
yazdı. The Guardian başyazısında, 'ama yine de bu hassas dönemde
üzücü ve Türkiye’nin düşmanları için adeta bir hediye olan bir
gelişme oldu ve ünlü yazar Orhan Pamuk, 1915 yılındaki Ermeni
soykırımı hakkında söylediği cesur sözler nedeniyle, Atatürk
döneminden kalma olan ‘Türklüğü aşağılama’ suçlaması ile karşı
karşıya kaldı.' Başyazıda, 'AB’ye giren ülkeler kendi geçmişleriyle
yüzleşmeli ve ifade özgürlüğüne de saygı göstermelidirler. Ama Bay
Straw yine de haklı. Müzakereler zamanında başlamalı. Herhangi bir
gecikme güvenin sarsılması anlamına gelir ve bu da Avrupa’nın zaten
hırpalanmış kredibilitesini daha da zayıflatır ve Türkiye’nin de
reformlarına zarar verebilir' ifadeleri kullanıldı. ABD TÜRKİYE
İÇİN DEVREDE İngiliz The Independent gazetesinde, Türkiye’nin AB
ile müzakerelere başlaması konusunda yer alan bir haberde, 3 ekim
öncesi Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ı tanımaması nedeniyle Türkiye ile
AB arasında çıkacak bir krizi ortadan kaldırmak için ABD ile
İngiltere’nin diplomatik atak başlattığı belirtildi. Haberde,
İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw’ın Türkiye ile müzakerelerin
başlamaması halinde bu durumun İslamcı radikallerin elini
güçlendireceği ve kültürlerarası bir çatışmanın çıkmasına neden
olacağı uyarısına yer verildi. The Independent’ın haberinde, ABD
Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkilinin Brüksel’deki temaslarından
sonra yaptığı açıklamada, müzakerelerin başlamasının Türkiye,
Avrupa Birliği ve ABD’nin yararına olacağını belirttiği vurgulandı.
The Times: Straw'un 3 Ekim Savaşı Times'ın dış haberler editörü
Bronwen Maddox ise "Türkiye'yle öğünmeye kalkışma, yüz kızartıcı
bir yenilgiyle bitebilir" diyor. Maddox'a göre, İngiltere, Avrupa
Birliği'nin dönem başkanlığını devraldığında, Türkiye'yle
müzakereleri, Avrupa vizyonu açısından, öğünma fırsatı olarak
görmüştü. Ancak üç gelişme, dönem başkanlığını başarısız
kılabilecek bir ortamın oluşmasını sağladı. Bunlar; Avrupa
Anayasası'nın Fransa ve Hollanda'da referandumda reddi, Almanya'da
muhalefetin Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı çıkması ve
Ankara'nın Kıbrıs'ı tanımadığını açıklaması. Bronwen Maddox, Jack
Straw'un "Bence, Bazı Avrupa Birliği üyelerinde, Türkiye'nin üyelik
perspektifi, diğer rahatsızlıkları yansıtan bir gelişme oldu"
sözlerine atıf yapmış. Maddox, Straw'un sözlerinin doğru
olabileceğini, ancak Avrupa halkının kısaca Türkiye'yi Avrupa
Birliği üyesi olarak görmek istemeyebileceğini söylüyor ve ekliyor:
"Eğer Straw 3 Ekim Savaşı'nı kazanırsa, önünde bu teorisini test
etmek ve Türkiye karşıtı oyları dönüştürmek için yıllar olacak."
Financial Times: Türkiye'ye destek yüzde 35 Financial Times'ın iç
sayfalarında ise Avrupa Komisyonu'nun sonuçlarını açıkladığı bir
kamuoyu araştırması var. Araştırma 9 Mayıs-14 Haziran tarihleri
arasında 30 ülkede yaklaşık 30 bin kişiyle görüşülerek yapılmış.
Financial Times'ın haberinin başlığıysa, "Avrupa Birliği'nin
araştırması; Romanya, Türkiye ve Bulgaristan'ın canını sıkıyor."
Birliğe aday ülkeler arasında, üyeliğine yüzde 50'den fazla destek
verilen tek ülke Hırvatistan. Yüzde 52'lik desteğe sahip
Hırvatistan'ı, yüzde 50'yle Bulgaristan, yüzde 45'le Romanya ve
yüzde 35'le Türkiye izliyor. Avrupa Birliği'ne en çok güvenilen
ülke ise yüzde 68'le Romanya. Bu oran Türkiye'de yüzde 41,
Hırvatistan'da ise sadece yüzde 28.