Basit birinin ölümü değil bu;
Kızılderili, Aborjinler, Mayalar, Astekler… onlarca milletin,
medeniyetin kökünü kazıyan; insanları köleleştirip ticari bir mal
haline getiren bir Ülkenin Kraliçesinin ölümü.
Dünyada bugün sınır anlaşmazlıkları
yüzünden birbirlerine girmiş, nifak sokulmuş hemen her yerde izi
görülen bir Ülkenin Kraliçesi...
Ülkeleri işgal ederek ekonomik,
zihni ve fikri olarak köleleştirdikleri her ülkeyi kendilerinden
sonra acımasız diktatörlere teslim eden bir Krallığın Kraliçesi...
Kraliçe II. Elizabeth.
Bunlar çok geçmişte kaldı, diye
düşünebilirsiniz fakat hatırlatmakta fayda var; İngilizler
kültürüne ve tarihi geleneklerine en bağlı Ülkelerden biridir. Ve
İngiltere hala İngiltere’dir.
***
Kraliçe’nin ölüm haberini
duyduğumda aklıma Çeçen Lider Şehid Şamil Basayev’in Kraliçe’ye
yazdığı ancak ulaştıramadığı mektubun şu kısımları geldi;
“İngiltere'nin ilk haçlı
seferleri ve sömürge savaşlarından bu
yana İslam'ın ve İslam dünyasının en
amansız düşmanı olduğunu ve bugün de olmaya devam ettiğini her
zaman hatırlıyoruz.
İngiltere, Avrupa'nın son
yüzyıllarda Müslüman ülkelere karşı yürüttüğü tüm
savaşların beyni ve merkezi olmuştur.
Bugün pek çok
kişi İslam'a karşı mücadele düşünce
merkezinin Amerika'ya taşındığına
inanıyor.
Ama bana öyle geliyor ki,
hala İngiltere'dedir.
…
Yalanların, şiddetin ve gerçeği
reddetmenin artık sizi kurtarmayacağı zamanın yaklaştığını
hissediyorsunuz.
Hepimiz ölecek
ve Rab'bin önünde duracağız, o zaman ne krallık, ne
parıltılar ve servet, ne de zekâ kimseye yardım
edemeyecek.
...
Kraliyet ailenizden biri
olan Prenses Diana'nın yaptığı gibi ebedi olana yeterince
hazırlanmanızı, Hakikat'e direnmemenizi
ve İslam'ı kabul etmenizi tavsiye
ederim.
Abdullah Şamil Ebu İdris
-2003
Basayev’in mektubunda en dikkat
çekici ifadeleri; “İngiltere, Avrupa'nın son
yüzyıllarda Müslüman ülkelere karşı yürüttüğü tüm
savaşların beyni ve merkezi olmuştur.”
cümlesi ve Prenses Diana'nın suikaste kurban gitmeseydi Müslüman
olacağı yönündeki iddiaları destekleyen son paragraf
oluşturuyor.
İngilizlerin genel olarak tüm
siyasetini ve dünyayı şekillendirme çalışmalarının temelini
oluşturan bu tespit, aslında her şeyi özetlemeye yetiyor ve insana,
İngilizlere karşı ne hissetmemesi gerektiğini
hatırlatıyor.
***
İngilizler, Hindistan’da
başarılı olamasalardı bugün dünyanın en büyük ve güçlü
devletlerinden biri de Müslüman olarak anılacak ve dünyanın tüm
dengeleri değişmiş olacaktı. Fakat İngilizler, Hindistan’ı yalnızca
işgal etmekle kalmamış, bir daha kendilerine gelememeleri için de
birçok acımasız plan uygulamaya geçirmiştir. Hindistan’da İslam
adına ne varsa sonlandırılmış, zihinleri köleleştirmek, kendi
ecdatlarından ve tarihlerinden nefret ettirmek için İngiliz okutman
ve İngiliz kafalı Hintlileri görevlendirdikleri İngiliz Kolejleri
açılmış, tornadan bir mal üretir gibi insan yetiştirilmiştir.
Tarih derslerinde -maalesef bizlere
de öğretildiği gibi- ‘üzerinde güneş batmayan ülke’ olarak anılan
İngiltere; Kanada, Hindistan, Güney Afrika, Avustralya, Mısır ve
dünyanın diğer bölgelerindeki toprakları üzerinden kurduğu sömürü
düzeni sayesinde, yekûnu trilyonlarca doları bulan Dünya’nın en
büyük küresel yağmacısı konumunda.
Şehit Şamil Basayev’in mektubuna
geri dönelim;
“Hepimiz ölecek
ve Rab'bin önünde duracağız, o zaman ne krallık, ne
parıltılar ve servet, ne de zekâ kimseye yardım edemeyecek.”
Twitter; @MuratCahid