İngiltere istihbaratını paylaşmıyor!
Abone olErdoğan, Defalarca çağrı yapılamasına karşın İngilizlerin ortak istihbarat çağrısını yanıtlamadığından yakınıyor.
Halk'a ve olaylara Tercüman Gazetesi Yazarı Aydın
Candabakoğlu'nun bugünkü yazısı... Teröre karşı en etkili
mücadelenin, terör örgütleriyle ilgili ön istihbarat olduğu
biliniyor. Terör eylemlerini önlemenin, bu örgütleri etkisiz hale
getirmenin yolu, sağlıklı istihbarattan geçiyor. Silah gücüne
dayalı tedbirler, istihbarattan sonra gelir. Çünkü herkes bilir ki,
ne kadar güçlü polisiye tedbirler alınırsa alınsın, istihbaratta
öncelik alınmamışsa, terörün vuramayacağı hedef yoktur. Terörün ne
zaman, nerede ve hangi kılıkta karşımıza çıkacağını bilmiyorsak,
her an tehdit altındayız demektir. Bunu bilen özgür ve demokratik
dünya, teröre karşı kenetlenip, yoğun işbirliğine girdi. Özellikle
11 Eylül saldırılarından sonra, pek çok ülkenin istihbarat
teşkilatı, 'bilgileri paylaşma' yoluna gitti. Ülkeler, bu konuda
anlaşmalar imzaladı, işbirliği protokolleri yapıldı. Terörden canı
çok yanan Türkiye ve İsrail, bu konuda tam bir işbirliği içinde
bulunuyor. Ancak uzun yıllardır, dünyanın diğer ülkelerini, terörün
ciddiyeti konusunda ikna etmekte güçlük çekiyorlar. Ama 11 Eylül'de
ABD'yi kalbinden vuran 'ikiz' saldırıların ardından, özgür dünya,
terörün her an kendilerini de vurabileceği gerçeğini gördü. Bu
bakımdan hem teröre karşı duruş, hem de istihbarat işbirliği
gerekliliği daha açık ortaya çıktı. Türkiye; İsrail, ABD, daha
sonra da Suriye ve diğer komşu ülkelerle 'istihbaratı paylaşma
anlaşmaları' yaptı. Bu çerçevede İngiliz Hükümeti'ne de resmen
başvuruldu. 'Gelin, teröre karşı istihbarat bilgilerimizi
paylaşalım' denildi. Başvurunun üzerinden yıllar geçti. İngilizler,
Türk Hükümeti'nin başvurusuna cevap dahi vermedi. 11 Eylül
saldırılarının ardından, yeniden bir hatırlatma yapıldı. Ne var ki,
İngilizler anlaşılmaz bir şekilde 'istihbarat bencilliği'ni
sürdürmeye devam ediyor. İngiltere Hükümeti, Türkiye'nin
'istihbaratı paylaşma' konusundaki başvurularını, ısrarla görmezden
geliyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İngilizler'in bu konudaki
tavrını, ABD'nin başkenti Washington'da üstü örtülü de olsa dile
getirdi. Bir grup gazete yöneticisi ve yazarıyla sohbeti sırasında
bir soru üzerine konuyu gündeme getiren Erdoğan'ın sözleri, sitem
dolu: 'Teröre karşı mücadelede Amerikan ve İsrail yönetimleriyle
tam bir uyum içinde çalışıyoruz. Maalesef İngilizler'den aynı tavrı
göremedik. ABD ve İsrail ile bazı komşu ülkelerle güvenlik
işbirliğinin yanı sıra, istihbarat anlaşmalarımız bulunuyor.
İngiltere ile de aynı şekilde birkaç yıl önce istihbarat işbirliği
anlaşması yapılması için başvuruldu. Ancak bu başvuruya hiçbir
cevap gelmedi. Dünyayı şoka sokan 11 Eylül'deki İkiz Kuleler
saldırısının ardından, İngiltere'ye başvurunun neticesini sorduk.
Maalesef bu mesajımız da bugüne kadar cevaplandırılmadı.' Başbakan,
İngilizler'in kafalarda pek çok soru işareti bırakmaya açık tavrı
konusunda sitem ediyor, ama yine de suçlamaktan kaçınmaya özen
gösteriyor. Erdoğan, 'Yenilenen başvurumuza hala cevap bekliyoruz'
demekle yetiniyor. İngilizler'in teröre karşı en etkili yöntem olan
istihbarat bilgilerini paylaşmamasının ardında neler olduğu ayrı
bir konu. Kimse onlardan Lady Diana'nın ölümünün ardındaki sırrı
açıklamalarını beklemiyor. O sır varsın onların olsun. Ama
İstanbul'daki bombalı saldırılardan sonra, kendi vatandaşlarına
'Türkiye'ye gitmeyin' çağrısını yaparken, dayandıklarını ileri
sürdükleri istihbarat bilgilerini kendi medyalarıyla
paylaşacaklarına, bu konudaki somut verileri Türk istihbaratına
vermeleri, herhalde daha yararlı olacaktı. Kimbilir belki de,
ikinci saldırıda hayatını kaybeden pek çok Türk gibi, İstanbul
Başkonsolosları bu istihbaratın paylaşılması halinde
kurtulabilirdi. Terör örgütlerinin, çoğu zaman 'devlet veya
devletler destekli' olduğu bilinen bir gerçek. Bölücü terör örgütü
PKK, bir grup fanatik Ermeni'nin ölüm kusan maşası ASALA, yıllarca
Türkiye'nin başına 'musallat edilen' belalar olarak nasıl ayakta
durabildi sanıyorsunuz? Türkiye düşmanlarının her konuda
sağladıkları desteklerle. Para verdiler, silahlandırdılar, yataklık
ettiler. Bütün bu destekler kesildiği anda da, maşa örgütler ve
mensupları, kuyruklarını kısıp oturdular. İngilizler istihbarat
bilgilerini paylaşmaktan çekiniyorsa, bir bildikleri vardır. O
bildiklerini başkası bilsin istemiyorlardır. NOKTA... İngiliz
kilidini açacak bir İngiliz anahtarı mutlaka vardır.