İngiltere Başbakanı Cameron zorda!
Abone olGuardian gazetesine ajan baskınının ardından, İngiltere basın özgürlüğü tartışmalarıyla çalkalanıyor. Son haberler, talimatın bizzat Başbakan David Cameron’un yakın çevresinden geldiğini gösteriyor.
Amerikan ve İngiliz istihbaratlarının dünya çapında
milyonlarca internet ve telefon bağlantısını izlediği yönündeki
verilerin eski CIA çalışanı Edward Snowden tarafından ifşa
edilmesiyle patlak veren skandal her geçen gün yeni boyutlar
kazanıyor.
Bu bilgileri yayınlayan Guardian gazetesinin genel yayın yönetmeni Alan Rusbridger’ın, iki istihbarat çalışanının gazeteye gelerek sabit disklerin imha edilmesini talep ettiklerini açıklaması tartışmaları alevlendirdi. Rusbridger, bu ziyareti gazetenin uzun geçmişindeki en garip anlardan biri olarak nitelendirdi. Rusbridger "Kendilerine gösterdiğimiz bilgisayarların kullandığımız bilgisayarlar olduğuna güvenip bizimle bodrum katına indiler. Bilgisayarda şunu şunu şunu sil dediler. Bir daha asla okunamayacak ya da onarılamayacak şekilde. Evet. Böyle garip bir andı. Talimatları üzerine bilgisayarları kullanılamaz hale getirdik" diye konuştu.
TALİMATI KİM VERDİ?
Ancak istihbaratçıların, binlerce belge içeren bu verilerin daha
önce kopyalanmış olup olmadığıyla ilgilenmemesi dikkat çekici.
Rusbridger de bu soru karşısında şaşkınlığını gizlemiyor ve "Ne
değişti ya da Londra’daki bir kopyanın imha edilmesi onlar için
niye önemliydi, bilmiyorum. Ancak benzer koşullarda Amerika’da
tutulan kopya konusunda oldukça ilgisizlerdi" şeklinde
konuşuyor.
Guardian Genel Yayın Yönetmeni Alan Rusbridger, iki ay önce ‘başbakan adına hareket ettiğini söyleyen çok üst düzey bir hükümet yetkilisinin’ kendisiyle temas kurduğunu belirtmiş, bu kişinin daha sonraki iki buluşmada üzerinde çalıştıkları tüm materyali kendilerine vermeleri ya da imha etmeleri talebinde bulunduğunu kaydetmişti.
İngiltere’nin önde gelen yayın kuruluşları BBC, Independent ve
Daily Mail, baskın talimatının Başbakan Cameron’un çok yakın
çevresinden geldiği yönünde birbiriyle örtüşen haberler yayımladı.
İngiliz yayın kuruluşları bu ismin Cameron’un başbakanlık müsteşarı
Jeremy Heywood olduğunu bildirdi. En üst düzey hükümet danışmanı
statüsünde bulunan Heywood, bakanlar kurulu toplantılarında
Cameron’un yanında oturuyor.
"KIRMIZI ÇİZGİ
AŞILDI"
Son bilgiler ışığında hükümet üzerindeki baskı artıyor. İngiliz
hükümeti sözcüsü, münferit vakalarla ilgili yorum yapamayacaklarını
belirtti, “Ancak son derece hassas bilgiler güvenli bir ortamda
saklanmıyorsa hükümet yükümlülüğünü yerine getirip bunları
güvenliğe almak zorundadır” diye konuştu.
Alman hükümeti ise bu müdahale ile kırmızı çizginin aşıldığı görüşünde. Federal hükümetin insan hakları sorumlusu Markus Löning, Berliner Zeitung’a verdiği demeçte, Rusbridger’in tasvir ettiği olayın ardından bir hayli sarsıldığını belirtti ve İngiltere’deki basın ve ifade özgürlüğü konusunda endişelendiğini söyledi.
Alman Gazeteciler Sendikası (DJV) da Guardian’a yapılan baskını eleştirdi ve bunu, basın özgürlüğüne yapılan bir saldırı olarak değerlendirdi. Sendikanın Sözcüsü Hendrik Zörner, böyle bir şeyin Almanya’da mümkün olmayacağını söyledi. Zörner "Hayır, bu bizde söz konusu olmaz. Alman yasaları, ister Anayasayı Koruma Teşkilatı ister Dış İstihbarat Teşkilatı olsun, istihbarat birimi çalışanlarının, bir gazetenin yazı işlerinde boy gösterip, araştırma amaçlı kullanılan malzemelerin yok edilmesini denetlemesine izin vermiyor" diye konuştu.
GİZLİ BELGELER VE BASIN
ÖZGÜRLÜĞÜ
Bununla birlikte Berlin Teknik Üniversitesi’nin Medya Bilimleri
Bölümü'nden Profesör Norbert Bolz, söz konusu durumun araştırmacı
gazetecilikten çok daha farklı değerlendirilmesi gerektiğini
düşünüyor. Bolz, bunu şöyle açıklıyor: "Sınırsız bir ifade ve basın
özgürlüğü için çırpınan gazetecilerin verdiği tepki, çok normal ve
tamamen anlaşılabilir. Diğer yandan şunu da görmek lazım; klasik
devlet menfaatleri vardır ve bunlar içinde, tam da bu gizli
belgeler gibi hassas bilgiler, mutlak basın özgürlüğü ile uyumlu
değildir."
Bolz, İngiliz hükümetinin tutumunda gelecekte bir değişiklik olmasını beklemiyor, hükümetin sadece taktiğini değiştirebileceğini düşünüyor.