İngilizlerden Orta Doğu analizi: Türkiye güçleniyor
Abone olTÜRKİYE'nin Afganistan'daki hamlesi ve Körfez ülkeleriyle yeni dönemde kurduğu ilişkiler İngiltere merkezli Global Risk Insights tarafından analiz edilirken, "Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batı ve Körfez ile ilişkileri geliştirme konusunda güçlü konumda" saptaması yapıldı.
İNGİLTERE Londra Ekonomi Okulu bünyesindeki Global Risk
Insights, Türkiye'nin özellikle son dönemde uluslararası arenadaki
konumunu mercek altına aldı. "Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan, Afganistan'da stratejik fırsat yakaladı" başlıklı
analizde Ankara'nın stratejik bölgesel öneminin göze çarptığı
kaydedildi.
Bölge ülkeleriyle Türkiye arasındaki ilişkilerin ele alındığı yazıda, "İran'ın Afganistan'da ortaya koyduğu zorluk Türkiye'nin Suudi Arabistan ile ilişkilerini geliştirmek için iyi bir konumda olduğu anlamına geliyor" denildi. Katar ablukasının sona ermesinin Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinin yeniden inşasının önündeki önemli bir engeli kaldırdığı, Riyad'ın müttefiki Mısır'ın da Doğu Akdeniz'de Türkiye ile uzlaşmaya istekli olduğu ifade edildi.
"Erdoğan güçlü konumda"
"Son olarak Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Türkiye ile yeniden ilişki kurmak için hamleler yaptı" değerlendirmesinde bulunuldu. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Batı ve Körfez ile ilişkileri geliştirme konusunda güçlü konumda olduğunun altı çizildi.
"Avrupa Birliği baskı altında"
Türkiye'nin, Avrupa'ya düzensiz göçün
yönetiminde Avrupa Birliği (AB) için önemli bir ortak olduğu
belirtilen yazının devamında şöyle denildi: "Afganistan krizinin
bir sonucu olarak mülteci akını riski Brüksel'in Ankara ile 2016
göç anlaşmasını yeniden gözden geçirme baskısı altında olduğu
anlamına geliyor. Bu fırsatı bilen Erdoğan, bir televizyon
konuşmasında AB'yi ülkesinin 'Avrupa'nın mülteci deposu olmak gibi
bir görevi, sorumluluğu veya zorunluluğu olmadığı' konusunda
uyardı. Afganistan'daki Türk diplomatik varlığının devam etmesi
bölgeyi istikrara kavuşturmak için Ankara ile çalışmanın AB ve
ABD'nin çıkarına olacağı anlamına geliyor. AB, başta Türkiye olmak
üzere üçüncü ülkelerin katılımını bölgesel güvenliğin anahtarı
olarak görüyor."