İngiliz gazete Baykalın gidişine sevindi!
Abone olİngiltere'nin en önemli gazetelerinden biri olan Guardian Baykal'ın gidişini bir fırsat olarak değerlendirdi.
Guardian’da Stephen Kinzer 'Milyonlarca Türk yeni bir
liderin CHP'yi gerçekten demokrasi ve Avrupa yanlısı sosyal
demokrat bir parti halinde (ki Türkiye böyle bir partiye hiç sahip
olma-dı) yeniden şekillendirmesini umuyor' dedi.
Kinzer'ın Türkiye analizi şöyle:
Türkiye’deki ana muhalefet partisinin liderini, şimdi milletvekili
olan eski sekreteriyle yarı çıplak halde gösteren skandal
görüntüler, Türk siyasetinde son derece olumlu
olabilecek bir karışıklık patlattı. Muhalefet lideri Deniz
Baykal son 10 yılda ülkesinin modernleşmesini engellemek ve
cumhuriyetin kurulduğu 1923’ten beri ülkenin hayatına hâkim olan
ordu tekelindeki seçkinlerin vesayetini sürdürmek için herkesten
fazla gayret gösterdi. Seks kasedi bu hafta ortaya
dökülünce Baykal partisinin genel başkanlığından istifa
etti.
Olayların böyle şaşırtıcı bir hal alması, tam da ordunun 1980’lerin
başındaki üç yıllık yönetimi sırasında Türkiye’ye dayattığı
anti-demokratik anayasayı reformdan geçirmek yönünde ciddi
çaba gösterildiği bir döneme denk geldiği için daha da
önemli. Baykal’ın istifası ve temmuzda yapılması beklenen
anayasal reform referandumu bir arada ele alındığında, Türkiye için
parlak ve yeni ihtimaller doğuruyor.
Milyonlarca Türk umutlandı
Aynı dönemde Türkiye bölgesel bir güç olarak konumunu da adım adım
güçlendiriyor. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, geçen hafta
Ortadoğu’daki krizlere yeni bir yaklaşımın imkânlarını ele almak
üzere Türkiye’yi ziyaret etti. Rusya Devlet Başkanı Dimitri
Medvedev de Ankara’da arzı endam edip iki ülkenin ‘stratejik
ortaklık’ noktasına vardığını ilan etti. Türkiye Başbakanı
Tayyip Erdoğan, İran’la Batı arasında nükleer meselede yeni bir
uzlaşmanın biçimlenmesi konusunda Brezilya Devlet Başkanı Luis Lula
da Silva’yla saf tuttu; İranlı yetkililer bunu “Bizim için
iyi bir öneri” diyerek memnuniyetle karşıladı ve “Bir anlaşmaya
varılabilmesi konusunda iyimseriz” açıklamasında bulundu.
Türkiye’nin bölgesel bir barış yapıcı mahiyetinde potansiyelini
azamiye çıkarması için kendi demokrasisini mükemmelleştirmesi
gerekiyor. En dikkat çekici eksiklerinden biriyse mantıklı bir
muhalefet partisinin olmaması. Birçok laik Türk Erdoğan’ın dini
eğilimli AKP’sine güvenmiyor ve demokrasiyle kapitalizme bağlı,
fakat İslami siyasetle ilişkisi bulunmayan bir partiye oy vermeye
hevesliler. Baykal partisini bu tür bir alternatife
dönüştürebilirdi, fakat bunun yerine ülkenin en yozlaşmış ve
anti-demokratik gruplarıyla ittifak kurdu. Milyonlarca
Türk yeni bir liderin partiyi gerçekten demokrasi ve Avrupa yanlısı
sosyal demokrat bir parti halinde (ki Türkiye böyle bir partiye hiç
sahip olma-dı) yeniden şekillendirmesini umuyor.
Gerici politikalarla geçen yılların Baykal’ı alaşağı etmeye
yetmemesi, bunun için esrarengiz bir video kaydının piyasa
sürülmesinin gerekmesi utanç verici. Olumlu sonuca, son
derece menfi bir yoldan ulaşılmış oldu. Bununla birlikte Baykal’ın
Türk siyasetinden çekilmesi kutlama yapılmasını gerektiren bir
gelişme. Mutlu bir tesadüfle, bu çok geç kalmış istifa
Türklerin önlerine konan en kapsamlı anayasal reform paketi için
sandık başına gitmeye hazırlandığı bir dönemde
gerçekleşti. Reformlar hâkimler ve savcıların atanma
şeklini demokratikleştiriyor; hâkimlerin ilgili meclis komisyonunun
onayı olmadan siyasi partileri kapatmasını yasaklıyor; ve 1980
darbecilerinin kendileri için anayasaya koyduğu dokunulmazlığı
kaldırıyor. Bu generallerin sahiden yargılanması ihtimali pek yok,
fakat dokunulmaz- lıklarının kaldırılması Türkiye’de kimsenin
hukukun üstünde olmadığına dair güçlü bir sinyal teşkil
edecektir.
İç çatışma ihtimali var
Reformlar halktan güçlü destek buluyor, fakat eski seçkinlere
cepheden bir saldırı anlamına geldiklerinden dolayı, direnişle
karşılaşmaksızın kabul edilip uygulanacaklarına inanmak da saflık
olacaktır. Türk toplumu içinde yer alan ve genellikle ‘derin
devlet’ diye anılan karanlık grupların sicilinde, ülkenin sosyal ve
siyasi bölünmelerini derinleştirmek için şiddet kullanmak da var.
Kürt milliyetçi hareketi içindeki şiddet yanlısı gruplar da,
devletin meşruiyetini ve ahlaki otoritesini güçlendirecek
reformları kabul etmesini önlemek isteyebilirler.
Gelecek birkaç ayda Türkiye, hem derin siyasi değişim yönünde
diriltici bir imkânla, hem de karışıklık ve iç çatışma ihtimaliyle
yüz yüze kalacak. İdeal sonuç temmuz referandumu öncesi barışçı bir
kampanya yürütülmesi, oyların net bir şekilde anayasa reformu
lehinde çıkması ve CHP’nin laik Türkler için şu an
ikti-darda bulunan dini eğilimli partiye olum- lu bir alternatif
sunan ilerici demokrat bir güç olarak yeniden doğuşu
olacaktır.
Yepyeni bir atılım şansı
Türkiye’nin başarısı, dünya değişirken kendisini yeniden keşfetme
yeteneği göstermesine bağlı. Ülke diktatoryal idealin egemen olduğu
bir dönemde bir diktatörlük olarak kuruldu; dünyanın demokrasi
talep ettiği 2. Dünya Savaşı sonrası dönemde çok partili
demokrasiye adım attı; devlet hâkimiyetindeki ekonomi fikrinin
geçerliliğini yitirdiği 1980’lerde kapitalizmi kucakladı ve insan
haklarının küresel inancın parçası haline geldiği son 10 yılda
insan hakları sicilini kararlı biçimde iyileştirdi.
Şimdi bir başka atılım yapma şansı var. Bu konuda elde edilecek
başarı, Türkiye’nin demokrasisini derinleştirecek ve Ortadoğu ve
ötesinde barış yapıcı bir rol üstlenme yeteneğini ciddi şekilde
artıracaktır. (Çeviri: Radikal Gazetesi)