İngiliz basını günah çıkarttı
Abone olMüzakere Çerçeve Belgesi'nin 3 Ekim'e sarkması Avrupa'yı sarstı.The Times ve The Independent gazetesinin iki yazarı Avrupa Birliği'ni ve Türkiye'yi değerlendirdi.
İngiliz basını, AB'nin Türkiye ile müzakerelere başlaması
konusunda çabalar sürerken birliğe yönelik uyarılarını sürdürüyor.
The Times gazetesi, Koç Üniversitesi tarih profesörü Norman
Stone'un yazdığı konuyla ilgili bir makaleye yer verdi. Stone,
AB'ye, enerjik, dürüst ve değişimini tamamlamış bir Türkiye ile
karşı karşıya bulunulduğunu hatırlatarak, ''Böyle bir ülke niye
bize ihtiyaç duysun ki'' sorusunu yöneltti. Boğaziçi tüneli projesi
ile Bakü-Ceyhan petrol boru hattının Türkiye ile Batı arasında
kurduğu bağlara işaret eden Stone, Güneydoğu Anadolu Projesi'nin,
bölgede ''Belçika büyüklüğünde bir alanda'' yarattığı değişime de
dikkati çekti. ''Türkiye'nin AB'ye üye olarak alınıp alınmamasına
ilişkin tartışmalar sırasında, bu büyük projelerin akıllardan
çıkartılmaması gerektiğini'' belirten Stone, ''Türkiye'nin
sorunları bulunduğunu, ancak ülkenin aynı zamanda müthiş bir büyüme
oranı olduğunu ve bunun günlük yaşam içinde her yerde
hissedebileceğini'' anlattı. İspanya ile Türkiye arasındaki
benzerliğe dikkati çeken ve İspanya'nın AB üyesi olduğu dönemde
benzer eleştirilere hedef olduğunu hatırlatan Stone, bu ülkenin
AB'ye katıldıktan sonra hızla modernleştiğini kaydetti.
Avrupalılara Türkiye ile ilgili itirazlarını bir yana bırakmaları
çağrısında da bulunan Stone, ''Türkiye'nin Avrupa'ya, tek başına
bütün Doğu Avrupa ülkelerinin toplamından daha çok Avrupa'ya
kazandıracakları bulunduğunu'' vurguladı. ''Türk insanının
çalışkanlık gibi bir geleneği ve komünizm tarafından yok edilmemiş
bir dürüstlüğü bulunduğunu'' kaydeden Norman Stone, ''Aslında
Türkler o kadar çok şeyi başarıyor ki, insan gerçekten AB'ye
katılmaya ihtiyaçları var mı diye sormaktan kendini alamıyor''
ifadesini kullandı. ''AB'nin bazı kurallarının, Türkiye'yi Türkiye
yapan bazı özelliklere zarar verebileceğini bile düşünmek
gerektiğini'' belirten Stone, örnek olarak, ''ülkede küçük atölye
ve dükkanların, AB'nin bazı gereksiz kurallarının tersine
istedikleri kadar çalışabildiğini'' gösterdi. ''Türklerin aileyi
birlikte tutup sağlıklı bir sosyal ortam yaratmayı başardıklarını''
da belirten Stone, burada bir çantanın çalınması bile televizyonda
haber olduğuna dikkati çekti. Stone, AB üyeliği söz konusu olmasa
da, Türkiye ve Türk halkının yararlı değişimi tek başına da
sürdürebileceğine işaret ederek, ''Eğer ille de AB üyeliği
istiyorlarsa bizimkini verelim'' diye espri yaptı. -AVRUPA'NIN
CEHALETİ- The Independent gazetesi yazarı Maureen Freely de
Türkiye'nin AB üyeliği konusunda kaleme aldığı makalede,
'Türkiye'yi yanımıza alma konusunda başarısız olursak ve onu sosyal
demokrasiden uzaklaştırırsak, bunun tek suçlusu biz oluruz''
görüşünü vurguladı. ''Avrupa'nın Türkiye ve bu ülkenin geçmişine
dair büyük bir cehalet içinde bulunduğuna'' işaret eden Freely,
Türkiye'nin Müslüman bir ülke olmasından kaynaklanan itirazlara
karşılık, ''bu ülkenin 80 yıllık bir laiklik geçmişi bulunduğuna''
işaret etti. Yazar, ''böyle bir ülkeye Hıristiyan kulübünde yer
verilemeyeceği'' görüşlerini de, ''Bu sadece Avrupa'da yaşayan 15
milyon Müslümanın bu kıtaya kattıklarını değil, Türkiye'nin NATO
üyesi olarak verdiği hizmeti de görmezden gelmektir'' uyarısında
bulunarak yanıtladı. ''Türkiye'nin bugüne kadar dikkatlerden kaçmış
en güzel yönünün bütün etnik kökenlerini kucaklaması olduğunu'' da
belirten yazar, ''Türkiye'nin kızdırılması, yanlış anlaşılması ve
sonuçta Avrupa ailesinin içine çekilememesi halinde, sosyal
demokrasiden uzaklaşabileceğini ve bunun suçlusunun da yine
Avrupa'nın kendisi olacağını'' vurguladı.