İngiliz bankasından Türkiye analizi: Faiz artışında sona yaklaşılıyor
Abone olİngiliz Bankası HSBC, Türkiye'nin yeni ekonomi politikasını analiz ederek, 'en acil sorununu' yazdı. En acil sorun olarak, 'ödemeler dengesi kaynaklı kırılganlıkları' belirleyen banka, Merkez Bankası'nın son üç aydır devam ettirdiği 'faiz artışında' sona yaklaştığını ifade etti.
İngiliz bankası HSBC'den Türkiye ekonomisine dair dikkat çekici
bir rapor geldi. Bankanın ekonomistlerinden Melis Metiner
tarafından hazırlanan raporda, Türkiye'nin en acil sorunu
yazılırken, finansal koşullardaki son gelişmelere rağmen dış açığın
temel endişe kaynağı olmaya devam ettiğine vurgu yapıldı.
Türkiye ekonomisinde kademeli bir şekildeki düzeltme, enflasyonda ve cari açıkta yüksek seyrin devamı beklentilerine yer verilen raporda, “Bize göre, ödemeler dengesi kaynaklı kırılganlıklar, Türkiye’nin yeni atanan ekonomi ekibi için en acil sorun olmayı sürdürüyor” ifadeleri kullanıldı.
Sözcü'de yer alan habere göre; raporda öne çıkan değerlendirmeler şu şekilde:
* Türkiye ekonomisinin kısa vadeli görünümü son dört ayda belirgin şekilde iyileşti. Merkez Bankası’ndaki (TCMB) yeni ekip para politikalarını ve makro ihtiyati politikaları sıkılaştırıp geçmişte devreye alınan bozucu düzenleyici tedbirleri gevşetmeye başladı. Artan harcamaları finanse etmek için vergi artışlarını içeren ek bütçe hazırlandı.
* Bu pozitif gelişmelere rağmen riskler devam ediyor. Enflasyon, döviz borcu, düşük rezerv gibi büyük dengesizlikler var ve bunların çözümünün kararlı, uzun süreli ve potansiyel olarak acılı düzeltme süreçlerini gerektirmesi muhtemel ama gelen işaretler, en azından önümüzdeki 12 ay için, politika yapıcıların ekonomide çok daha kademeli ve dolayısıyla sınırlı bir yeniden dengelenmeyi tercih ettiklerini gösteriyor.
* Son dönemde atılan adımlar, Türkiye’nin, ödemeler dengesi
baskılarında artış, TL’de keskin değer kaybı ve ekonomide ani duruş
içeren en kötü senaryodan kaçınmasına yardım etti ancak ekonomiyi
daha sağlam bir temele oturtmak için daha fazlasının yapılması
gerekiyor.
* 2023 için yüzde 4,4’lük ekonomik büyüme beklentimizi koruyoruz ancak 2024 için büyüme beklentimizi yüzde 4,1’den yüzde 3,0’a düşürüyoruz. Orta Vadeli Program’dakine kıyasla da belirgin bir yavaşlama bekliyoruz. Bu yıl olduğu gibi gelecek yıl da büyümenin iç talep çekişli olmasını bekliyoruz.
"250 baz puanlık faiz artışı bekliyoruz"
* 2023 sonu politika faizi beklentimizi yüzde 30’dan yüzde 32,5’e yükseltiyoruz ancak TCMB’nin faiz artışı döngüsünde sona yaklaştığını düşünüyoruz. Eylül toplantısında 500 baz puan ve son çeyrekte toplam 250 baz puanlık faiz artışı bekliyoruz.
* Bütçede bu yıl, hükümetin yüzde 6,4’lük hedefinden daha düşük açık bekliyoruz ancak Mart 2024’teki yerel seçimler nedeniyle resmi harcama tahminleri gelecek yıl aşılabilir. Milli gelire oranla bütçe açığı tahminimiz 2023 için yüzde 4,1, 2024 için yüzde 7,1. Hükümet 2024’teki açık tahmini ise yüzde 6,4.
* 2023 ve 2024’te daha yüksek cari açık bekliyoruz. Öte yandan, fonlama sorunları hafifledi, bu da Türkiye’nin bir ödemeler dengesi krizinden kaçınmasını çok daha muhtemel kılıyor.
Kısa vadeli dış borç, 206 milyar dolarla yüksek seviyelerdeki seyrini sürdürüyor
* Başta Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere Türkiye’ye dönük fonlama taahhütleri olumlu karşılanıyor ancak bu taahhütlerin politika yapıcıların daha kararlı adım atmalarını ertelemeye neden olma riski var. Bu olursa, Türkiye, yüksek emtia fiyatları ve risk iştahında değişim gibi birçok dış şoka karşı riskli konumda kalmaya devam edebilir. Öte yandan, söz verilen fonların ne zaman geleceğiyle ilgili biraz belirsizlik de var.
* Faiz artışlarına rağmen yüksek enflasyon nedeniyle reel faizlerin derin negatif bölgede kalmaya devam etmesini bekliyoruz. Enflasyonun eylülde yüzde 60,3, aralıkta yüzde 67,9, Mart 2024’te yüzde 65,9, Haziran 2024’te yüzde 69,6, Eylül 2024’te yüzde 48,6, Aralık 2024’te yüzde 44,3 olmasını bekliyoruz. Politika faizinin ise 2024 genelinde yüzde 32,5’te kalmasını öngörüyoruz.
* Reel faizlerin negatif ve bütçe harcamalarının yüksek olduğu bir ortamda, iç talebin belirgin şekilde soğuması ve talep kaynaklı fiyat baskılarının azalması muhtemel değil.
* 2024 büyüme tahminimizi düşürmemizin temel nedeni, kredi faizlerindeki artış ve kredi büyümesindeki düşüş.
* Kısa vadeli dış borç, 206 milyar dolarla yüksek seviyelerdeki seyrini sürdürüyor.
* 120 milyar dolarlık kur korumalı mevduat (KKM) kaynaklı kur farkı ödemeleri, enflasyonist baskı ve risk yaratıyor.