İnek sütü ve portakal suyu zararlı mı?
Abone olÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Özer Pala, beslenmede altın kuralları açıkladı.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Özer Pala, İnek
sütü ve portakal suyu çocuk sağlığı açısından çok zararlı olduğunu
söyledi. Prof. Pala, inek sütündeki kalsiyum bağırsaktan
emilmediğini, inek sütü içen çocukların hiperaktif olduğunu ve inek
sütünün kemik erimesi yaptığını belirtti.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Özer Pala,
yıllardır doğru bilinen bilgilerin yanlış olduğunu, bu yanlışların
düzeltilmediği takdirde gelecek nesillerin sağlıklı gelişimlerinin
mümkün olmadığını söyledi. Prof. Dr. Özer Pala çocuk gelişimiyle
ilgili ezber bozan şu çarpıcı açıklamaları yaptı:
“PROBİYOTİKLER BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ
GÜÇLENDİRİR”
“Sezaryen veya prematüre doğan çocuklarla normal doğan çocukların bağışıklık sistemleri çok farklılık gösterir. Bunun başlıca nedeni; çocuğun doğum kanalında anneden aldığı, vücuda yarar sağlayacak olan mikropları zamanla bağırsakta tutup koruyuculuk sağlamasıdır. Erken doğan ve küveze konan bebeklerin anneyle teması olmadığı için çevredeki değişik mikroplar ’normal bağırsak florası’ denilen koruyucu mikropların gelişmesini etkilediği için bağışıklık sisteminin geç gelişmesine sebep olur. Pribiyotiklerin önemi işte burada ön plana çıkar. Çünkü probiyotikler bağırsak sistemini korur ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Doğal prebiyotik veya dışarıdan alınan takviyelerle bu dengeyi tekrar kurmak gerekir.”
İnek sütünün 4 zararını açıklayan Pala, şöyle devam etti:
"Genetik diyabetli çocuklar ne kadar erken ek gıda ve inek sütü
alırsa o kadar erken diyabet ortaya çıkar. Hazır mamadan ziyade bu
işi yapan faktör inek sütüdür. Kalsiyum fosfor oranı bire birdir
bunun emilebilmesi için 2’ye 1 olması gerekir.
Anne sütü en güzel kalsiyum kaynağıdır. İnek sütünden yeterince
kalsiyum sağlayamazsınız erişkinlerde kemik erimesi olmasın diye
verilen inek sütü kemik erimesi yapar. Kalsiyum almak için mutlaka
süt içmek gerekmez. Maydanoz, badem, brokoli, süt ürünlerinden
çökelek, peynirde de kalsiyum var.
İnek sütü yerine keçi sütü almak daha yararlıdır. Keçi sütündeki
kalsiyum vücut daha yararlıdır. Keçi sütündeki yağlar damar
sertliğine daha az yatkınlık gösterir. Halbuki inek sütü daha ilk
günden başlayarak damar sertliğine zemin hazırlar.
Süt bağırsaktan demir ve çinko eğilimini engeller. Süt içen
çocuklar hiperaktif olur. Bu çocuklar yerlerinde oturamazlar.
Davranış bozukluğunun bir numaralı sebepleri arasında süt
gelir."
“SÜT YERİNE YOĞURT TÜKETİN”
Süt yerine yoğurt tüketilmesi gerektiğini belirten Pala,
“Ancak yoğurt günlük sütten değil çarşı sütünden
yapılmalıdır. UHF’lı süt kesinlikle kullanılmamalıdır. Yoğurt
kaplarına dikkat edilmesi gerekir, bazılarının altında 6 numara
var. 6-7 numara Bisfonel-A açısından yoğun olduğu için
zararlıdır” dedi.
“PORTAKAL SUYU METABOLİK SENDROMU TETİKLER”
Pala, “Günlük C vitamini ihtiyacı 50 mg kadardır. Fazla
alındığında bağırsakların düzeni bozabilir, zamanla böbrek taşı
oluşabilir. Portakal suyundaki fruktoz; Metabolik Sendrom denilen
yağlanmayı, şeker hastalığı, kan yağlarının artmasını, ilerde
tansiyon oluşmasını sağlayacak ana faktörlerden biridir. Kısa bir
süre öncesine kadar sadece erkeklerde görülen GUT Hastalığı bugün
Amerika 40 yaşından sonra kadınlarda da sık görülmeye başladı.
Bunun bir numaralı sebebi portakal suyudur. Normal yenilen her
yeşillikte C vitamini vardır. Çok fazla C vitaminine ihtiyaç
yoktur. Her şeyin fazlası zarar. Bir portakal suyuna kaç tane
portakal sıkılırsa, sıkılan portakal kadar fruktoz karaciğerde
yağlanmaya sebep olur” diye konuştu.
BİSFONEL A: ZEHİR
Pala, “Bisfonel A 7 numara ile gösterilir. Özellikle su
bidonlarında görülür. Plastiğin sertliğini sağlayan bir maddedir
ama zehirdir. Kan yağlarını artırır, karaciğeri yağlandırır,
insilün direncini artırır, hamilerde çocuğun cinsiyetini etkiler,
erkek çocuklarda göğüs büyümesine yol açar, kişiliğini etkiler, kız
çocuklarda erken erkek çocuklarda ise geç ergenlik oluşmasına sebep
olur. 5 numaranın dışındakileri mümkün olduğunca kullanılmaması
gerekir” dedi.
"ANNE SÜTÜNÜN DEĞERİ BİLİNMİYOR"
“Anne sütü altın değerindedir ama kıymeti bilinmiyor” diyen Pala, şöyle devam etti: “Annenin sütü az geldiğinde hemen bir kutu mama veya ek gıdalar verilerek bebeğin bağırsak florası bozuluyor. Bu da bebeğin alerjik olmasını, aile genetik olarak şeker hastalığı varsa şeker hastalığına yatkınlığı artırıyor.
Aslında probiyotik ve prebiyotik olarak iki başlık altında
açıklanması gerekir. Bunlar bağırsak sistemini korur ve bağışıklık
sistemini sağlar. Eksikliğinde hastalıklara yatkınlık artar,
koruyuculuk iflas eder ve alerji oluşur. Kız çocuklarını mesane ve
genital iltihaplanmalardan korur. Ancak alınan her etkili madde
-mide ilacı, antibiyotik gibi- bakteri öldürürken yanında yararlı
bakterileri de yok eder. Bu nedenle ilaç kullanırken mutlaka
pribotik alınarak bunların yerine koyulması gerekir. Bu da ya doğal
prebiyotik veya ilaç şeklinde olmalıdır.”