İnegöl'de 39 kişinin sorgusu sürüyor
Abone olBursa Valisi Şahabettin Harput, İnegöl'de meydana gelen olaylarda gözaltına alınan kişilerin sorgusunun sürdüğünü açıkladı.
Bursa Valisi Şahabettin Harput, İnegöl ilçesinde dün
gece üç kişinin beş kişiyi bıçakla yaralamasının ardından çıkan
olaylarla ilgili şu an itibariyle 39 kişinin gözaltına alındığını
bildirdi.
Bursa Valisi Şahabettin Harput yaptığı açıklamada, geceden
beri devam eden olayların, saat 04.30 sıralarında sonuçlandığını,
bu süre zarfında olaylara karışan kişiler üzerinde gerek bizzat
gerekse kamera ve fotoğraflarla tespit çalışmalarının devam
ettiğini belirtti. Harput, şu bilgileri verdi:
''Şu an itibariyle 39 kişi, zanlı olarak sorgulanmak üzere
alınmışlardır. Olayların sonucunu biliyorsunuz, maalesef 20'den
fazla güvenlik personelimiz, çeşitli şekillerde çok ağır olmamak
üzere yaralanmış, yine 15 civarında araç ağır tahrip edilmiş, gerek
İlçe Emniyet Müdürlüğü gerekse İlçe Belediye binalarının camları
tamamen dağıtılmış ve yakılmak istenmiş, burada yine ambulans ve
benzeri hizmet araçları da bir şekilde tamamıyla kullanılmaz hale
getirilmiş, bir sorumsuz aklı selimden tamamıyla uzak, bir yanlış
dedikoduyla şayialarla insanların ne yaptıklarını bilmeden çılgınca
yaptıkları bir hareket, İnegöl'e Bursamıza, ülkemize ciddi bir
sıkıntı yaşatmıştır.''
Adli işlemler bir taraftan yürütülürken, olayların yanlışlığının
anlatılması, anlaşılması, bu yanlışların bir kez daha tekerrür
etmemesi, insanların üzülmemesi, incinmemesi, bir daha bu
sıkıntıları yaşamaması için İnegöl'ün ileri gelen insanlarıyla bir
değerlendirme toplantısı yapacaklarını ifade eden Harput, şöyle
dedi:
''Bu noktada onların da düşüncelerini ve görüşlerini alacak ve bu
olayla ilgili yanlışları kendilerine anlatarak, hiç olaya müdahil
olmadığı halde, oradan geçerken masum insanların bile yaralandığı,
sıkıntı çektiği böyle bir olayın yaşanmaması için alınması gereken
hususlar konusunda kendilerine kararlı bir tavır içinde devletin
izleyeceği uygulama yöntemleri anlatılacaktır.''
''İNEGÖL, GÖÇ ALAN BİR ŞEHRİMİZ''
Vatandaşların esasen bugüne kadar İnegöl'de çok sıcak, uyumlu,
huzurlu bir hayat sürdüregeldiklerini vurgulayan Harput, şöyle
devam etti:
''Çünkü, İnegöl göç alan bir şehrimiz. İnegöl, Balkanlardan,
Kafkaslardan olduğu gibi Anadolu'muzun dörtbir yanından
Güneydoğudan Doğudan göç almış, tarım ve sanayi kentidir.
Hatta şu anda da İnegöl'ümüzde 5 binin üzerinde Güneydoğulu
insanımız, işçi olarak bölgedeki vatandaşlarımızın arazilerinde
çalışmaktadır. Bu Türkiye'deki insanlarımızın birbiriyle
ne kadar iç içe olduğunun, birbirine ne kadar muhtaç olduğunun
birbirleriyle ne kadar bütünleştiğinin bir göstergesidir. Bir
yanlış anlamayla da insanların nasıl büyük zararlar verebileceğinin
anlaşıldığını burada çok iyi anlaşıldığını görmek ve göstermek
istiyoruz. Bir daha bu tür olayalar yaşamamak için de herkesin
üzerine düşeni yapmasını, halkımızın üzerine düşeni yapmasını,
sorumluların üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini ve daha
huzurlu daha mutlu daha büyük bir geleceğe beraber omuz omuza
yürümek istiyoruz.''
''BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU ALKOLLÜ''
Bir gazetecinin ''Olaya öncülük yapan kişilere ulaşılabildi mi?''
yönündeki sorusu üzerine, şunları kaydetti:
''Başta söylediğim gibi; 39 kişi tespit dilerek gözaltına alındı.
Bunların içinde ilk olaya katılanlar olduğu gibi, daha sonra
olayları tahrik edenler, provoke edenler, olayın içinde bizzat yer
alıp yönlendirenler var, ama kimin hangi pozisyonda hangi noktada
olduğu konusunda, şu anda sorgulama süreci devam ettiği için bir
şey deme imkanımız yok. Olaya karışanların büyük bir çoğunluğunun,
maalesef alkollü ve bilinçsizce yapılan eylemler türünden, ne
yaptığını niçin yaptığını bilmeden yapılan eylemler türünden eylem
olduğunu özellikle belirtmek istiyorum.''
Olaylar sırasında ''2 insan ölmüştür'' diye bir
dedikodu çıktığını ifade eden Harput, şöyle devam etti:
''(Nasıl oldu, kim öldürdü? O zaman bu insanların üzerine gidelim.)
Bir şuursuzca, bilinçsizce ve çılgınca bir fikir. Böyle bir
şeyi kim söyler nasıl söyler? Halbuki bu şehrin emniyetini
huzurunu sağlama görevi devletin. Vatandaşların herhangi bir
yanlışı varsa, yaralanan birisi varsa bir mağdur olan vatandaşımız
varsa o mağdurun mağduriyetini gidermek, o yaralanan insanı
yaralayan sanıkların, faillerin bulunmasını sağlamak onları adli
mercilere teslim etmek devletin görevidir. Vatandaş
devletin, hem adaletine hem şefkatine hem yansızlığına
tarafsızlığına güvenmek durumundadır. Kim yanlış yaparsa,
nereden gelirse, hangi siyasi görüşten olursa olsun, hiçbir yanlışa
karşı müsamaha ve müsaade etmek katiyen mümkün değildir. Ama
doğruyu kim söylerse, o doğruya da hep beraber sahip çıkmak
durumunda ve böylece doğrunun hakim olduğu, yanlışın yer almadığı
bir Türkiye'ye yürümek istiyoruz.''