İnce'ye konuşan eski AK Partili'yi biliyorum!

Gelin bugün Muharrem İnce'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında dile getirdiği o iddiayı biraz detaylı konuşalım. Mesela ben İnce'ye konuşan ismin kim olduğunu biliyorum.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Gelin bugün Muharrem İnce'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında dile getirdiği o iddiayı biraz detaylı konuşalım. 

İnce, "Sen 2001 yılında Pensilvanya'ya gidip Fetullah Gülen'den parti kurmak için icazet aldın" diyor. Buna karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, "Bunun aslı astarı yok, ispatlamazsan namertsin" diye cevap veriyor. 

İnce'yi destekleyen yandaşları, Fetullah Gülen'in bir videosunu yayına koyarak bu iddiayı destekliyor. 

Gülen'in o videoda neler söylediğini kendisinden dinleyelim:

"Onunla çok sıkı münasebetim olduğu söylenemez. Parti kurmak istediği zaman yanıma geldi. Erbakan'dan ayrılmak istediğini söyledi. Hocayla vuruşmadan bu işi yapmasını tavsiye ettim. Türkiye'de askeri darbelerin birbirini takip etiğini, askerlerle de iyi geçinmesini önerdim"

Videoda söylenen sözler gayet açık ve net mi?

Değil!

Niye değil?

Çünkü bahsi edilen videonun devamı var. İnce'yi destekleyen arkadaşların görmezden ve duymazdan geldiği daha başka sözler de söylüyor Fetullah Gülen o videonun devamında...

Diyor ki:

"Yanımdan ayrıldıktan sonra asansöre biniyor, yanında bir arkadaşımız var ama o bunun farkında değil. Yanındaki arkadaşlara, "İlk önce bunun hakkından gelmek lazım" diyor. Zaten bir gün bile adımı andığına şahit olmadım. Seçimi kazanırken bile adımı anmadan, Pensilvanya'ya teşekkür ederim demekle yetindi..."

Madem Fetullah Gülen'in sözlerini en büyük delil olarak kabul ediyoruz. O zaman Erdoğan hakkında söylediği, "Beni bitirme kararını o gün almıştı" sözlerini de delil olarak kabul edeceğiz. 

Öyle ya!

Fetullah Gülen, "Bu adam benimle hiç kol kola yürümedi, bana sevgi beslemedi" diyorsa, o zaman "Erdoğan Gülen'i ihya eden isimdir" iddiası da kendiliğinden çöpe gitmiş oluyor değil mi?

Bunu geçelim...

Aslında Muharrem İnce'ye, "Biz Pensilvanya'ya beraber gittik ve Gülen'den icazet aldık" diyen kişinin kim olduğunu ben çok iyi biliyorum. 

O isim, Abdullah Gül'den başkası değil...

Nereden mi biliyorum?

Gülen'in haftalık vaazlarının yayınlandığı hurkul.org isimli sitesinin editörü Osman Şimşek o günü şöyle anlatıyor:

"2000’li yılların başında AK Parti’nin kuruluş aşamasında, Erdoğan da Pennsylvania’ya gelmiş; yaşadığımız yeri görmüş, kahvemizi içmişti. Hatta o gün musluklarımız bozuktu; bizimle beraber bahçedeki hortumdan abdest almıştı. Yine aynı gün Abdullah Gül de teşrif etmiş; yaşantımıza şahit olmuş ve bizimle aynı safta namaza durmuştu."

Durun, durun!

Bundan sonrası çok daha önemli, çünkü Osman Şimşek çok ilginç detayları asıl bu kısımda veriyor:

Bakın ne diyor:

"Hocamız, 'Abdullah Bey dostumuzdur. Dosta karşı tekellüf saygısızlık olur. Anadolu insanı farklı muameleden rahatsızlık duyar. Yemeği ortak soframızda ikram edelim, sohbetimizi aynı salonda sürdürelim' diye uyarıda bulundu!'”

Açıklamadaki üç önemli ayrıntıya dikkat ettiniz mi?

Bir: Erdoğan'ın Pensilvanya'ya geldiğini söyleyen Osman Şimşek, Erdoğan ile Gülen arasında bir görüşme yapılıp yapılmadığına değinmiyor.

İki: "Bahçedeki hortumdan abdest aldı" dediği Erdoğan'ın, Fetullah Gülen'in arkasında namaza durduğunu söylemiyor. Sadece Abdullah Gül'ün kendileriyle birlikte saf tuttuğunu açıklıyor.

Üç: Abdullah Gül'ü kendi sofrasında ağırlayacağını söylüyor ama Erdoğan için aynı şeyleri söylemiyor. Abdullah Gül ile sohbette buluşacağını söylüyor ama Erdoğan'ın adını dahi anmıyor.

Şimdi...

Erdoğan, Gülen ile 2-3 kez görüştüğünü zaten konuşmalarında kabul ediyor. Bu görüşmelerden birinin Pensilvanya'da yapılıp yapılmadığını bilmiyorum. 

Ama şunu iyi biliyorum.

Gerek Fetullah Gülen'in gerekse Osman Şimşek'in açıklamalarına baktığımızda, ortada bırakın bir icazet alma durumunu, yüz yüze bir görüşmenin gerçekleşip gerçekleşmediğine dair en ufak bir ayrıntı yok.

Bunu da geçelim…

Yazı biraz uzun olacak ama, hazır mesele icazetten açılmışken, CHP'nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde kimlerden icazet aldığına da değineyim. 

Vereceğim tarihlere lütfen dikkat ediniz:

Tarih 26 Nisan 2018...

CHP ile İyi Parti ve Saadet Partisi ittifak görüşmelerine başlıyor. İttifak dışında kalacağını anlayan HDP'nin sözcüsü Ayhan Bilgen, "Bizi milletvekili seçiminde yok sayanlar, cumhurbaşkanlığı seçiminde desteğimizi alamazlar" diye açıklama yapıyor. 

İlginç olan şu ki HDP o güne kadar henüz Selahattin Demirtaş'ı aday göstereceğini açıklamıyor. Çünkü Kandil Demirtaş’ı istemiyor.

Tarih 28 Nisan 2018...

Abdullah Gül, Saadet Partisi'nin kendisine teklif getirdiğini, ancak geniş mutabakat sağlanmadığı için aday olmadığını açıklıyor. 

Tarih 2 Mayıs 2018... 

CHP, İyi Parti ve Saadet, ittifak görüşmelerinde anlaşmaya varıyor. HDP'nin ittifakın içinde yer almayacağı açıklanıyor. 

Tarih 4 Mayıs 2018...

HDP'li Ahmet Türk, "Bizi muhalefet blokunun dışında bırakanlara neden oy verelim?" diyerek ittifaka destek vermeyeceklerini açıklıyor. . Aynı gün, Pervin Buldan ve Ayhan Bilgen de ittifaka ve ittifakın çıkaracağı adaya oy vermeyeceklerini söylüyor. Ama hala Selahattin Demirtaş ismi açıklanmıyor. Çünkü Kandil, Demirtaş'ın daha fazla ön plana çıkmasını istemiyor. 

Aynı gün, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayının Muharrem İnce olduğu açıklanıyor. 

Tarih 6 Mayıs 2018...

CHP'li kimi isimler, Erdoğan'ın ilk turda seçilmemesi için Demirtaş'ın aday gösterilmesi gerektiğini söylüyor ve arka kapı diplomasisi uygulanarak HDP ve Kandil ikna ediliyor. 

Tarih 7 Mayıs 2018...

Selahattin Demirtaş, tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi'nden avukatları aracılığıyla Cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıklıyor. 

Şimdi sıkı durun...

Tarih 19 Mayıs 2018...

Terörist başı Cemil Bayık ekrandan direkt Kılıçdaroğlu'na sesleniyor, "Gelin Erdoğan ve Bahçeli'ye karşı tek güç olalım ve onları gönderelim. HDP baraj altında bırakılmamalı" diyor. 

Aynı gün HDP'den ardı ardına açıklamalar geliyor, "İkinci tura kalması durumunda Muharrem İnce'yi destekleriz" mesajları veriliyor. 

Ve final...

Tarih 23 Mayıs 2018...

Kemal Kılıçdaroğlu, ittifaka almadığı HDP'nin, barajı geçmesi gerektiğini söylüyor. CHP'lilerden, bu partiye destek vermeleri için açık açık oy istiyor. 

Yani tüm Türkiye'nin gözü önünde, Kandil'den, terörist başı Cemil Bayık'tan icazet alıyor. Anlayacağınız, Muharrem İnce o icazet sayesinde bugün Cumhurbaşkanı adayı olarak meydan meydan dolaşabiliyor.