İnancı kan naklini yasakladı! Antalya'da ameliyat olması gerekince...
Abone olANTALYA'da, inancı gereği kan alması ve vermesi yasak olan 'Yehova Şahidi' Sema Gülükoğlu'nun (46) miyom ve çikolata kist ameliyatı, kan nakli yapılmadan gerçekleştirildi.
Antalya'da yaşayan Sema Gülükoğlu, iki ay önce rutin kontrol
için gittiği doktorunun rahim dışında gelişen büyük bir miyom ve
çikolata kisti teşhisi karşısında şaşırdı. Gülükoğlu, hiçbir ağrı
ve belirti göstermeyen hastalığının tedavisi için arayışa girdi.
Dostlarının tavsiyesiyle tanıştığı Kadın Doğum Uzmanı Prof. Dr.
Selahattin Kumru, hastalığını tedavisi için ameliyatın şart
olduğunu söyledi. Sema Gülükoğlu, doktoruna 'Yehova Şahidi'
olduğunu, inançları gereği kan almaları ve vermelerinin yasak
olduğunu kaydetti. Gülükoğlu'nun, ameliyatının kansız yapılması
gerektiğini belirtmesi üzerine doktoru, özel durumu nedeniyle
ameliyatını yapabileceğini kaydetti.
Prof. Dr. Selahattin Kumru, Sema Gülükoğlu'na ameliyatın risklerini
anlattı. Kanama olasılığına karşı ameliyat öncesi ve sonrasında
ilave tedbirler alındı. Hastanın da tüm riskleri aldığına ve kabul
ettiğine dair yazılı onam alındı. Operasyon öncesinde, sırasında ve
sonrasında kan ya da kan ürünü kullanılmadan hastanın ameliyatı
gerçekleştirildi.
"Bizler için hayat çok kutsaldır ve kan hayatı temsil
eder"
Yaklaşık bir ay önce özel bir hastanede yapılan ameliyatın ardından
sağlığına kavuşan Sema Gülükoğlu, Prof. Dr. Selahattin Kumru'nun
kan vermeden ameliyatını yapacağını duyduğunda çok mutlu olduğunu
ifade etti. Doktorunun inancına saygı duyduğunu öğrendikten sonra
çok mutlu olduğunu ve kendisini psikolojik olarak rahat
hissettiğini söyleyen Gülükoğlu, "Doktorum 'Bu ameliyatı yapamam'
deseydi çok üzülecektim. En büyük isteğim kansız yani kan nakli
olmadan ameliyatımın yapılmasıydı. Bu konuyu hocama açtığım zaman
saygıyla karşıladı ve bizimle iş birliği yaptı, ameliyat olmaya
karar verdim. Ameliyatımın kansız olmasını istememin en önemli
sebebi inancımla bağlantılı. Çünkü Yehova Şahitlerinden biriyim.
Bizler için hayat çok kutsaldır ve kan hayatı temsil eder. Bizler
hayata gerçekten çok saygı gösteriyoruz. Sağlıkla da ilgili en iyi
tedavileri almak isteriz. Bu yüzden bu şekilde ameliyat olmayı
arzuladım. Ameliyatım çok başarılı geçti. Ameliyattan iki gün sonra
taburcu oldum. Üçüncü gün de deniz kenarında yürüyüş yaptım.
Kendimi çok iyi hissediyorum. İyi ki böyle değerli doktorlarımız
var." dedi.
"Ameliyatta ve sonrasında kan nakli ihtiyacı
olmadı"
Ameliyatı gerçekleştiren Prof. Dr. Selahattin Kumru ise hastanın
kendisine muayene için geldiğinde miyom ve çikolata kistleri
olduğunu ve bunların ameliyatla alınması gerektiğini kendisine
anlattığını ifade etti. Prof. Dr. Kumru, "Hastamız inançlarından
dolayı kan transfüzyonu istemediğini söyledi. Biz de saygıyla
yaklaştık. Ameliyatta kan transfüzyonu yapılmayacağı için öncesinde
her türlü tedbiri aldık. Ameliyat sırasında da kan naklini
gerektirmeyecek şekilde çaba harcadık. Hastanın rahmini almadan
miyomlarını alabildik. Yumurtalıklarını almadan kistleri çıkardık.
Ameliyatta ve sonrasında kan nakli ihtiyacı olmadı. Dolayısıyla
kişisel tercihleri ve inançları dolayısıyla kan transfüzyonu
istemeyen hastaların ameliyatları için yeterli çaba harcanır,
tedbirler alınırsa kan nakli yapılmadan da yapılabilir" diye
konuştu.