İmralı'ya bu yüzden mi gidilemiyor?

Abone ol

BDP grup toplantısında konuşan Selahattin Demirtaş İmralı sürecine dair açıklamalarda bulundu

İNTERNETHABER.COM- İmralı görüşmelerinde tıkanıklık olduğu yönündeki iddialarla ilgili konuşan Demirtaş, isim krizinin süreci etkilemeyeceğini söyledi.

Görüşmelerde BDP'ye gerek olmadığının söylenmesi durumunda süreci dışarıdan da takip edebileceklerini söyleyen Demirtaş süreçle ilgili, '' İmralı'da önemli aşamaya gelindi ama isim krizi nedeniyle süreç ilerlemiyor şeklinde algı dayatmasını kabul etmiyoruz. Bizden kaynaklı süreç tıkanması yok. Biz ille de İmralı'ya gideceğiz diye dayatmıyoruz. Talep olacaksa tekrar BDP'nin resmi olarak kurumsal katkısı isteniyorsa biz desteğe hazırız. Bizim süreci tıkayan tavrımız olmadı olmayacak.'' dedi.

İmralı ziyaretinin gerçekleşmeme nedeni de açıklayan Demirtaş, ''Başbakan Erdoğan, Ahmet Türk'e bozuk o yüzden İmralı'ya ziyaret gerçekleşmiyor. İsimleri öne sürerek süreç tıkandı bahanesini kabul etmiyoruz'' dedi.

Selahattin Demirtaş BDP grup toplantısında konuştu. İşte Demirtaş'ın konuşmasından satır başları;

ÇETELER TÜRKİYE TARAFINDAN ÖRGÜTLENİYOR

Suriye'de yaşanan savaşın Türkiye'ye sıçradığını biliyoruz .Bu ilk olay değil. Türkiye resmen savaşa girmiş değil ama Suriye'de yaşanan çatışmaların önemli boyutu Türkiye üzerinden yürütülmektedir.

Çeteler Türkiye tarafından örgütlenip Suriye'ye gönderiliyor. Hükümet savaşı resmen ilan etmiş değil. Dün Hatay'da yaşanan saldırıda bunlardan bağımsız değil. Türkiye'nin güney sınırları yok hükmündedir. Sınır kapısı yok. Sınırın Türkiye tarafından görev yapan yetkililer çetelere kimlik dahi sormuyor.

Şu husus var. Davutoğlu ısrarla şiddeti bitirmek için çaba harcadığını söylüyor. Aynı Davutoğlu İsrail'in Şam'a saldırısında farklı konuşuyor. Dış politikada gelinen noktanın tehlikeler arz ettiği konusunda idrake erememiş. Bir yandan İsrail'le birlikte Suriye'de Müslüman halka savaşı destekliyor. Aynı Türkiye Gazze katliamı nedeniyle İsrail'i kınıyor. Yine aynı Türkiye oradaki savaşı yürütüyor.

TÜRKİYE SURİYE BATAKLIĞINA GİRMİŞTİR

Türkiye Suriye'de Kürt karşıtıdır. Hücrelerine işlemiş Kürt fobisidir. Kürtler orada hak elde etmesin diye Türkiye'yi Suriye bataklığına götürmüştür. Bunun sonucu dünkü gibi 13 kişinin yaşamına mal olmuştur. Başbakan Erdoğan Suriye'deki politikamızın haklı göstergesidir diyor. Suriye bataklığına düşmüş olduğunun sonucu olarak görmüyor. Türkiye bodoslama Suriye'deki bataklığına dalmıştır.

İMRALI SÜRECİ

Türkiye'de en önemli gündem maddelerinden biri de İmralı süreci. Bu süreçle ilgili özellikle 15 Şubat'ın yaklaştığı günlerde hatırlatmalara ihtiyaç var. Rahmetli Ecevit Abdullah Öcalan'ın bize neden teslim edildiğini anlamış değilim demişti. İtiraf etmişti. Türkiye resmi olarak İmralı ile görüşmelere başlamış durumda. 14 yıl gecikildiği için kaybedilmiş binlerce can var. 14 yıl öncesinde o günün fırsatları değerlendirilseydi bugün Kürt sorunu konuşulmayacaktı. Eğer o günkü hükümetler bu fırsatları değerlendirseydi savaştan söz etmiyor olacaktık. Gecikmiş olsa da birkez daha bu konuda girişimlere başlanmış olmasını destekliyoruz. 15 Şubat'la ilgili halkımızın hassasiyeti var.

ŞAHİN ÖNER'İN ÖLÜM NEDENİ ELİNDE PATLAYAN BOMBA DEĞİL

Diyarbakır'da Şahin Öner polis aracı tarafından ezilerek öldürülmüştür. Elinde bomba patlamamıştır. Paznerle ezildikten sonra karakolun bahçesine götürülmüştür. 19 yaşındaki genç yaşamını yitirmiştir. Size hiç gibi gelebilir. 19 yaşında bir Kürt daha ölmüş denebilir. Devlet dün Diyarbakır'da katil olmuştur.

İçişleri Bakanı bundan sorumludur. Senin valin ve emniyetin elinde bomba patladı demesine rağmen kaburgaların kırıldığı için öldüğü tespit edilmiştir. İmralı sürecine yaklaşımınız bu mudur? Bu süreç nedir? Sayın Başbakan bunu izah etsin. Ben İmralı'da görüşme yapabilirim ama siz bunu protesto edemezsiniz diyor. Bunların hepsi bu sürecin ne kadar pamuk ipliği ile bağlı süreçler olduğunu gösteriyor.

BU DA SÜRECİ TIKAR MI?

Ahmet Türk'ün sözü süreci tıkadı diyenler daha Şahin'i yazmadınız bile. Bu süreci tıkar mı? Bunu yazmayacak mısınız? Barıştan ne anladığımızı anlamak istiyoruz. Bakın biz bu kadar sorun sıkıntı baskı içinde barış diye hayrıkıyoruz. Bu onurlu duruşun iyi algılanması gerekir. Sürecin desteğini arttırmak için gayret gösteriyoruz.

SİLAHLAR SUSSUN SİYASET KONUŞSUN

Silahlar sussun siyaset konuşsun. Sonuna kadar varız. Ama siyaset özgürce konuşulsun. Kimse kimsenin siyaset çizgisini belirleyemez anacak eleştirebilir. Siyasetle müzakereye bizde varız. Ama siyasetçiyi siyasi kimliğinden arındırıp müzakere ederim denilirse oradan sonuç çıkmaz. İmralı'da devam ediip etmediğinden emin olmadığımız bir süreci destekliyoruz dedik. 

BDP'YE GEREK YOKSA ÇEKİLİRİZ

BDP olarak elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Biz içeride ve dışarıda bu süreci nasıl destekleyebiliriz diye bakıyoruz. Biz İmralı sürecini BDP olamdan da sürdürebilriz yaklaşımı varsa biz  Sürecin İmralı boyutuna dışarıdan destekleriz. BDP İmralı'ya gitmezse her şey biter demedik. Demeyiz. Biz BDP olarak işin yasal reformaları boyuruyla mücadelemizi sürdürebilriz. Takdir sizin. 

İMRALI'YA GİDECEĞİZ DİYE DAYATMIYORUZ

İmralı'da önemli aşamaya gelindi ama isim krizi nedeniyle süreç ilerlemiyor şeklinde algı dayatmasını kabul etmiyoruz. Bizden kaynaklı süreç tıkanması yok. Biz ille de İmralı'ya gieceğiz diye dayatmıyoruz. Talep olacaksa tekrar BDP'nin resmi olarak kurumsal katkısı isteniyorsa biz desteğe hazırız. Bizim süreci tıkayan tavrımız olmadı olmayacak. BDP kurumsal kişiliğini dikkate almadan, dışarıdan bireysel görevlendirmelerle bu süreci yürütemeyiz.

BDP'Yİ GÜNAH KEÇİSİ YAPAMAZSINIZ

Yapay krizi aşma konusunda kararlılık sahibiyiz. BDP'yi günah keçisi olarak elde tutmayı düşünüyorsanız, süreci tıkayan olarak gösterirseniz bu sürecin ciddiyeti ile bağdaşmaz. Biz herhangi bir partinin samimiyetsiz olduğunu ispatlamaya çalışmıyoruz.

Başbakan Erdoğan, Ahmet Türk'e bozuk o yüzden İmralı'ya ziyaret gerçekleşmiyor. Türkiye'nin tarihi sorununu çözmek için elimizi taşın altına koyduk diyeceğiz. Gelip isimler konusunda takıntı olarak düşünülerek süreç tıkandı denilecek.

SÜREÇTEN ALNIMIZ AK ÇIKACAĞIZ

Süreçten alınız ak çıkacağız. Bu meselenin en büyük boyutu anayasadır. Anaysa bu işin can damarıdır. Anayasa ile yürütülen tartışmalara bakın. Bu çalışmayı başından beri sonuna kadar masada kalacağımızı söylüyoruz.

BDP İLE UZLAŞILMADAN ÖZGÜRLÜKÇE ANAYSA YAPILAMAZ

Biz tek başımıza anayasa yapamayız. Sayısal gücümüz olsa da yapamayız. Uzlaşma Komisyonunda bir netice alınmıyorsa başka alternatifleri değerlendirmek partilerin kendi taktiridir. Bir hiçbir parti ile anaysa konusunu konuşmuş değiliz. Uzlaşma Komisyonu masası dışında konuşmayız. Bizim uzlaşma aradığımız yer o masadır. BDP ile uzlaşılmadan hiçbir parti özgürlükçü anayasa yapamaz. 

Bizim sunduğumuz tekliflerin tek maddesi bile sadece Kürtlere ait değildir. Bugün Türkiye'de Türkçe'de özgür değildir. Türk dilinin bile korunmadığı ortada.

BDP ile uzlaşmaya çalışmak ileri anayasa arayışı ile uzlaşmaya çalışmaktır.Biz kimseyle kapalı pazarlık yürütmeyiz.

Günün Önemli Haberleri