İmralı'da ilk sıradışı ziyaret
Abone olÜst düzey bir MİT görevlisi İmralı'ya giderek bölücü örgütün başı Öcalan'la görüştü. Öcalan'a 'Bugüne kadar neredeydiniz?' diye soran MİT'çi terörist başıyla ne konuştu?
Şenkal Atasagun'un MİT Müsteşarlık görevini yürüttüğü sırada
teşkilattan bir isim İmralı'da terör örgütü başı Abdullah Öcalan'la
görüştü. İmralı'daki nin ayrıntılarını Ertuğrul Özkök'ten
dinleyelim:
Yazı: Ertuğrul Özkök
Kaynak:
- AŞAĞIDA vereceğim bilgi, bugüne kadar devlet arşivlerinde ‘çift
ay’lı, yani çok gizli olarak tutulan bir bilgiydi.
Şenkal Atasagun’un müsteşarlık görevi yaptığı sırada üst düzey bir
MİT yetkilisi, İmralı’ya giderek bölücü örgütün başı Abdullan
Öcalan’la görüştü.
Bu, Türk devletinin, sorgulama sırasındakinin dışında bölücü örgüt
lideriyle ilk temasıydı.
Bu buluşmanın en ilginç yanına gelince.
MİT adına bu görüşmeyi kim yaptı?
MİT’in bugünkü Müsteşarı Emre Taner.
Yani o görüşmeden sonra MİT Müsteşarlığı’na terfi etti.
Tam olarak teyit edemedim.
Ama Emre Taner, İmralı’da baş başa kaldıkları an Öcalan şunu
söylemiş:
‘Bugüne kadar neredeydiniz?..’
* * *
Bu görüşmede neler konuşulduğunu tam olarak öğrenemedim.
Ama Öcalan’ın önemli bazı mesajlar verdiğini tahmin ediyorum.
Örgütüne direkt mesaj gönderme imkánının bulunmamasından şikáyet
etmiş.
‘Mesajımı dağdaki adama neyle ileteceğim? Bir mektup yazmama bile
izin verilmiyor’ demiş.
Emre Taner, İmralı’dan ilerisi için umut verici bazı izlenimlerle
dönmüş.
Ya sonra...
Sonra, askeri yetkililer MİT’in İmralı ile ilişkisini
kesmişler.
* * *
Öcalan altı ay aradan sonra geçen hafta avukatlarıyla ilk defa
görüştü.
İlk mesajını da bugünkü Hürriyet’te okuyacaksınız.
Ben Emre Taner’in İmralı’ya yaptığı bu ziyaretin, Barzani ile
yaptığı görüşmeden çok daha önemli olduğuna inanıyorum.
Emre Taner, ilginç bir MİT mensubudur.
Neredeyse bütün kariyerini ‘Kürt meselesi’ üzerine yapmıştır.
Mesela, geçenlerde görüştüğü Barzani’yi çocukluğundan beri
tanır.
Çünkü bundan 40 yıl önce Kuzey Irak’ta baba Barzani ile görüşürken,
yanında oğlu da bulunuyordu.
O çocuk şimdi büyüdü ve Irak Kürt hareketinin başına geçti.
Yani Emre Taner’le hukukları eskiye dayanır.
Emre Taner, yakın çevresine sık sık ‘Ben Kürt meselesini Musa
Anter’den öğrendim’ der.
Çünkü Anter’i bir MİT elemanı olarak izleyen kişilerden biridir.
Dört kere tutuklanmasında rol oynamış, onu sorguya çekmiştir.
‘Anter’in öldürülmesinin çok yanlış bir şey olduğunu düşünen MİT
mensuplarındandır.’
Kürt sorununa çok gerçekçi bir gözlükten bakar.
* * *
İmralı’da yaptığı görüşmeye dönmek istiyorum.
Bu görüşme, Öcalan’ın ‘sorgulanması’ çerçevesinde gerçekleşmiş bir
buluşma değildi.
Yani bir teröristin sorgulanmasından öte bir anlam taşıyordu. O
günkü MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’un bilgisi dahilinde
yapılmıştı.
Dolayısıyla başbakanlığın, yani devletin de haberi vardı.
Yakın geçmişteki bu olaylara bakınca, biraz riskli olmakla birlikte
içimden şu soruyu sormak geçiyor:
O gün Öcalan’la ilişki kuran MİT; acaba örgütün dışarıdaki kısmı
ile de ilişki kuramaz mı?
Tabii ki örgütün içinde MİT’in istihbarat elemanı vardır.
Benim kastettiğim, istihbarat toplama düzeyinde değil.
Örgütü dağdan inmeye, silahı bırakmaya ikna amacıyla bu iş
yapılamaz mı?
Biliyorum bazı kızgın insanlar hemen, ‘Devlet, terör örgütünü
muhatap kabul etmez’ diyecek.
Elbette etmez.
Ama dünyanın bütün istihbarat birimlerinin bir görevi de budur.
Geldiğimiz noktada ülke olarak amacımızı ve stratejimizi çok iyi
tayin etmeliyiz.
* * *
Amacımız ne?
Türkiye’yi kan gölüne çevirme, ekonomimizi altüst etme, AB ile
ilişkileri bozma pahasına tekrar silahlı bir çözüm yoluna mı
gideceğiz?
Kimsenin kuşkusu olmasın.
Gidilir ve Türkiye bu savaşı bir kere daha kazanır.
Ama aynı sonuca, daha makul yollardan ulaşmak mümkünse onu neden
denemeyelim?
Adı ‘Türkiye’ olan bu ülkede bütün insanları mutlu, barış içinde
yaşatmanın her yolu denenmelidir diye düşünüyorum.
Devlet muhatap olmadan, bunu yapacak çok uygun insanlarımız da
var.