"Kürt sorunu" nice kahramanlar (!) bahşetti
bize. Ne "ekrankolik"ler çıkardı karşımıza bu
meret! Sokakta görseniz yüzünü öpeceğiniz kişiler soktu evimize, 30
yıldır bitmeyen "Kürt sorunu!"
Biter mi?
Biter bitmesine de...
"Hiç bitmesin" diyenler, geciktiriyor bu
süreci!
Oslo'da örülen duvar, gördüğünüz gibi İmralı ile Ankara
arasında da örülmeye başladı!
"Barış"ı, "derin" dedikleri
kuyunun içine atmak istiyorlar.
Kuyunun "derin"liklerinde "barış"
kaybolursa eğer, "Kürt sorunu"nun bize bahşettiği
kahramanlara (!) gün doğacak yeniden.
Ekran yüzleri, yani "ekrankolik"ler artacak.
"Barış" olursa..
"Derin" kuyularda boğulacaklar bellidir!
O kuyularda boğulmamak için, ekranlardaki kahramanlık (!)
gösterilerinin devamı için, tek çare var; "kirli
savaş"ı devam ettirmek!
"İmralı zabıtları"nın sızdırılmasının özeti
budur!
YALANA VE İFTİRAYA BİZİ ALET ETMEYİN
Mustafa Karaalioğlu'nun omuzlarındaki yük daha da
arttı. O şimdi, Star'la birlikte kurumun bütün yayınlarını idare
edecek. Çöküş sürecindeki 24'ü ayağa kaldırmaya
çalışacak!
Mustafa ile ilgili dün bir mektup aldım. Hani bilmesem, tanımasam
"Vay be, Mustafa neler yapmış!" diyeceğim. Kulağımıza
fısıldananların hepsinin tersi çıktı. Karaalioğlu görevden
alınacaktı, İcra Kurulu Başkanı oldu. Yusuf Ziya Cömert'le "koltuk
kavgası" yaşıyorlardı, Star'ın yeni genel yayın yönetmeni Cömert
oldu!
6 aydır Star çalışanlarının maaşları ödenmiyordu, Elif
Çakır'a sordum "külliyen yalan" dedi.
Adnan Berk Okan'a da aynı bilgiler gitmiş!
Yazmadı, sordu!
Bunları niye yazıyorum. Mustafa Karaalioğlu veya bir
başkası. Aramız limoni olabilir. Bu düşmanlık yapmamızı, yalana,
iftiraya aracı olmamızı gerektirmiyor.
Lütfen yalanlarınıza ve iftiralarınıza bizi alet etmeyin!