İmparatorun Yolculuğu'nu kaçırmayın
Abone ol"İmparatorun Yolculuğu" tek kelimeyle muhteşem bir film. Yaşama, doğaya, varolmaya olan tüm inancımızı tazeliyor. İşte filme dair önemli noktalar:
"İmparator" adı onlara film yapımcılarının yakıştırdığı bir ad
değil. Olabilirdi de: Siyah-beyaz "smokin"leri içinde her zaman iki
dirhem bir çekirdek, yani son derece şık olan bu soylu görünümlü
hayvana bu ad gerçekten yakışıyor çünkü... Evet, türler arasında
bir tür olan İmparator penguenleri, milyonlarca yıldır tüm
yerkürenin iklim koşulları en sert köşesi olan Antarktika'da
yaşıyorlar. Ama insanlarla tanışmaları kuzey kutbu keşfedildiğinden
beri, yani sadece 100 yıllık. Belki bu yüzden onları iyi
tanımıyoruz, onlarla yeterince tanışmıyoruz. İşte bu film ilk kez
bunu yapıyor. Bizlere penguenlerin yaşamlarına, özellikle de
tanışıp çiftleşmelerine, tek-eşli olarak bu "ilişkiyi" en zor
koşullarda sürdürmelerine dair öyle şeyler söylüyor ki, şaşar
kalırsınız. Bu harikulade doğa destanının en etkileyici bölümü,
türün sürmesi için yaşanan o inanılmaz macera. Önce, çiftleşip
yavrulamaya en uygun olan daha güneydeki bir yere doğru hep
birlikte, kilometrelerce yürünüyor. Orada eş seçme ve çiftleşme
faslı başlıyor. Sonra dişiler gebe kalıyor ve iki ay kadar sonra
yumurtluyorlar. Ama öylesine güçsüz düşüyorlar ki, bu yumurtaları
kendi bedenlerinde büyütmeleri mümkün değil. HAYVANLARIN AŞKI
Böylece incelikli bir törenle, yumurtalar erkeklere devrediliyor.
Ve dişiler, o geldikleri yolu geri dönüp okyanusa, besine kavuşmaya
gidiyorlar. Yolda veya deniz aslanlarının tehdidi altındaki
sularda, ölen ölüyor, kalan kalıyor. O arada, 4 ay sonra yumurtalar
çatlamış ve bebeler ortaya çıkmıştır. Eksi 40'a varan soğukta,
erkeklerin tüm güçsüzlükleri içinde onlara bakması ve dişiler
besinle dolu olarak dönene kadar hayatta tutması gerekmektedir. En
hayali geniş gerilim, polisiye veya Western senaryo yazarlarının
bile hayal edemeyeceği bu karışık durumlar, ne tuhaftır ki doğanın
yazdığı bir senaryodur ve milyonlarca yıldır tekrar edilmektedir.
Türün süregitmesi ve üremenin durmaması denen o soylu ve görkemli
amaç uğruna doğa neler, neler tasarlamıştır. Ki bunlardan biri de,
insan türünün başına bela edilen "aşk" denen dürtü değil midir? Ama
bu film, bir Fransız yapımı olmasının da katkısıyla, sanki aşkın
yalnızca insan türüne özgü olmadığını kanıtlar gibi. "İmparatorun
Yolculuğu" tek sözcükle muhteşem bir film. Çok az bildiğimiz bir
hayvan türü üzerine olması elbette merak ve ilgimizi katlıyor. Ama
ne olursa olsun, çok zor koşullar altında çekilmiş bu inanılmaz
belgesel, insana yalnızca bu uçamayan ama yürüyen ve yüzen kuşların
yaşamı üzerine emsalsiz bilgiler vermekle kalmıyor. Yaşama, doğaya,
varolmaya olan tüm inancımızı da tazeliyor ve içimizi sanki yeni
baştan hayvan ve doğa sevgisiyle dolduruyor. Bu müthiş filmi, başta
Bekir Coşkun tüm hayvanseverlere özellikle adamak istiyorum.
İMPARATORUN YOLCULUĞU (La Marche de l'Empereur) Yönetmen: Luc
Jacquet Senaryo: Michael Fessler, L. Jacquet Görüntü: Laurent
Chalet Jerome Müzik: Emilie Simon Fransız filmi. SABAH