İmmünoterapi tedavi yöntemi son dönemde gittikçe gelişen ve oldukça olumlu sonuçlar veren yeni bir kanser tedavi yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Peki İmmünoterapi'yi diğer kanser tedavi yöntemlerinden farklı kılan özellik nedir ? Akciğer kanserinde kemoterapiden daha etkili sonuçlar veren aynı zamanda kemoterapide görülen bir takım ağır yan etkilere sahip olmayan immünoterapi kanserle savaşta bir paradigma ve taktik değişim olarak nitelendiriliyor. Ancak immünoterapi ilaçları 20 bin dolar civarı olan aşırı maliyeti sebebiyle SGK tarafından karşılanmıyor. İMMÜNOTERAPİ NEDİR?: Bağışıklık sistemi çoğu zaman kanserli hücreleri belirleyip, saldırı mekanizması ile bu hücrelerin gelişimini engeller, fakat bazı durumlarda çeşitli kanser türleri, vücudun savunma mekanizmasını devre dışı bırakır. Böylece hiçbir savunma mekanizmasıyla karşılaşmayan kanserli hücreler, kontrolsüz çoğalır ve daha büyük bir alana yayılır. İşte bu noktada İmmünoterapi, vücudun bağışıklık sistemini, kanserli hücrelere karşı daha kesin, etkili ve daha güçlü saldırılar yapacak şekilde yükselterek kanserli hücrelerin büyüme ve yayılmasını durdurmayı veya hücrenin tamamen ortadan kaldırılmasını amaçlar. İMMÜNOTERAPİ KEMOTERAPİ FARKI: İmmünoterapi'nin Kemoterapi'den en büyük farkı kullanılan yöntemdir. Kemoterapi'de tedavi tümör üzerine dışarıdan müdahale edilerek kanserin yayılmasının durdurulması ve tümörün yokedilmesidir. Ancak İmmünoterapide vücudun kanserle mücadelede en etkin antikorları alınacarak güçlendirilmesi ve çoğaltılmasıyla vücudun bağışıklık sisteminin kanseri yenmesi sağlanılmaya çalışılıyor. Öte yandan iki tedavi yöntemindeki diğer önemli büyük fark ise İmmünoterapi'de Kemoratepi'de görülen ağır yan etkilerin görülmemesidir. İmmünoterapi tedavisi alan hastalarda herhangi bir saç dökülmesi duyularda keskinleşme görülmez. Son dönemde yapılan bilimsel çalışmalarla İmmünoterapi kanser tedavisinde umut vadeden bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. İMMÜNOTERAPİ YÖNTEMLERİ: İmmünoterapi 3 yolla tedavi eder. Birinci tedavi yöntemi monoklonal antikorlardır. Bu yöntemi şu şekilde özetlyebiliriz: Vücudun savunma mekanizması yabancı ve zararlı gördüğü her maddeye karşı savunmaya geçer. Bu maddelerin vücutta olduğu tespit edildiği anda, bağışıklık sistemi tarafından koruma amacıyla protein yapılı antikor adı verilen yapılar üretilir. Monoklonal antikorlar, vücut tarafından antikor üretilemediği durumlarda, laboratuvar ortamında üretilerek vücuda damar yoluyla enjekte edilen yapılardır. Bu antikorlar vücutta kanserli hücrenin yerini belirleyerek hücrenin yüzeyine veya hücreye ev sahipliği yapan hücreye etki ederek kanserli hücreyi yok etmeyi veya gelişimini engellemeyi hedefleyen immünoterapi türüdür. Ayrıca; taşıdığı radyoaktif maddelerle beraber, yumurtalık ve prostat kanseri gibi kanser türlerinin tanısı amacıyla da kullanılabilir. 2. yöntem Non spesifik immünoterapidir. Kemoterapi ve radyoterapi tedavileriyle eşzamanlı veya sonrasında hastaya verilen diğer bir immünoterapi türüdür. Non spesifik immünoterapi iki farklı şekilde gruplandırılır: İnterferon: Bağışıklık sistemini güçlendirme amacıyla laboratuvarda üretilen bir tür proteindir. Yan etkileri vardır. Bu tür immünoterapi hastaya uygulandığı andan itibaren; baş ağrısı, yorgunluk, bulantı gibi durumlar görülebilir. İnterlökin: Çoğunlukla melanoma türü cilt kanseri ve böbrek kanserlerinin tedavisinde kullanılan bir immünoterapidir. Hastaya uygulandıktan sonra; tansiyon yüksekliği, kilo alımı, bulantı, baş ağrısı gibi durumlar görülebilir. 3. yöntem ise kanser aşılarıdır. Bağışıklık sisteminin çalışma mekanizmasını tetiklemesi amacıyla vücuda enjekte edilen bir antijen ile beraber bağışıklık sistemini harekete geçiren uygulamadır. İki tür aşıdan oluşur. Korunma aşısı, HPV (Human papiloma virüs) ve rahim ağzı kanser gibi durumlara karşı vücudun savunma mekanizmasını bilinçlendirme amacıyla uygulanan aşı işlemidir. Tedavi aşısı ise bağışıklık sisteminin kanseri tanıması ve mücadele etmesi ve tekrarlamasının önlenmesi amacıyla vücuda enjekte edilen aşı türüdür.