IMF'yle hiçbir sorunumuz yok!

Malatyalı İşadamları Derneği'nin (MİAD), Merter Green Park Otel'de düzenlediği ''Türkiye Ekonomisi ve Yarını'' konulu toplantıya katılan Devlet Bakanı Ali Babacan, "İlla kuru sabit tutacağım diye söz verip arkasından daha büyük felaketleri yaşamaktansa biz kurun serbest piyasada oluşmasını tercih ediyoruz'' dedi. Toplantının ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan Babacan, Türkiye'nin son 2 yılda önemli ölçüde portföy yatırımları cezbettiğini söyledi. Serbest kuru mecbur oldukları için değil, tercih ettikleri için uyguladıklarını ifade eden Babacan, 2 yıllık bir dönemde euronun dolara karşı yüzde 36-38'lik bir bantta inip çıktığına, aynı dönemde Türk Lirası'nın da dolara karşı dalgalanma aralığının daha dar seviyede bulunduğuna dikkati çekti. Babacan, ''Bu da Türk Lirası'nda belli bir istikrarın başladığını gösteriyor. Kurda istikrar demek, sabit kur demek değildir. Hatta hep aynı yerde sabit durmaya çalışmak, Allah korusun büyük felaketleri de beraberinde getiriyor. İlla kuru sabit tutacağım diye söz verip arkasından daha büyük felaketleri yaşamaktansa biz kurun serbest piyasada oluşmasını tercih ediyoruz'' diye konuştu. Banka hesaplarının dövizdeki kısmının yüzde 50'nin altına düştüğünü vurgulayan Babacan, satanın çok, alanın az olduğu dövizin fiyatının düşmesinin doğal bir sonuç olduğunu söyledi. Devlet Bakanı Babacan, "Eğer biz bunu suni bir şekilde Merkez Bankası'nın suni müdahaleleriyle yukarı doğru itsek, Merkez Bankası'nın korkunç alımlar yapması lazım, o zaman da yurtdışından Türkiye'ye girecek ya da Türkiye içerisinde bozdurulacak dövizin de haddi hesabı yok. Bir bakıma kurun buralarda durması daha hızlı bir girişin ve çözülmenin önünde de engel olarak duruyor. Bu, kaçınılmaz bir sonuç. Ne yapmalıyız? Yeni şartlara hep birlikte alışmaya çalışacağız. Kur konusunda müdahaleye yer yok. Yapılacak fazla da bir şey yok. Merkez Bankası'nın rezervleri şu anda tarihi rekor seviyede'' şeklinde konuştu. "ENERJİ VE İŞÇİLİK MALİYETLERİNİ DÜŞÜRDÜK" Teşvik Yasası ile sanayicinin en büyük problemlerinden olan enerji ve işçilik maliyetlerini düşürdüklerini ifade eden Bakan Babacan, eski tesislerin bu indirimlerden yararlanması için istihdam konusunda bazı adımlar atmaları gerekebileceğini, yeni kurulacak tesislerde ise sorun olmadığını belirtti. Türkiye'nin 2 yılda kat ettiği mesafenin herkesi şaşırttığını dile getiren Babacan, ''Mesafe kaydedemediğimiz konular oldu. Daha da kötüye giden kayıt dışı oldu. Bu konuda yapacağımız çok iş var'' dedi. Vergi oranlarını düşürmeye başladıklarını ve bunun sadece başlangıç olduğunu ifade eden Babacan, bu indirimlerin bütçe elverdiği ölçüde devam edeceğini, ancak yüzde 6.5 faiz dışı fazla hedefinden de asla sapılmayacağını söyledi. Babacan, şöyle devam etti: ''Biz, istersek 2-3 ay için çok rahatlama getirebiliriz. İsteyen herkese yüzde 100 zam veririz. Bu yıl 10 milyar YTL olan yatırımları 30 milyar YTL'ye çıkarırız. Birkaç ay piyasada ciddi bir rahatlama olur. Herkesin yüzü çok güler. Ama arkasından öyle bir dalga vurur ki bu geçici rahatlamanın verdiğini alır, götürür. Ben bunu biraz da tsunamiye benzetiyorum. Gerçekçi olmak zorundayız. Ne kadar kaynağımız varsa ona göre harcayacağız.'' Teşvik Yasası'ndaki il sayısının 49'a çıkarılmasının bütçeye getireceği ek yükle ilgili çalışmaların devam ettiğini, yasanın son şeklini almasıyla maliyet hesabı yapılacağını anlatan Babacan, "Büyük rakamlar değil bunlar, kolaylıkla çözülebilecek boyuttaki rakamlardır. 49 il konusundaki kararımız kesindir. Ne 48 olur, ne 50 olur. 36 ilin 49'a çıkarılması konusunda IMF ile aramızda hiçbir problem yoktur. Konu bütçeyle ilgilidir. Uygulamanın bütçeye getireceği ne olacaktır, budur'' şeklinde konuştu. Babacan, bir katılımcının, ''Birikmiş bir devalüasyondan bahsedilebilir mi?'' sorusuna ise, ''Böyle bir şey yok. Devalüasyon, serbest kur rejimlerinde olabilecek bir şey değil. Devalüasyon bir eylemdir, devletin isteyerek verdiği bir karardır'' şeklinde yanıt verdi.