IMF'yi fazla takmayın
Abone olTürkiye'nin IMF'nin her dediğini dikkate almaması gerektiğini söyleyen Stiglitz, 'Kendi çıkarınız neyse onu savunun' dedi.
Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Nobel Ödüllü Dünya Bankası eski Baş Ekonomisti Stiglitz, 'Kozlar onların değil sizin elinizde. Kendi çıkarınız neyse onu savunun. Borçlarınız için sıkı pazarlık yapın. Bırakın onlar düşünsün' dedi
Nobel Ekonomi Ödülü Sahibi, Dünya Bankası eski Baş Ekonomisti ve Clinton döneminin ABD Ekonomi Danışmanları Konseyi Başkanı Prof. Joseph Stiglitz, Türkiye'nin IMF'nin her dediğini dikkate almaması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin IMF ile kendi çıkarları doğrultusunda her zaman sıkı pazarlık yapabileceğini belirten Stiglitz, 'Türkiye, IMF'ye olan borçları için IMF ile mutlaka sıkı müzakereler yapmalı. Bu konuda kozlar IMF'nin değil Türkiye'nin elinde. Bunu iyi değerlendirmelisiniz' diye konuştu.
Akbank, Ünlü Konuşmacılar Ajansı (CSA) ve Hürriyet'in işbirliği ile düzenlenen Küreselleşme: Beklentiler ve Hayal Kırıklıkları konulu bir konferans vermek üzere İstanbul'a gelen Stiglitz, konferans öncesinde bir grup gazeteci ile düzenlenen öğle yemeğinde IMF politikalarını yerden yere vurdu. Kemal Derviş ile birlikte yemeğe katılan Stiglitz, çeşitli soruları cevaplarken özetle şunları vurguladı:
IMF Özel duruma bakmaz
- IMF ülkelerin özgün koşullarını hesaba katmadan enflasyonu hızla düşürmesini isteyerek ekonomilerinde çöküntüler yarattı. IMF'nin enflasyon konusundaki zorlamalarını o kadar önemsemeyin. Siz kendi çıkarlarınız doğrultusunda programınızı yapın. O programda da yatırıma, üretime ve büyümeye öncelik verin.
- IMF, Türkiye'de 2001 yılında bu çöküşe müsade etti. IMF'nin bu çöken programı berbat bir programdı. Çünkü Türkiye'nin dinamiklerini anlamadılar. Şimdi uygulanan program bir IMF programından çok bir Türk programı. Derviş'in programı uygulanıyor. Ve şu anda Türkiye'nin ekonomisi iyi yolda görünüyor. Ancak iç borç faizleri hala çok yüksek.
Kendi reklamını yapıyor
- IMF kendi reklamı için Türkiye ile 2005 sonrasını tartışıyor. Diğer ülkelere de Türkiye'yi örnek gösteriyor. Siz kendi programınızı yapın ve IMF'ye verin. Kabul ederlerse ederler. Etmezlerse kendileri bilir. İşte Arjantin IMF programından kurtulduktan sonra yüzde 8 büyüme kaydetti. Türkiye'nin durumu Arjantin'den kötü değil.
- IMF programının dışına çıkarsanız hiçbir yabancı yatırımcının gelip sizin ülkenize yatırım yapmayacağı propagandası pek doğru değil. Emin olun, yatırımcılar için IMF'nin sözlerinden çok büyüyen ve sağlıklı bir ekonomi çok daha cezbedicidir.
- IMF ve merkez bankaları için tek önemli ekonomik gösterge enflasyondur. Sürekli enflasyonun düşürülmesi gerektiğinden bahsederler. Onlara kalsa her ülkede enflasyon '0' olmalıdır. IMF programları ülkelerin özgünlüğünü dikkate almadığı için mali yapılarını ve ekonomilerini çöküşe götürüyor. İstihdamı ve büyümeyi önemsemediği için sosyal çöküşe de sürüklüyor. IMF, Clinton döneminde bize de enflasyon uyarılarında bulundu. Ama biz IMF'yi dinlemedik. İyi ki de dinlemedik. Çünkü biz kendi uyguladığımız programla hem enflasyonu düşürdük hem de büyüme ve istihdam sağladık.
Enflasyona da takılmayın
- Türkiye'de enflasyon düşüyor. Eminim IMF şimdi de enflasyonun daha da düşürülmesi için baskı yapıyordur. IMF'nin enflasyon konusundaki baskılarına boyun eğmeyin.
Değerli kurda büyümek zordur
Stiglitz, Türkiye'yi yüksek döviz kurları konusunda uyardı. 'Fazla değerli bir para biriminiz varsa büyümek çok zor' diyen Stiglitz, konuşmasına şöyle devam etti: 'Türk ekonomisi son derece inişli çıkışlı, tahmin yapmak çok zor. Son 2-3 yılda olumlu değişiklikler oldu. Bankalarınız regülasyon ve finans bakımından daha iyi durumda. Faizleriniz de inmiş gözüküyor. Ancak ben döviz kurlarının yüksekliği açısından endişeleniyorum. Yüksek döviz kurları, yüksek faiz oranlarını da beraberinde getirir. Bu yüzden bazı analistler Türkiye için yavaş bir büyüme öngörüyorlar. Ben böyle bir tahminde bulunmak istemem. Avrupa'da büyüme durağanlaştı. Döviz kuru orada da yüksekti. Bu durum Türkiye için bir endişe konusu.'
Derviş: Biz boyun eğmedik
Toplantıya katılan eski Devlet Bakanı Kemal Derviş ise Stiglitz'in IMF'nin enflasyon konusunda baskı uyguladığı sözlerine katıldığını belirterek, 'IMF 2002 yılında bize de enflasyonu hızla aşağıya çekmemiz konusunda baskı uyguladı. Enflasyonu o yıl sonunda yüzde 20'ye çekmemiz için israr ettiler. Ancak ben, Süreyya Bey (Merkez Bankası Başkanı Sürreyya Serdengeçti) ve Faik Bey (Hazine eski Müsteşarı Faik Öztrak) bunun mümkün olmadığını gördük. Ve enflasyonda hedefi yüzde 35 olarak belirledik. Çünkü gördük ki, enflasyonu IMF'nin istediği hızda düşürmenin getirisinden çok daha büyük götürüsü olacaktı' diye konuştu. Enflasyonda hedefini belirlemekten çok tutturmanın hem içeride hem dışarıdaki kredibilite açısından önemli olduğunu belirten Derviş, 'Bu yıl için yüzde 12 hedefini tutturmak büyük önem taşıyor. Gelecek yıl yüzde 10, 2006 için ise enflasyonun yüzde 8'e çekilmesi iyi bir performans olur. Daha hızlı düşürmek için ekonomiyi zorlamanın gereği yok. Enflasyondaki düşüş hızının bundan sonra yavaşlaması normal bir gelişme' dedi.
Peki ne yapmalı
IMF'ye Türkiye'nin oldukça büyük geri ödemeleri var. Türk hükümeti ne yapmalı derseniz, buna dolaylı yoldan şöyle yanıt vereyim: Benim bankaya 100 dolar borcum varsa bu benim sorunumdur. Ama bir milyon dolar borcum varsa bu bankanın sorunudur. IMF ile sıkı pazarlıklar yapmalısınız. Bu konuda kozlar IMF'nin değil, sizin elinizde. Gerisini IMF düşünsün.