IMF’ye kaynak kullandıran bir ülke haline geldik
Abone olKalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin artık IMF ile farklı bir ilişki biçimini devam ettireceğini, IMF’den borç alan değil IMF’ye kayna...
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin artık IMF ile farklı
bir ilişki biçimini devam ettireceğini, IMF’den borç alan değil
IMF’ye kaynak kullandıran bir ülke haline geldiğini belirterek,
"Bundan sonraki süreçte IMF’ye 5 milyar dolarlık kaynak
kullandırmamız söz konusu" dedi.
Cumhurbaşkanlığı’nın başkanlığını yürüttüğü İslam İşbirliği
Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi
(İSEDAK) toplantılarında alınan kararların izlenmesi ile yükümlü
İSEDAK İzleme Komitesinin 29. Toplantısı, Ankara Sheraton Oteli’nde
gerçekleştirildi. Kalkınma Bakan Cevdet Yılmaz’ın başkanlığını
yürüttüğü toplantıya, İİT üyesi 12 ülkeden ve İİT’ye bağlı
uluslararası kuruluşlardan toplam 82 delege katıldı. İSEDAK İzleme
Komitesi 29. Toplantısı, Kur’an-ı Kerim okunması ile başladı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve İslam İşbirliği Teşkilatı Genel
Sekreteri Prof. Dr. Ekmelettin İhsanoğlu’nun mesajlarının
okunmasının ardından Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz açılış konuşması
yaptı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, mesajında, İSEDAK’ın 2009 yılında
yapılan Ekonomi Zirvesi’nde yeni bir strateji hazırlanmasına karar
verdiğini ve hazırlanan stratejinin uygulamaya dönük iki önemli
mekanizma öngördüğünü, bunların Çalışma Grupları ve Proje Finansman
Mekanizması olduğunu bildirdi. Gül, mesajında, Çalışma Gruplarının
faaliyete başlamış olmalarından büyük memnuniyet duyduğunu,
Ulaştırma ve Turizm Çalışma Gruplarının ilk toplantılarını esasen
gerçekleştirmiş olduklarını ifade ederek, üye ülkelerden tüm
sektörlerdeki Çalışma Gruplarına etkin katılım sağlamalarını talep
etti.
İİT Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmelettin İhsanoğlu da, mesajında,
İSEDAK toplantısının sadece İSEDAK kararlarının uygulanması
imkanını sağlamadığını aynı zamanda yapıcı bir şekilde, İİT’nin
amiral gemisi olan "İslam İşbirliği Teşkilatı Tercihli Ticaret
Sistemi" (TPSOIC), Fakirliğin Ortadan Kaldırılması, Turizm ve Özel
Sektörün geliştirilmesi alanlarında izlenecek yolu gösterdiğini de
vurguladı.
TÜRKİYE IMF’DEN BORÇ ALAN DEĞİL IMF’YE KAYNAK KULLANDIRAN BİR ÜLKE
HALİNE GELDİ
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz da toplantının açılışında yaptığı
konuşmasında, İSEDAK Stratejisinin işlevsel hale getirilmesi
amacıyla iki önemli mekanizma öngörüldüğünü, bunlardan ilkinin her
bir işbirliği alanında yılda iki kez üye ülke uzmanlarını bir araya
getirecek çalışma grupları olduğunu, Ulaştırma Çalışma Grubu 1.
Toplantısının "Ulaştırma Altyapısı Finansman Modaliteleri: İİT
Üyesi Devletlerde Kamu Özel Sektör Ortaklıkları" temasıyla, Turizm
Çalışma Grubu 1. Toplantısının da "Sürdürülebilir Turizm
Gelişiminde Yeni bir Trend: İSEDAK Bölgesinde Toplum Temelli
Turizm" konusu ile gerçekleştirildiğini ifade ederek, İSEDAK
Stratejisinin öngördüğü ikinci mekanizmanın Proje Döngüsü Yönetimi
olduğunu, Proje Döngüsü Yönetimi ile Stratejinin hedeflerine uygun,
kurumsal ve idari kapasiteyi güçlendirecek ve çok taraflı
işbirliğini teşvik edecek projelerin finanse edileceğini
kaydetti.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, bugünün ekonomik olarak tarihi bir
gün olduğunu, Uluslararası Para Fonuna (IMF) olan borcun son
taksitinin bugün itibariyle ödendiğini ifade ederek, Türkiye’nin,
bundan sonra IMF ile farklı bir ilişki biçimini devam ettireceğini,
IMF’den borç alan değil, IMF’ye kaynak kullandıran bir ülke haline
geldiğini, bundan sonraki süreçte IMF’ye 5 milyar dolarlık kaynak
kullandırmanın söz konusu olduğunu, karar alma süreçlerinde daha
etkin yer alınacağını bildirdi.
Küresel krizin ardından dünya ekonomisinin nispeten bir toparlanma
eğilimine girdiğini ifade eden Yılmaz, "Ancak gelişmiş ülkelerin
düşük büyüme performansı, Avrupa bölgesinde sürmekte olan finansal
riskler ve dünyanın değişik bölgelerinde cereyan eden afetler,
küresel belirsizlik ortamının sürmesine neden olmaktadır" dedi.
YABANCI YATIRIMCILAR İÇİN UYGUN BİR ORTAM OLUŞTURDUĞUNUZ ZAMAN
KENDİ YATIRIMCINIZ İÇİN DE UYGUN BİR ORTAM OLUŞUR
Yılmaz, son yıllarda gelişmekte olan ülkelerin, özellikle yükselen
ekonomilerin küresel ekonomideki payındaki artış eğiliminin devam
ettiğini dile getirdi. Yılmaz, dünya ekonomisinde gelişmekte olan
ülkelerin paylarının her geçen yıl arttığını ifade ederek,
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansının (UNCTAD)
verilerine göre, 2007 yılı itibariyle gelişmekte olan ekonomilerin
dünyadaki toplam doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının yaklaşık
yüzde 29’unu çekerken, bu oranın 2011’de yüzde 45’e çıktığını
kaydetti.
Gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisinin itici gücü olma
yolunda hızla ilerlediğini ifade eden Yılmaz, İSEDAK ülkelerinin,
dünya yüzölçümünün 6’da 1’ini ve nüfusunun 5’te 1’ini oluşturmasına
karşılık, ulaşılan ticaret hacminin potansiyeli yansıtmaktan uzak
olduğuna değindi ve İSEDAK ülkelerinin toplam ihracatının 2002
yılından 2011’e kadar 4 katına çıkarken, toplam ithalatın aynı
dönem içinde yaklaşık 3,8 katına yükseldiğini belirtti.
Küresel krizin ardından İSEDAK ülkelerinin ihracatının dünyadaki
toplam ihracattan daha yüksek oranda artış gösterdiğini, birkaç
istisna dışında bütün İSEDAK ülkelerinin 2011’de büyüme oranlarının
dünya ortalaması olan yüzde 2,7’den daha yüksek düzeyde
gerçekleştiğini kaydeden Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bölgemizde doğrudan yabancı yatırımların artırılmasına dönük
olarak teşvik edici bazı köklü reformları hayata geçirmemiz
elzemdir. Bu çerçevede, 29. İSEDAK Toplantısı Görüş Alışverişi
oturumunun konusunun ’İİT Üyesi Ülkelere Doğrudan Yabancı Sermaye
Yatırımlarının Akışının Artırılması’ olarak belirlenmiş olmasını
son derece isabetli bulduğumu belirtmek isterim. Yabancı yatırımlar
için uygun bir ortam oluşturduğunuz zaman kendi yatırımcınız için
de uygun bir ortam olur. Ülkelerimizdeki yatırım ortamını
iyileştirmek, hem iç yatırımcı açısından hem de dışarıdan gelecek
yatırımcı açısından çok daha elverişli bir ortam
oluşturmaktır."
İSEDAK BÖLGESİNDE YOKSULLUKLA MÜCADELE ALANINDA YÜRÜTÜLEN
PROGRAMLARI ÇOK ÖNEMLİ BULUYORUM
Yılmaz, üye ülkelerin ortak sorunları ve potansiyel işbirliği
alanları üzerinde tecrübe paylaşımı ve fikir teatisi konusunda
büyük katkıları olan bu çalışma gruplarının faal hale gelmesinden
ve mali işbirliği alanında son yıllarda ciddi gelişmeler olduğunu
görmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu, bu nedenle İSEDAK çalışma
gruplarını önemsediğini ifade etti.
Yılmaz, İSEDAK bölgesinde yoksullukla mücadele alanında yürütülen
programları çok önemli bulduğunu kaydederek sözlerini şöyle
sürdürdü: "Bu çerçevede, İslam Kalkınma Bankası bünyesinde
oluşturulan Kalkınma İçin İslami Dayanışma Fonu ve Afrika’nın
Kalkınması İçin Özel Program ile İİT Pamuk Programı ve Mesleki
Eğitim Programı (OIC-VET) etkin şekilde değerlendirildiğinde üye
ülkelerde yoksulluğun azaltılması çabalarına önemli katkı
sağlayacak." İSEDAK bünyesinde gerçekleştirilen işbirliği program
ve projelerinin başarısı için üye ülkelerin aktif katılımının elzem
olduğuna dikkat çeken Yılmaz, bu açıdan Türkiye’nin İSEDAK
çalışmalarına verdiği desteği artırarak sürdüreceğini kaydetti.
İSEDAK İzleme Komitesi, çalışmalarına İSEDAK Stratejisi ve
uygulanmasına ilişkin bir raporun sunulmasının ardından, İİT içi
ticaretin artırılması konulu müzakereler ile devam etti.
Komite, ticaretin artırılması konulu görüşmelerden sonra üye
ülkeler arasında "Ulaştırma ve İletişimin İyileştirilmesi",
"Sürdürülebilir ve Rekabetçi Bir Turizm Sektörünün Geliştirilmesi",
"Tarım Sektöründe verimliliğin Artırılması ve Gıda Güvenliğinin
Sürdürülmesi", "Yoksulluğun Azaltılması", "Mali İşbirliğinin
Derinleştirilmesi", "Ekonomik İşbirliğinde Özel Sektörün Rolünün
Artırılması" ve "Yeni İSEDAK Proje Finansmanı"na ilişkin sunumu
takiben, 2013 yılı Sonbahar aylarında İstanbul’da
gerçekleştirilecek olan İSEDAK 29. Toplantısının taslak gündeminin
kabulü ile devam etti.