IMFnin gözünden Türkiye fotoğrafı

Abone ol

IMF analistleri Türkiye'yi masaya yatırdı. Esnek kredi Türkiye'nin işine yarar mı? "Yaramaz" deniyor ve nedenleri sayılıyor.

Uluslararası Para Fonu (IMF) analistlerine göre, IMF ile yeni bir program üzerindeki görüşmeler devam ederken, standard Stand-by'ın alternatifi olarak gösterilen Fon'un yeni enstrümanı Esnek Kredi Hattı (FCL) Türkiye gibi, kotasının üç katı ve üzeri borcu bulunan ülkeler için ciddi bir maliyet getiriyor.

Türkiye, Esnek Kredi Hattı imkanından faydalanabilmek için gerek geçmişteki ekonomi performansı ve sicili ile sağlam politikaları açısından gerekli yeterlilik kriterlerine sahip bulunuyor.

IMF, yeni değişikliklerin, Fon ile anlaşma yapmış olan ülkeler ile Türkiye gibi müzakerelerin sürdüğü ülkelere de uygulanacağını bildirdi.

Fon, yeni değişikliklere ilişkin koşulların 1 Mayıs itibarıyla yürürlüğe girdiğini, yeni değişikliklere ilişkin mali koşulların da 1 Ağustos'ta yürürlüğe gireceğini açıkladı.

KOTA NEDENİYLE TÜRKİYE İÇİN FCL MALİYETLİ BİR BORÇLANMA İMKANI

IMF analistlerine göre Türkiye, Esnek Kredi Hattını seçerse, normalde ödemesi gereken yüzde 2,3 yerine, daha kısa bir vade için yüzde 3,9 oranında kredi faizi, yani 1,3 puan ek maliyet ödemek zorunda kalacak.

Fon'un, yeni enstrümanı FCL çerçevesinde, kotasının 10 katının üstünde kredi çeken ülkeler, bu maliyet ile ayrıca 50 baz puanlık (yüzde 0,5) sabit ilave faiz ödeyecek.

Ayrıca, uluslararası piyasaların toparlanarak tahvil imkanlarının artması halinde, Türkiye, yüzde 3,9 oranında faizle öngörülemeyen bir mali yük altına girmiş olacak.

Uzmanlar, Türkiye'nin, Fon'dan, kotasının en az 10 katı düzeyinde kredi çekmesi gerektiğini hatırlatırken, Türkiye'nin, kotasının 10 katı düzeyi ile 20 katı düzeyinde yani 20 ile 40 milyar dolar düzeyinde kredi alabileceğini belirtiyor.

Yetkililer, Türkiye'nin eskiden olduğu iç borç çevirme sorununun bulunmadığını, daha çok dış finansman sorununun olduğunu vurguluyor.

Türkiye'nin, Fon ile anlaşmaya varması halinde, ''önden yüklemeli'' bir program olması nedeniyle, kredinin yarısından fazlasını 12 ay içinde verileceği vurgulanıyor.

FCL'nin, kotada 10 katlık düzeyin aşılmaması halinde önemli avantaj getirebileceği belirtilirken, 10 katın aşılması halinde ise cazibesini kaybettiği ifade ediliyor.

FCL yerine standard Stand-By'ın tercih edilmesinde maliyet dışındaki bir diğer unsur ise ortalama 3 yıllık bir Stand-by'ın, Orta Vadeli Mali Çerçeve Planı ile uyumlu olması gösteriliyor.

YENİ STAND-BY ANLAŞMALARINA DA ESNEKLİKLER GETİRİLİYOR

Öte yandan, IMF analistleri, yeni düzenlemelerle, yeni Stand-by anlaşmalarına da FCL benzeri esneklikler getirileceğini ve yeni düzenlemelerin 1 Ağustos itibariyle yürürlüğe girEceğini vurguluyorlar.

Yeni Stand-by'larda, alınacak kredi önemli bir kısmı, toplam kredinin yarısına yakını anlaşmanın ilk yılı içinde çekilebilecek.

Yeni Stand-by'ların, eskiden olduğu gibi yapısal koşul ve kriter içermeyeceği, ancak genel finansman dengesi açısından mali koşullar ve hedefler taşıyabileceği, bu arada yeni Stand-by'larda gözden geçirmelerin daha uzun aralıklarla gerçekleştirileceği ifade ediliyor.


Günün Önemli Haberleri