IMFde son söz Türkiyenin
Abone olIMF'den ek süre istendiği yönündeki haberlere Devlet Bakanı Ali Babacan sert çıktı.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, çeşitli
sektörlerdeki problemlerin çözümünün kurda değil, başka noktalarda
aranması gerektiğini söyledi.
Babacan, yarın yapılacak ''Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci
Ekonomi Bakanları toplantısı''na katılmak üzere Atina'ya
hareketinden önce, Esenboğa Havaalanı'nda yaptığı basın
açıklamasının ardından çeşitli soruları yanıtladı.
Babacan, tekstil sektörü başta olmak üzere sanayicilerin kurla
ilgili şikayetlerinin hatırlatılması üzerine, kurun Türkiye'nin
bazı sektörlerinde ihracatla ilgili sıkıntıların çözümü olmadığını
belirtti.
''Varsa sıkıntı, bunun çözümü kurda değil'' diyen Babacan, kurla
ilgili bir rejim değişikliğinin bütün makro ekonomik dengeleri
temelden değiştirecek, hatta çok daha riskli bir sürece girilmesine
yolaçacak bir adım olacağını ifade etti.
Bunun da başta tekstil olmak üzere pekçok sektörü olumsuz
etkileyeceğini kaydeden Babacan, şunları söyledi:
''Makro ekonomik dengelerde bir bozulma hiç kimsenin işine gelmez.
Dolayısıyla problemlerin biz farkındayız, ancak çözümü kurda
aramamak gerekiyor. Serbest kur rejimiyle ilgili, ya da kurun
bulunduğu noktayla ilgili şikayeti olanlara soruyorsunuz, (Bu kur
yanlışsa, doğru kur nedir diye) 50 kişiye soruyorsunuz, 50 ayrı
cevap alıyorsunuz. Herkesin kafasında ayrı bir kur var.
Sorunlarımıza çözüm arıyorsak, artık kurda aramayacağız, başka
noktalara bakacağız.'' Babacan, tekstil sektörüyle ilgili yakında
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında bir toplantı
yapılacağını, bu toplantıda problemler ve çözüme ilişkin
tedbirlerin hep birlikte ele alınacağını
da bildirdi.
DÖVİZ REZERVLERİ
Babacan, yüksek döviz rezervi tutmanın maliyeti olup olmadığı
yolundaki soruyu yanıtlarken, ülkelerin döviz rezervlerinin pekçok
ekonomik göstergeye bağlı olarak değerlendirildiğine işaret
etti.
Türk ekonomisinin büyüdüğüne ve ithalatta artış olduğuna dikkati
çeken Babacan, ''bunlarla orantılı şekilde Merkez Bankası'nın döviz
rezervlerinin yükselmesi de bir gereklilik açıkçası. Döviz
rezervlerinin şu anda olduğu nokta, gayet makul seviyelerde. Yani
olması gerekenden daha yüksek bir rezerv olduğunu düşünmüyoruz.
Hatta tam tersine döviz rezervlerinin önümüzdeki dönemde daha
yükselmesi için marjlarımızın olduğunu düşünüyoruz'' diye
konuştu. Önümüzdeki yılların 2006 olsun, 2007 olsun
uluslararası konjonktür açısından bazı riskler taşıdığını
vurgulayan Babacan, şöyle devam etti:
''Petrol fiyatları, her zaman için önümüzde risk olacaktır.
Uluslararası sermaye hareketlerinin yön değiştirmesi her zaman bir
risk olarak önümüzdedir. Yine bölgemizde bazı konjonktürel riskler
vardır. Tüm bunları gözönünde bulundurduğunuzda bizim yüksek döviz
rezervleriyle seyretmemiz her zaman için genel ekonomik yapımızın
sıhhati açısından önemlidir.
Bunun maliyeti yok mudur? Vardır elbette. Ama her sigortanın da bir
bedeli vardır. Eğer risklerle ilgili bazı tedbirler alıyorsanız, bu
riskleri sigorta etmenin bir bedeli vardır. Maliyet gayet doğaldır,
ülkemizin uzun vadeli istikrarı için de gereklidir.''
IMF İLE İLİŞKİLER
Devlet Bakanı Babacan, IMF ile ilişkiler konusundaki soru üzerine
de, ''IMF ile ilgili, bazı arkadaşları bir kompleks, farklı bir
psikolojik hava içinde hissediyorum'' dedi.
''İzin isteme, ek süre talep etme'' gibi kavramlarla, Türkiye'nin
sanki ''devamlı izin isteyen, icazet alan, bazı talepleri yerine
getirmek durumunda olan ülke'' gibi lanse edilmesinden yakınan
Babacan, Türkiye'nin son stand by'ı kendisinin istediğini,
program çalışmasının tamamını da kendilerinin yaptığını dile
getirdi. Yapısal reformların tamamının Acil Eylem Planı'nda yer
alan reformlar olduğunu kaydeden Babacan, şunları söyledi:
''Takvimini biz belirledik, startı biz verdik. Burada ek süre talep
etme, izin isteme, bu tür kelimeleri kullanmayı ben Türkiye'ye
yakıştıramıyorum açıkçası. Biz, heyeti ne zaman davet edersek o gün
gelirler. 1 ay davet etmezsek, 1 ayda hiç gelmezler buraya, Tamamen
bizim irademiz. Gözden
geçirme çalışmalarını belli bir noktaya getirdiğimiz anda heyeti
davet edeceğiz, onlar buraya gelecekler.''
TAKVİMDE BİR MİKTAR SAPMA OLABİLİR
Bundan önceki niyet mektubunda tahmin edilen gözden geçirme
takvimine göre bir miktar sapma olabileceğini de ifade eden
Babacan, buradaki sürelerin bir tahmin olduğunu, bazı konuların da
TBMM takvimiyle ilgisi bulunduğunu anlattı. Babacan, IMF'ye TBMM
ile ilgili tarih taahhüdü vermediklerini, bundan sonra da
vermeyeceklerini vurguladı.
Bu kadar önemli reformları ortak bir zeminde, mutabakat sağlanarak,
sosyal çevrelerle uyum içinde yürüterek, Türkiye reformu yapma
gayreti içinde bulunduklarını belirten Babacan, ''bunların biraz
vakit alması gayet doğal. Önemli olan bizim siyasi irademizdir.
Biz, bu reformların gerçekleştirilmesini istiyoruz. Uzun vadeli
dengeler açısından da bunu son derece önemli görüyoruz''
açıklamasında bulundu.