IMF’ye en borçlu ülke Türkiye

Uluslararası Para Fonu (IMF), yönetim yapısını gözden geçirirken,ülke ekonomilerinin eşdeğer dağılımını sağlamak amacıyla yeni bir program hazırlıyor. IMF, Haziran 2007 itibariyle 11 adet stand-by düzenlemesi, 29 fakirliği giderme ve büyüme kolaylığı ve iki de süresi uzatılmış fon kolaylığı anlaşması sürdürüyor.

IMF, iş yönetişim yapısını değiştirmek için düğmeye bastı. Brezilya ve Arjantin'in borçlarını ödeyerek IMF ile ilişkilerini kesmesinin ardından, Fon yönetimi ülke ekonomilerinin bütçeden eşit pay alması için çalışmalara başladı. Fon'un yönetim yapısındaki değişiklik çalışmalarını 2008 yılı başında tamamlaması bekleniyor. IMF'nin borçlular listesinde Bolivya, Bulgaristan, Kolombiya, Hırvatistan, Dominik Cumhuriyeti, Irak, Makedonya, Peru, Romanya, Türkiye ve Uruguay olmak üzere toplam 11 ülke bulunuyor. Fon'un bu ülkelerde yaptığı 11 adet stand-by anlaşması kapsamında toplam 17 milyar dolar alacağı bulunuyor. Diğer yandan, fakirliği giderme ve büyüme fonundan yararlanan, Arnavutluk, Bangladeş, Benin, Kenya, Senegal, Sri Lanka, Zambiya'nın ise Fon'a yaklaşık 2.7 milyar dolar borcu bulunuyor.

BORCUN YÜZDE 77'Sİ TÜRKİYE'NİN
Gelişmekte olan ülkeler içerisinde IMF ile program sürdüren tek ülke Türkiye kaldı. Türkiye'nin IMF'ye borcu 13 milyar dolar civarında. IMF'nin stand-by anlaşması imzaladığı 11 ülke arasında en fazla borcu olan ülke de Türkiye oldu. Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan da, yılın başında Türkiye'nin 2006 ve 2007 yıllarında IMF’den toplam 4.4 milyar SDR (6.3 milyar dolar) yeni kaynak kullanmayı ve 8.4 milyar SDR (12.1 milyar dolar) ödeme yapmasının öngörüldüğünü açıklamıştı. Bu öngörülerin gerçekleşmesi halinde ise 2007 yılı sonunda Türkiye’nin IMF"ye olan borcunun 6.2 milyar SDR (8.9 milyar dolara) ineceği hesaplanmıştı. Mevcut stand-by anlaşması kapsamındaki kredinin 620 milyon SDR’lik (yaklaşık 900 milyon dolar) kısmının 2008 yılının ilk çeyreğinde çekilmesi öngörülüyor.

STAND-BY ANLAŞMALARI
IMF'nin iş yönetişim yapısındaki değişiklik çalışmalarının ardından, ülkelerin Fon'dan kaynak kullanımı konusunda da yeni düzenlemeler yapılacak. Başta fakirlik ve büyüme fonu olmak üzere, kredi kullanımında ülkeler arasında eşgitlik sağlanacak.