IMF ücretliyi tırpanlayacak
Abone olTürkiye'de IMF programları en çok ücretli kesimi vurdu. IMF ile üç yıl daha birliktelik söz konusu. Dolayısıyla işçi, memur ve asgari ücretliyi sıkıntılı günler bekliyor.
IMF’yle yeni bir üç yıllık dönem daha geçirecek olan Türkiye’de
IMF programlarının uyulandığı son beş yılda en yüksek faturayı
ücretlilerin ödediği belirlendi. 2004 yılındaki nispi toparlanmaya
karşın, beş yıl boyunca uygulanan ekonomik politikalar çerçevesinde
işçilerin reel ücretleri son beş yılda yüzde 23 oranında, asgari
ücret yüzde 17.4, memur maaşları ise yüzde 5.4 oranında azaltıldı.
Türkiye’deki ücretlerin yüksekliğinden yakınmaya başlayan IMF’nin,
bu tutumunun yarın onaylanması beklenen üç yıllık ekonomik program
dönemine damgasını vurması bekleniyor. Hükümetin, AB’ye geçen yıl
sonunda sunduğu ve IMF desteğiyle sürdürülecek yeni ekonomik
programın da temelini oluşturduğunu açıklanan 2005-2007 yılylarını
kapsayan Katılım Öncesi Ekonomik Program’da çalışanların reel
felirlerinde önemli bir artış öngörülmediğini belirtmişti.
Türkiye’deki ekonomik politikalarda IMF’nin belirleyici konumda
olduğu son beş yılda özellikle sanayi sektöründeki verimlilik
artışına karşın reel ücretlerin neredeyse dörtte biri oranında
azaldığı belirlendi. Söz konusu dönemde ücretlilerin gerçek satın
alma gücündeki gerileme yüzde 23 olarak hesaplandı. DİE’nin 1997
yılındaki ortalama ücret düzeyini 100 kabul ederek oluşturduğu reel
ücret endeksi 2004 yılının tamamında 83.5’e kadar geriledi. 2000
yılında 110.2 olan reel ücret endeksi, 2001 yılındaki krizde yüzde
14.2 oranında azalarak 87.8’e kadar inmişti. 2002 yılında da yüzde
7.2’lik azalmayla erimeye devam eden reel ücretlerde 2003 yılında
da yüzde 6.3 oranında bir düşüş yaşandı. 2004 yılında ise bir
önceki yıla göre yüzde 1.3 oranında artış kaydeden reel ücretler bu
artışa karşın 2000 yılındaki düzeyinin hala yüzde 23 altında
bulunuyor. DPT’nin oluşturduğu reel ücret endekslerine göre de son
beş yılda asgari ücretteki reel gerileme ise yüzde 17.4 olarak
hesaplandı. 1999 yılında 134.4 olan reel asgari ücret endeksi, 2000
yılında yüzde 13 oranında azalarak 86.8’e, krizin yaşandığı 2001
yılında da yüzde 14.6’lık gerilemeyle 85’e kadar geriledi. 2002
yılında yüzde 1.5’lik artışla 101.2 olan reel asgari ücret endeksi
2003 yılında 113.7, 2004 yılında ise 111 olarak belirlendi. Memur
maaşlarında ise son beş yılda 5.4 oranında gerileme yaşandı. 1999
yılında 103.4 olan memur maaşının satın alma gücü, 2000 yılında
114.4 düzeyinde bulunuyordu. Ancak 2000 yılında memur maaşının
satın alma gücü yüzde 11.7 oranında gerileyerek 91.4’e düştü. Memur
maaşının satın alma gücü, 2001 yılında 93.3, 2002’de 106.3, 2003’de
105.4, 2004 yılında ise 108.2 olarak gerçekleşti. Memur emeklisinin
aylığı ise reel olarak 2004 yılının sonunda 98.3’e kadar geriledi.
SSK emeklisinin aylığı ise 97 düzeyinde bulunuyor. 1998 yılından
2002 yılına kadar 92.6’yla 90.2 arasında değişen Bağ-Kur emekli
aylığı 2003 yılında 122.5, 2004 yılında ise 127.9 seviyesine çıktı.
"ÜCRETLERDEKİ GERİLEME DEVAM EDECEK" Türkiye’nin 1 Aralık’ta AB’ye
sunduğu Katılım Öncesi Ekonomik Program’da, "2005-2007 döneminde de
sıkı maliye politikasına devam edilmesi ve gelirler politikasının
hedeflenen enflasyonla uyumlu şekilde tasarlanması nedeniyle
çalışanların reel gelirlerinde önemli bir artış öngörülmediği"
belirtilmişti. Orta vadede gelirler politikasının fiyat istikrarı,
verimlilik ve karlılık parametreleri göz önüne alınarak
belirleneceği vurgulanan programda, kamu kesimi ücret politikasında
ileriye dönük endeksleme (hedef enflasyon) politikasına devam
edileceği, Hükümetin özel sektörün de enflasyon hedefiyle uyumlu
bir ücret politikası izlenmesi için sosyal taraflar arasındaki
uzlaşmayı sağlamak için Ekonomik ve Sosyal Konsey gibi zeminleri
kullanmaya devam edeceği vurgulanmıştı. Söz konusu programın, IMF
ile yürütülecek yeni ekonomik programın da temelini oluşturduğu
açıklanmıştı.