IMF, Türkiye için gerekli mi?
Abone olFinancial Times'in ekonomi başyazarı Martin Wolf, Türkiye ekonomisini istikrarlı görüyor. Yazar'a göre Türkiye, IMF ile ilişkilerini daha çok geliştirirse o kadar iyi olur
Financial Times'in ekonomi başyazarı Martin Wolf, özellikle
bankacılık alanında atılan adımlar ve yapısal reformlarla Türk
ekonomisinin güçlü bir şekilde toparlandığını belirtti Türkiye'nin
son krizlerden güçlenerek çıktığını söyleyen Financial Times'in
ekonomi başyazarı Martin Wolf, yapısal reformlar ve özellikle
bankacılık sistemindeki iyileşmelerin önemine dikkat çekti. Wolf,
"Ancak iç ve dış borçlar gibi önemli sorunlar var. Reformlara devam
edilmeli" dedi. Wolf, Milliyet'in dünya ve Türkiye ekonomisi
hakkındaki sorularını yanıtladı. Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan
hükümetinin uyguladığı ekonomi politikalarını bir önceki hükümetin
(Kemal Derviş) politikaları ile kıyaslar mısınız. Bugün ne değişti
? Benim için asıl etkileyici olan siyasi değişimlere rağmen
devamlılık. Bu iki takım arasındaki farklılıktan daha önemli
görünüyor. Siz Dünya Bankası için çalıştınız ve kararların
verilmesinde etkili oldunuz. Türkiye'nin uluslararası finans
kurumları ile ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? IMF
Türkiye'ye krizlerin başlangıcından bu yana son derece yardımcı
oldu. Eğer IMF yardımı olmasaydı bu borçlarla ülke krize girerdi ve
potansiyel olarak da yıkıcı sonuçları olurdu. Sonradan anlaşıldığı
üzere, 2001'deki üzücü sonucu hazırlayan kur çıpasına dayalı
istikrar programını IMF'nin desteklememesi gerektiği açıkça
görülüyor. Sizce Türkiye ekonomisi IMF'nin yardımı olmadan mı krize
karşı durmalı? (Stiglitz'in söylediği gibi) Kısa vadede belki bu
yapılabilir. Fakat meydana gelebilecek bir çöküşün ya da ilişkilere
verilebilicek zararın uzun vadede Türkiye'nin dünya ekonomisi
içerisindeki kredibilitesine zarar vereceğine inanıyorum. 'Dolar
yerine oturmalı' Dünya ekonomisinde yakın gelecekte güçlenme mi
yoksa bir finansal kriz mi öngörüyorsunuz (Kenneth Rogoff'un dediği
gibi) Sanırım dünya ekonomisi üzerinde ABD'deki cari açık
merkezinde olmak üzere bazı büyük riskler sözkonusu. Bu da telafisi
olmayan bir süreç. Dolar yerine oturmalı ve ABD'deki talep ve arz
daha dengeli bir hale gelmeli. Başka yerlerde de bedel ödenecek
türden ayarlamalar yapmak gerekiyor. Bu düzenlemelerin ertelenmesi
halinde çok daha büyük bedeller ödenecektir. Böylesi bir durum çok
büyük bir krize yol açacaktır demek istemiyorum.Bence önümüzde daha
başka riskler de bulunuyor: Terörizm, korumacılık; vs.. Çin ve
Hindistan'ın ortaya çıkması benim umutlarımı artırıyor. Bize kısaca
globalizasyonun neden iş yaptığını ve yükselen anti-globalizasyon
dalgasına karşı nasıl davranılacağını açıklayabilir misiniz ?
Globalizasyon (küreselleşme) piyasa ekonomisinin sınırların ötesine
yayılması demektir. Daha kesin olarak mal ve hizmetlerin,
sermayenin sınırlar arasında bir taraftan öbür tarafa geçerek
bütünleşmeyi sağlamasıdır. Son 60 yıl içinde bütün başarılı
ekonomiler bu şekilde bütünleştiler. Bu serbest ticareti takip
etmek ya da sermaye hareketleri üzerindeki bütün kontrolleri
kaldırmak demek değildir. Fakat yön uluslararası bütünleşmeye ve
piyasaya doğru gidiyor. Son dönemdeki anti - globalizasyon dalgası,
kapitalizme karşı romantik protesto hareketlerinden birisidir.
Fakat bu seferki Marksizim'in ya da sosyalizmin entellektüel
disiplininden yoksun. 'Reformlar kesintisiz sürmeli' Türkiye
ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz ? Bütün olarak bakıldığında,
2000 yılı sonu ve 2001 yılı başındaki ekonomik kriz sonrasındaki
ilerleme çok etkileyici. Enflasyon düşerken, mali denge dikkat
çekecek düzeyde güçlü. Yapısal reformlar ve bilhassa da bankacılık
sistemi üzerinde yapılanlar önemli. Ekonomi güçlü ve etkili şekilde
toparlandı. Fakat bazı önemli denilebilecek zayıf taraflar mevcut
bulunuyor. İç ve dış borç çok yüksek. İç tasarruf oranı çok düşük
ve cari açık büyüyor. Reformlara devam edilmeli. Fakat daha hâlâ
önemli tehlikeler bulunuyor. 'Türkiye'nin potansiyeli çok' Daha
önce Türkiye'yi hiç ziyaret ettiniz mi? Genel olarak Türkiye
hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye'de birkaç kez bulundum. İlk
gelişim 1980 yılıydı ve son Bela Balassa'nın başkanlık ettiği Dünya
Bankası heyetinin bir üyesiydim. Ülkenizin çok büyük bir
potansiyeli bulunuyor. Siyasetçiler çok uzun süredir sorumsuzca
davranmış, bu da ülke ekonomisinin yapması gereken geçişi yapmasına
engel olmuş. Ancak inanıyorum ki Türkiye istikrara ve başarılı bir
demokrasiye kavuşma kapasitesine sahip. Ek olarak bu amacın
başarılması sadece Türkiye için değil dünya için de büyük bir öneme
sahip.