IMF kararında Saadet Partisi'nin payı
Abone olNuman Kurtulmuş hükümetin IMF kararını değerlendirerek "Saadet partisi şimdilik IMF kalesini yıkmıştır"dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş,
Hükümet'in IMF ile müzakereleri bitirmesine ilişkin yaptığı
açıklamada, yeni bir anlaşmanın olmayışını sevindirici bir haber
olarak yorumladıklarını dile getirerek, "Yeni bir anlaşma
yapılmamış olmasını fevkalade ciddi şekilde önemsediğimizi
söylüyorum. Bunun siyaseten özeti şudur. Saadet Partisi
şimdilik IMF kalesini yıkmıştır" dedi.
Saadet Lideri Kurtulmuş partisinin genel merkezinde yaptığı
açıklamada, Türkiye'nin IMF ile olan ilişkilerinde gelinen son
noktada Saadet Partisi'nin kararlı, tutarlı, sürekli olarak yol
gösterici siyasetinin önemli payı olduğunu dile getirerek,
"Biz yaklaşık bir buçuk yıldır her vesilesiyle 'Aman ha,
sakın ha! IMF ile yeni bir anlaşma imzalamayın' uyarısın
tekrarladık. 2000 yılından itibarin uygulanan IMF protokolü ülkede
tezgahın dağılmasının arkasında bu yanlış modelin rolü olduğunu hep
ifade ile geldik. Son olarak bu çerçevede geçtiğimiz günlerde
ASKON'un Genel Kurulu'nda Başbakan ile kürsüden de olsa konuları
karşılıklı müzakere etme fırsatı bulduk. Uyarılarımızda 'Önümüzde
bir IMF anlaşması duruyor. Sakın ha imzalamayın' diye uyarılarda
bulunduk. 'Ucuz para bulursam tabiî ki anlaşırım' diyen Sayın
Başbakan dün itibariyle IMF anlaşmalarını durdurduğunu ilan
etti" dedi.
Saadet Partisi olarak bu süreçte iki önemli noktanın altını sürekli
çizdiklerini kaydeden Sadet Lideri, "Bunlardan ilki Gelirler
İdaresi'nin özerkleşmesidir. IMF zaten 2000 yılından beridir
yatırımları kontrol ediyor. Şimdi IMF aylardır '500 milyar dolar
borcu olan bir ülkesiniz. Bu gelirleri sağa sola harcamayın. Bu
gelirleri biz kontrol edeceğiz' diye bir mekanizma kuruyor.
Gelirler İdaresi'nin özerkleştirilmesi Duyun-u Umumiye'nin yani
Osmanlıya diz çöktüren genel borçlar idaresinin post modern adıdır.
Buna asla razı olmayacağımızı söylemiştik. Bu konudaki IMF
taleplerine rıza göstermeyeceğini Başbakan da ifade etmiştir.
Saadet Partisi'nin tekliflerine ve telkinlerine uygun bir cevap
vermiştir. Başbakan'a teşekkür ederiz" diye konuştu.
SAADET'İN PAYI BÜYÜK
Bu anlamda ikinci konunun ise belediye gelirlerinin
özelleştirilmesi meselesi olduğunu dile getiren Kurtulmuş,
"Belediye iktisadi teşekküllerinin özelleştirilmesi IMF
heyetlerinin aylardır öne sürdüğü taleplerden birisiydi. Bu
taleplerinin de karşılanamaz olduğunun da ifade edilmesi de Saadet
Partisi'nin bu yüksek sesle karşı çıkışının çok büyük payı
olmuştur" dedi.
"SAADET PARTİSİ IMF'NİN KALESİNİ YIKTI"
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, gelinen
noktada IMF programlarının siyasi bir baskı unsuru olarak
kullanıldığını söyleyerek, "Gelinen bu noktada IMF ile olan
ilişkimiz ticari, ekonomik ya da bir kredi ilişkisi değil bir
program ilişkisidir ve bundan sonra bu ilişkiler IMF heyetleri
vasıtasıyla Türkiye üzerine bir siyasi baskı oluşturacaktır sözünü
söyledik. Başbakan'ın dünkü konuşmasından görüyoruz ki IMF heyeti
Türkiye üzerinde siyasi baskı kurma gayreti içinde olmuştur.
Geldiğimiz noktada bizim aylardır söylediğimiz teşhislerimizin ne
kadar doğru ortadadır. Yeni bir anlaşma yapılmamış olmasını
fevkalade ciddi şekilde önemsediğimizi söylüyorum. Bunun siyaseten
özeti şudur. Saadet Partisi şimdilik IMF kalesini yıkmıştır. Ancak
biz konunun takipçisiyiz. Bu konudaki görüşlerimizi sonuna kadar
milletimiz adına takip edeceğiz. Babacan'ın ifade ettiği gibi
şimdilik anlaşmadık ama mayısta müzakereleri başlatabiliriz
şeklindeki tezleri de sonuna kadar takip edeceğiz. Türkiye'nin
bundan sonra asla siyaseten baskı altına alınacağı bir ekonomik
anlaşmanın içinde olmaması Türkiye'nin menfaatinedir"
dedi.
"IMF'NİN BASKILARI DEVAM EDECEK"
Saadet Lideri Kurtulmuş, Türkiye'nin ekonomi modelinin
değiştirilmesini isteyerek, "Hükümet'ten beklentimiz
uygulanan ekonomi programını bir an evvel terk etmesidir. Eğer terk
edilmezse yarın IMF'nin yeni baskıları kaçınılmaz olacaktır. Bizim
tavsiyemiz bu çok olumlu ve doğru bir adımı kalıcı bir sonuca
dönüştürülmeleridir Türkiye, kendi ayakları üzerinde yükselen bir
ekonomi programını tatbik etmelidir" diye konuştu.