IMF ile anlaşma olsaydı
Abone olDevlet Bakanı Mehmet Şimşek, NTV/CNBC-e ortak yayınında ekonomideki son gelişmeleri değerlendirdi.
Devlet Bakanı Şimşek, muhtemel IMF anlaşmasının
süresinin en az 18 ay, en fazla 3 yıl olacağını belirterek, “İnce
eleyip sık dokuyoruz. Ekim ayında önümüze geleni kabul etseydik, şu
anda ekonomideki daralmayı hızlandıracak adımlar atardık”
dedi.
Şimşek’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“IMF ile müzakereleri önemli bir noktaya getirmiştik. Birkaç teknik
konu vardı uzlaşamadığmız. Gelinen noktada teknik bir/iki
düzenlemeye ilişkin fikirleri Davos’ta paylaştık. Oradaki izlenim
olumluydu. IMF, hafta başı itibarıyla değişik bölümlerden
değerlendirmelerin gelmesini bekliyor. Oradan gelecek yanıta göre,
hassas olduğumuz, kabul edilemek gördüğümüz bir iki unsur var. Bu
konularla ilgili açılımları bekliyoruz. Bunlar teknik-hukuki
konular. Hedeflere ve içeriğe ilişkin fikir ayrılığı yok, ancak
nasıl varılacağı konusunda fikir ayrılıkları var. Gelir idaresinin
güçlendirilmesi konusunda özünde bir fikir ayrılığı yok.
BAZI KONULARIN İÇERİĞİ YENİ
Ya biz ayağımızı yorganımıza göre uzatacağız, ya da yorganı
büyüteceğiz. Başka seçenek yok. İki konu, şu konulardır demek
istemiyorum. Bir takım hukuki düzenlemeler ilişkin, kurumsal
altyapıya ilişkin konular var. Bazı unsurlar yeni, konular benzer.
O konuların bazı içeriği tamamen yeni. Müzakerelerin son bir iki
seansında gündeme gelen konular. Biz Kasım ayında yaptığımız
toplantıda belli bütçe tedbiri üzerinde anlaşmıştık. O tedbirleri
de yerine getirdik. Ama Eylül’den bu yana makroekonomik görünümde
sürekli değişiklik oluyor. IMF olsun olmasın, 2009’da bir miktar
bütçe açığı artacak. Ama bunun sınırları var. IMF programı olmasa
da bizim tedbirler açıklamamız lazım.
Gelirleri artıracak adımlar zamanı doğru olursa, olumlu bakılması
gereken unsurlar. Türkiye’de harcamalarda önceliklendirme
gerekiyor. Üretken kapasiteyi, rekabet gücünü artıracak yaklaşımlar
içinde olmamız lazım. Türkiye’nin gelirlerini artıracak, vergiyi
tabana yayacak çözüm arayışında olması lazım.
KRİZE GELİŞMİŞ ÜLKELER GİBİ TEPKİ VERİYORUZ
IMF ile iki program uyguladık ve çok başarılı oldu. Eğer Türkiye’de
kamu borç dinamikleri endişe kaynağı olmaktan çıktıysa bu son beş
altı yıldır iyi bir şekilde uygulanan bu programların sonucudur.
İlk kez Türkiye bu krize gelişmiş ülkeler gibi reaksiyon
gösteriyor. Lira değer kaybetti ama faizler düşüyor, enflasyon
düşüyor. Yeni dönemde güçlü programla birlikte reformları daha iyi
noktaya götürürsek, Türkiye için kazanç olur.
EN AZ 18 AYLIK ANLAŞMA YAPARIZ
IMF ile anlaşma olursa en az 18 ay olacak, üç yıla kadar olabilir.
Kredi miktarı ve süre en son noktada karar vereceğimiz noktalardır.
IMF olmasa da biz kendimiz sahiplenip uygulamaya koyarız. Süre ne
kadar uzun olursa miktar kısmen daha fazla olur.
MALİ KURAL BU YIL YASALAŞIR
Mali kural yılın
ilk yarısında taslak haline gelir, muhtemelen bu yıl yasalaşmış
olur. Yeni bütçe yeni mali kurala göre yapılır diye umut ediyorum.
Gelir reformu yapılmazsa mali kuralın bir anlamı olmaz.
EKİM’DE KABUL ETSEYDİK, ZORLANIRDIK
Macaristan
IMF ile alelacele bir program yaptı. Şu anda belki KDV’yi 4 puan
artırmak zorunda kalacaklar. Biz o konuma gelmek istemiyoruz.
Macaristan zora girip bir program istedi ve önüne konanla yola
devam etti. Biz o konumda değiliz. Biz diyoruz ki, müzakereleri
yapalım, menfaatimize doğru olanı yapalım. IMF ile program zaman
alıyor ama ince eleyip sık dokuyoruz. Ekim ayında önümüze geleni
kabul etseydik, şu anda ekonomideki daralmayı hızlandıracak adımlar
atmak zorunda olacaktık. Faiz dışı fazla Mayıs’da 3.5 olsun
demişiz. Şu anda yüzde 2 bile size lüks gelebilir.
Mali disiplinde çok ciddi bir gevşeme olmayacak ve günün
koşullarına uygun mali çerçeve olacak. Bunları yaparken temel
faktör kredibilite. Borç rasyoları ve faiz dışı fazla hedefi
konusunda IMF ile uzlaşıldı. Eylül’den bu yana şartlar çok hızlı
değişti.
BÜTÇEDE REVİZYON YAPTIK
Bütçede revizyon yapıldı. Aralık’ta bütçe geçerken bazı harcamaları
kıstık, o ilk adımdı. Bütçeyi daha gerçekçi hale getirmek için hada
fazla tedbir olabilir. İlk ayın yılın tamamı için iyi bir gösterge
olmayacağını düşünüyorum. Reel sektörü etkilemeyecek şekilde
gelirleri artırmaya yönelik tedbirler alınabilir Gelir ayağındaki
belirsizliği kabul ediyorum, o konuda bütçeye göre aşağı doğru bir
riskimiz var. Harcamalarda bütçe ödenekleri içinde kalınacak, olsa
olsa bazı kalemlerde gerekirse önümüzdeki dönem kesintiler
yapılabilir. Bankalarımıza lira cinsinden likidite desteği devam
ediyor ama bankalarımız temkinli davranıyor.”