IMF anlaşmasına ilginç benzetme
Abone olBaşbakan İMF ile anlaşma tamam dedi. Yakın tarihte imzaların atılması beklenirken sürece yönelik sert eleştiriler Saadet Partisinden geldi.
Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- Saadet Partisi Genel Başkanı Numan
Kurtulmuş iktisat profesörü olarak hükümetin IMF ile yapacağı
anlaşmayı değerlendirdi. Yapılacağı açıklanan anlaşma ile
Osmanlı’nın son döneminde kurulan Duyun-i Umumiye’nin post modern
şeklinin yeniden kurulacağını ileri süren Kurtulmuş, hükümeti sert
şekilde uyardı.
Başbakan Erdoğan’ın Aralık ayı sonunda “IMF ile anlaşma tamam”
sözlerinin ardından muhalefet partilerinden sert eleştiriler
gelmeye başladı. Dün MHP lideri Devlet Bahçeli IMF’den alınacak
paralarla seçime gidileceğini savundu. Anlaşmaya yönelik en sert
eleştiri ise Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’tan
geldi. Genel başkan olmasının yanı sıra iktisat profesörü
kimliğiyle konuşan Kurtulmuş İNTERNETHABER’e
şunları söyledi:
ANLAŞMAYI GİZLEDİLER: IMF Başkanının kendisi
söylüyor. IMF programları bizim gibi ülkelerde tezgahı dağıtmıştır.
İnsanları borçlandırmıştır. Biz 8 sene önce bugünü rakam rakam
söylüyorduk. 2000 yılındaki 17’inci IMF protokolü Türk ekonomi
tarihinin dönüm noktası oldu. Türkiye’yi esaret altına alan bir
anlaşma oldu. Türkiye boğazına bir idam ilmeği geçirdi. O 5 adımlı
bir projeydi, hepsi oldu şimdi son adımdayız. Son adım da herkesin
borçlu hale getirilmesi, herkesin tezgahının dağılmasıdır. Sayın
Başbakan’a “Doğru söylüyorsunuz. IMF ile anlaşmayın. Anlaşmazsanız
millet olarak arkanızdayız” diyordum, ama bir yandan da
korkuyordum; “Bunlar anlaşmayı zaten yaptılar. Piar çalışmasını
yapıyorlar” diye. Ama doğrusu bu. Milletin IMF karşıtlığından
korktukları için gizlediler.
BİT’LER ÖZELLEŞECEK: Bu IMF programında iki
maddenin olmasından endişe ediyoruz. İlki büyükşehir
belediyelerinin BİT’lerinin özelleştirilmesi. Bunu söylediğimizde
bu kadar komplocu olmayın diyorlardı. İki hafta önce İstanbul
itfaiye işçilerinin yaşadığı şey komplocu olmadığımızı ortaya
koyuyor. IMF, İSKİ, ASKİ gibi kurumların özelleşmesini istiyor.
IMF’nin 2000 yılı başında dayattığı program sonuna gelmiştir. Şimdi
son adım atılıyor. İkinci adım da Gelirler İdaresi’nin
özerkleştirilmesi olacak. Bunun yapılması Duyun-u Umumiye
İdaresinin post modern adıdır. Bir devlet Maliye politikası
bakımından iki şey yapar. Biri milletten paraları toplar vergilerle
yatırım yapar. Zaten 2 bin yılından bu yana bütün kamu yatırımları
IMF kontrolünde. Şimdi orası bitti. Özelleştirmelerde sona gelindi.
BİT’lerin özelleşmesi ile son nokta konulacak. Vergiler artırıldı,
o emirler de yerine getirildi. Şimdi geriye toplanacak gelirler
bütçesinin yönetimi kaldı.
BORÇ İÇİNDE BIRAKILDIK: Türkiye’nin iç, dış, kamu,
özel 486 milyar dolar borcu var. Osmanlı’ya Duyun-u Umumiye niye
gelmişti. “Osmanlı çöküyor, biz kurtardığımız kadar kurtaralım”
diye. Ne gariptir Duyun-u Umumiye bütçesi o günkü gelirler bütçesi
ile ilgiliydi. Şimdi ise IMF gelirler bütçesinin tamamı ile ilgili.
Beyler mevcut gelir neyse bunu ben kontrol edeyim diyor. Olur olmaz
yere harcama, Şimdi. fakire-fukaraya verirsin, sosyal
politikalarını güçlendirirsin, sakın böyle şeyler yapma diyor.
Bütün bu gelirlerine ben el koyayım diyor.
ANLAŞMA BİTTİ PİAR YAPIYORLAR: Korkarım ki bu
anlaşmayı bitirdiler. Ve bunun şimdi piarını yapıyorlar. Halka
şimdi bunu nasıl satacaklar onu yapıyorlar. Bunu söylerken Başbakan
boğazımıza ilmik geçirirlerse, ümüğümüzü sıkarlarsa anlaşmayız
demişti. 1 ay geçmeden ekonomiden sorumlu bakanı IMF anlaşmasının
çerçevesini çizdik neler olduğu belli dedi. Bir iktisat hocası
olarak konuşuyorum. Bu süreci Türkiye’yi kuşatmanın son adımı
olarak görüyorum. Büyük yanlış yapılıyor. Bundan sonra hükümetin
yapacağı bir şey kalmaz. Kurullar marifetiyle Türkiye ekonomisi,
maliyesi millet yönetimi dışına çıkarıldı. Hiç olmazsa bütçe
yönetiminizi millet denetiminizin içinde tutun. Bunu da
çıkarırsanız zaten size hükümet olarak ne ihtiyaç var.