İmar'dan önce İmar'dan sonra
Abone olDüne kadar öfkeli seçmen kitlesinin sesiydi. Beyaz gömlekli genç adam, Anadolu yollarında kurtarıcı rolündeydi. Böyle söylüyor Derya Sazak Milliyet'teki köşesinde.
İşte Derya Sazak'ın Milliyet'teki köye yazısı: 3 Kasım
seçimlerinin 'sürpriz' çıkışını Cem Uzan'ın Genç Partisi yapmıştı.
Türkiye'nin siyasal geleneğinde iş dünyası ile iktidara aday
partiler arasında güçlü bağlar daima olmuştur ama 2002 seçim
kampanyasına damgasını vuran 'GP serüveni' ile bu ilişki açık ve
doğrudan bir 'örgütlenme' modeline dönüşmüştür. Erken seçim takvimi
biraz daha zaman tanısa Genç Parti büyük olasılıkla bugün Meclis'te
olacaktı. GP'nin yükselişi Doğru Yol ve MHP'nin baraja takılmasında
önemli rol oynadı. Parlamento dışında kalmasına karşın Genç Parti
oylarındaki tırmanış 3 Kasım ertesinde de sürdü. İmarbank
skandalına kadar anketlerde Uzan'ın partisinin CHP'nin de önüne
geçtiği gözüküyordu. Başbakan Erdoğan da AKP Grubu'nu 'Yerel
seçimde rakibimiz Genç Parti'dir' diye uyarmıştı. Genç Parti'deki
yükseliş ve düşüş incelenmeye değer: Benzeri İtalya'da Berlusconi
hareketinde görülen 'işadamı -parti lideri' kimliği Türkiye'deki
ekonomik krizin de etkisiyle 'öfkeli' bir seçmen kitlesiyle
buluşmuştu. Medya gücü de çok etkili kullanılıyordu. 'Beyaz
gömlekli' genç adam, Anadolu'da miting meydanlarına toplanan işsiz
güçsüz kitleye başarılı bir siyasal reklamcılık örneğiyle
'kurtarıcı' olarak sunuluyordu. Yeni bir ürün piyasaya sunulmuş
gibiydi. Seçmene 'damardan popülizm' veriliyordu. Cem Uzan'ın Genç
Parti şemsiyesi altında şirket yöneticiliğinden parti liderliğine
geçiş serüveni İmarbank skandalıyla kesintiye uğramış gözüküyor.
Son günlerde Başbakanlık'a yapılan ziyaretlere bakılırsa bu
serüvenin belki de sonu geliyor! Üzerinde 'parti başkanı' sıfatı
bulunan ve siyasete 'işadamı' kimliğini bırakarak giren GP
liderinin zor durumdaki 'aile'sini ve 'şirketleri'ni kurtarmak için
AKP yönetimiyle pazarlığa girmesi 3 Kasım'daki söylemleriyle ters
düşmüyor mu? Seçim kampanyasına kadar gitmeye gerek yok. ÇEAŞ'a el
konulduktan sonra Bursa mitinginde AKP liderine 'Kalleş adam,
Allah'sız' diyen Cem Uzan değil miydi? GP liderini artık maç
aralarında 'Sayın Başbakan'a çağrı yaparken izliyoruz. Başbakanlığa
giderek Cemil Çiçek ve Kemal Unakıtan ile 'borç ödeme planları'
yapıyor. Yeni Şafak Gazetesi GP - AKP barışını 'Bugünlerde çok
terbiyeli' diye manşet yapmış! Hükümetin tutumu da Uzanlar kadar
düşündürücü. Eğer ortada BBDK raporlarına giren 8.5 katrilyonluk
(5.5 milyar dolar) İmarbank yolsuzluğu varsa ve bu 'suç' öne
sürüldüğü gibi bilgisayar yazılım programlarıyla 'çifte kayıt'
yoluyla işlenmiş, yargıya intikal etmişse 'al gülüm, ver gülüm'
nasıl olacak? Pazarlığın gerisinde ne var? Cem Uzan bu şartlarda
Genç Parti'ye de veda mı edecek? Tarafların tutumu siyasal etiğe
sığmıyor!