İmam Hatipliler Fenerli mi?
Abone olHürriyet Gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök Zaman Gazetesi yazarı Hasdemir'in kitabını değerlendiriyor. Kitabın içeriği hayli ilginç. İmam Hatipliler neden Fenerli oldu?
Köşesinde ilginç değerlendirmelere yer veren Ertuğrul Özkök,
olay yaratacak kitabı köşesinde sorguladı. Zaman Gazetesi yazarı
Hacı Hasdemir'in Başbakan Erdoğan'ın futbol hayatıyla ilgili
kitabında anlatılanlar bomba etkisi yaratacağa benziyor. Özkök
anlatılanların gerçekliğini sorguluyor...Özkök'ün 'İmam hatipliler
neden Fenerli oldu' isimli köşe yazısında anlatılanlar şöyle:
Yazı: Ertuğrul Özkök
Kaynak:
ZAMAN Gazetesi yazarı Hacı Hasdemir, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın
futbol hayatıyla ilgili çok ilginç bir kitap yazmış.
Sun Valley’deki konferansa katılmak üzere Idaho’ya uçarken bu
kitabı okudum.
Kitap önümüzdeki hafta piyasaya çıkacakmış.
Ben, insanların hangi duygularla bir futbol kulübünü desteklemeye
çalıştığını merak ederim.
Mesela, ben neden Fenerbahçeli oldum?
Çok düşündüğüm halde bir türlü o günkü duygularımın iklimine
dönemedim.
Mesela, Başbakan Tayyip Erdoğan neden Fenerbahçe taraftarıdır?
Bu soruyu daha da genelleştirerek sorabilirim.
İmam hatip liseliler, neden daha çok Fenerbahçe’yi tutar?
Bu sorunun cevabını Hasdemir’in ‘Aman Babam Duymasın’ adlı
kitabında buldum.
* * *
Erdoğan imam hatip lisesinde okurken, bir gün Fenerbahçe Kulübü’nün
eski başkanı Emin Cankurtaran, o lisede okuyan öğrencilere iftar
vermiş.
Cankurtaran, genel olarak iftarlarda imam hatip liselilere çok ilgi
gösterirmiş.
O nedenle Erdoğan gibi çok sayıda imam hatip öğrencisi,
Fenerbahçe’ye sempati gösterirmiş.
Başbakan’a uçakta bu olayı sordum. Doğruladı. Ama bir başka şey
daha söyledi. Cankurtaran’ın babası, zamanında imam hatip
okullarıyla çok ilgilenmiş.
Bu iftar, spor kulüplerinin taraftar toplamak için ne gibi sosyal
faaliyetler yapması gerektiğini gösteriyor.
Tabii aynı zamanda imam hatip liselilerin psikolojisini de.
* * *
Erdoğan’ın Fenerbahçe’ye ilgisi bu ziyaretle sınırlı değil.
1973-74 sezonunda Camialtı Kulübü’nde futbol oynarken,
Fenerbahçe’nin efsanevi antrenörlerinden Didi onunla
ilgilenmiş.
Didi o sıralarda Yeni İstanbul Gazetesi’nde haftada iki gün yorum
yazıyormuş. Didi, gazetenin spor müdürü Düşvar İyiiş’ten Tayyip
Erdoğan’ın futbolu hakkında çok iyi şeyler işitmiş.
Bunun üzerine Erdoğan’la görüşme imkánı aramışlar.
Bu ilişkiyi sağlamak üzere çok ilginç bir isim bulunmuş.
Bir sezon önce Cemil Turan’ı Fenerbahçe’ye transfer etmek üzere
kaçıran Kasımpaşa Kulübü Başkanı Sultan Demircan devreye
sokulmuş.
Kendisi de Fenerbahçe taraftarı olan Demircan, Fenerbahçe ile
Camialtı arasında bir maç ayarlamış.
Maçtan sonra Demircan ile İyiiş, Erdoğan’ın babasının evine
gitmişler.
Demircan hemen söze girmiş:
‘Ahmet Bey, oğlunu dünyanın en büyük teknik direktörü olan Didi çok
beğendi. Onu Fenerbahçe’ye almak için buraya geldik. Herhalde izin
verirsin. Bu transfer için sana çok büyük para vereceğiz.’
Tayyip Erdoğan’ın kaderi belki de bu an belirlenmiş.
* * *
Ahmet Bey hiç beklemedikleri bir cevap vermiş.
Sinirli bir sesle şunu söylemiş:
‘Benim oğlum okuyacak. Zaten donla bazı yerlerde top oynadığını
duyuyorum. Bu yüzden ona çok kızıyorum. Siz de bana bu konuyu hiç
açmamış olun.’
Emin Cankurtaran bu görüşmeyi arkadaşlarına şöyle anlatacaktır:
‘Cemil’i almaya gücümüz yetti; ama Tayyip’i almaya yetmedi.’
O yıl Fenerbahçe, Tayyip Erdoğan dışında aynı takımda oynayan iki
kişiye daha teklif götürür.
Bunlardan biri Türkay Deniz, öteki ise Oğuz Aydın’dır.
Oğuz Aydın o yıl Fenerbahçe’ye transfer olacak ve Erdoğan’dan çok
farklı bir yöne doğru gidecektir.
Bir yakını bu işin neden olmadığını Erdoğan’a soracak ve şu cevabı
alacaktır:
‘Abi nasip değilmiş...’
Tabii işin bir de ekonomik yanı var.
Oğuz Aydın, Fenerbahçe’ye transferinden 75 bin lira almış.
Öteki oyunculara ise 50 bin lira ödenmesi planlanmış.
Oysa Erdoğan, aynı yıl İETT’de oynarken ayda 2 bin lira maaş
alıyormuş.
O nedenle Fenerbahçe’nin önerdiği para çok ilginç gelmemiş de
olabilir.
* * *
Bu kitapta yazılanlar ne ölçüde doğru diye sorabilirsiniz.
Bunu ben de merak ettim.
Kitap piyasaya çıkmadığı için Erdoğan’ın ne düşündüğünü de henüz
bilemiyoruz.
Ancak uçakta bulunan Zaman Gazetesi’nin Genel Yayın Müdürü Ekrem
Dumanlı, ilginç bir ayrıntı verdi.
Hasdemir, basılmadan önce kitabı Başbakan Erdoğan’a göstermiş.
Bu da yazılanların Erdoğan’ın onayından geçtiği anlamına
geliyor.
Kitapta çok güzel ve sıcak ayrıntılar var.
Öyle tahmin ediyorum ki, dünyada bir siyasetçinin spor hayatı
üzerine yazılmış ilk kitap olma özelliğini de taşıyor.
* * *
Son bir nokta.
Ben imam hatiplilerin çoğunlukla Fenerbahçeli olduğunu yazdım.
Tabii bu, kitaptan çıkardığım izlenim.
Buradan imam hatiplilere bir çağrı yapıyorum.
Eğer mezunlarının daha çok hangi takımı tuttuklarıyla ilgili bir
araştırma varsa, onu da aktarmaya hazırım.