İmam Hatip liselerine ilgi azaldı
Abone olGürüz, meslek liselerine ilginin azaldığı yönündeki söylemler yalanladı, "İHL'lere ilgi azaldı" dedi
YÖK Başkanı Kemal Gürüz, meslek liselerine ilginin azaldığı yönündeki söylemlere dikkati çekerek, ''Rakamlar gösteriyor ki, düşüş yalnız imam hatip liselerinde var'' dedi. Prof. Dr. Gürüz, Yükseköğretim Kurulu binasında yapılan Üniversitelerarası Kurul toplantısı öncesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Mesleki ve teknik eğitim ile ilgili son günlerde kamuoyuna yansıyan sözlere açıklık kazandırmak istediğini belirten Gürüz, meslek liselerinde el becerilerine dayalı eğitim verildiğini ve bu öğrencilerin hayata atılarak, yaşamlarını hemen idame ettirebilmelerinin hedeflendiğini anlattı. Bu eğitimin genel liselerde verilen eğitimden yaklaşık 6-7 kat fazla olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Gürüz, ''Meslek liselilere büyük imkanlar yaratılmıştır, kimsenin hakkı alınmamıştır'' dedi. Mesleki teknik liselerden meslek yüksekokullarına geçiş ve meslek yüksekokulunda gösterilen başarıya göre lisans programlarına dikey geçiş hakkına ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Gürüz, ''Bu durumda nasıl (haksızlık yapılıyor) denilebilir, anlamak mümkün değil. Hak gaspı diye bir şey söz konusu değil'' diye konuştu. ''MESLEK LİSELERİNE İLGİ AZALMADI, ARTTI'' ''Mesleki ve teknik eğitime ilgi azaldı'' şeklinde açıklamalar yapıldığına da işaret eden Prof. Dr. Gürüz, yıllar itibarıyla konuya ilişkin rakamları verdi ve düşüş değil artış yaşandığını söyledi. Prof. Dr. Gürüz, ''Rakamlar gösteriyor ki, düşüş yalnız imam hatip liselerinde var'' dedi. ''İmam hatip lisesi meselesini tüm çıplaklığıyla anlatmak istiyorum'' diyen Gürüz, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Milletimizin dini ihtiyaçlarının giderilmesi konusunda devlete büyük görevler düşmektedir. Anayasal bir kurumun, üniversitelerin, ülkenin insanlarının dini inançlarına karşı olması düşünülemez. Bizim böyle bir şeyimiz yoktur ama bu vesileyle, birisi genel liseler, birisi de din ağırlıklı genel liseler gibi Tevhid-i Tedrisat Kanunu'na tamamen aykırı, ruhuna aykırı iki kulvarlı eğitim sisteminin oluşmasına da laikliği temel ilke edinmiş bir ülkede, Cumhuriyette müsaade edilemez.'' Gürüz, Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 32. maddesinde, imam hatip liselerinde dini hizmetlerin yerine getirilmesiyle görevli elemanların yetiştirileceğinin belirtildiğini, başka bir maddede de ''imam hatip okullarını bitirenler, kendi alanlarında yükseköğrenime geçebileceklerdir'' denildiğini anlattı. Prof. Dr. Gürüz, buna göre,imam hatip lisesi mezunlarının aslında ilahiyat fakültesi dışındaki alanlara başvuramayacağını ancak kendilerinin kimseye yasak koymadığını dile getirdi. ''İSLAMİ ÜNİVERSİTEYE DENKLİK...'' Prof. Dr. Gürüz, yabancı ülkelerden alınan diplomalara denklik verilmesi konusuna da değinerek, Dışişleri Bakanlığı'nın, ''bir ülkenin bir üniversitesine ilişkin kendilerine verdiği bilgiyi'' aktardı. Prof. Dr. Gürüz, şunları kaydetti: ''Bu üniversitenin temel felsefesini, eğitim verilen alanlara İslami bakış açısıyla yaklaşmak, diğer bir ifadeyle bilginin İslamlaştırılması oluşturmaktadır. Üniversite yönetimi, İslam ümmeti anlayışı çerçevesinde eğitim vermekte ve yabancı uyruklu öğrencilerin büyükelçilikleriyle temas kurmasına olumlu yaklaşılmamaktadır. Yukarıdaki hususları bildiren filan büyükelçiliğimiz, başkanlığını filanın yürüttüğü üniversitenin eğitim felsefesiyle milli eğitim hedeflerinin uyum içinde bulunduğunu söylemenin mümkün görülmediğini bildirmektedir. Bu raporu ben göreve başladıktan sonra işleme koydum. Daha önce işleme konulmuş olsaydı, bugün devletin önemli yerlerinde bulunan bazı akademik unvanlı kişiler bu unvanların sahibi olmayacaktı. Bu raporu görüp de bu üniversitenin denkliğini kaldırmayan hiçbir kimse kanunlar önünde mesuliyetten kaçamaz.'' ''(CESURSAN GEL DIŞARI) YAKLAŞIMI'' Yükseköğretim Kanunu'nda yapılması düşünülen değişikliklere de değinen Prof. Dr. Gürüz, şunları söyledi: ''Yükseköğretim kanunları tabii ki değişir ama dünyayı bilmeden, elinize çala kalem kanun alıp bu kadar büyük başarıların altına imza atmış bir sistemle oynamaya kimsenin hakkı yoktur. 'Bunlar cesursan gel dışarıya' tipi yaklaşımlarla çözülemez. Bunlar, derin entelektüel birikim, bilgi, dünya görüşü, dünyadaki uygulamaları bilen insanlar tarafından uzun tartışmalar sonunda çözülebilir.''