İlker Başbuğ’un avukatı, Lice’yi açıkladı
Abone olErgenekon davasında müebbet hapis cezası alan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un avukatı, Lice olaylarına ilişkin hazırlanan iddianame...
Ergenekon davasında müebbet hapis cezası alan eski Genelkurmay
Başkanı İlker Başbuğ’un avukatı, Lice olaylarına ilişkin hazırlanan
iddianame ve çıkan haberlerle ilgili açıklama yaptı. Avukat İlkay
Sezer, müvekkili İlker Başbuğ’un Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’a
“Lice’ye git” şeklinde bir emir vermediğini söyledi.
Avukat İlkay Sezer, Lice olaylarına ilişkin hazırlanan iddianame ve
sonrasında basında yer alan haberlere ilişkin 8 maddelik yazılı bir
açıklama yaptı. Sezer’in açıklaması şöyle:
“1. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, Lice ilçesinde 22 Ekim
1993 günü meydana gelen olaylara ilişkin iddianameyi kabul etmesi,
23 Ekim 2013 gününden itibaren basında haber oldu.
2. Ağustos 1993 - Ağustos 1995 yılları arasında Jandarma Asayiş
Kolordu Komutan yardımcılığı görevinde bulunan, müvekkilim (E) Org.
İlker Başbuğ’a yönelik “kasıtlı” ve “ima dolu” haber ve yorumlar da
25 Ekim 2013 günü bazı gazetelerde yer aldı.
“Kara propaganda” amaçlı bu haber ve yorumlarda, müvekkilim
tarafından; Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğg. Bahtiyar
Aydın’a “Lice’ye git” emrinin verildiği iddia edilmekteydi.
3. Dönemin Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı (E) Korg. Sayın Hasan
Kundakçı, 26 Ekim 2013 günü bir gazetede yer alan söyleşisinde;
müvekkilime yöneltilen “kara propaganda” amaçlı konu dahil, Lice
olayına ilişkin diğer bilgi ve gördüklerini net ve detaylı olarak
anlattı.
Ayrıca, Sayın Kundakçı tarafından yıllar önce yazılmış olan
“Güneydoğu’da Unutulmayanlar” isimli kitapta da Lice olayına
ilişkin bilgi bulunmaktadır.
4. Müvekkilim adına, aşağıdaki maddelerde yer alan tamamlayıcı
bilgilerin de kamuoyuna verilmesinin yararlı ve gerekli olduğu
düşünülmüştür.
5. Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanlığı; Lice ilçesinin güneyinde
bulunan Dibek-Yolçatı-Esenli bölgesine; 22 Ekim 1993 günü operasyon
icra edilmesine karar vermiştir.
Operasyonun icra edileceği 22 Ekim 1993 günü sabahı; Jandarma Bölge
Komutanı Tuğg. Bahtiyar Aydın, İl Jandarma Alay Komutanı J.Alb.
Eşref Hatipoğlu ve Bölge Komutanlığı Asayiş Şube Müdürü J.Kur.Bnb.
M. İhsan Batı’nın, beraberinde emir Astsubayı olduğu halde,
06.30-07.00 saatleri arasında, Diyarbakır’dan havayolu ile Lice
İlçe Jandarma Birlik Komutanlığı ve Jandarma Komando Bölüğü’nün
bulunduğu yere gittikleri ve orada taktik komuta yeri tesis
ettikleri bilinmektedir. Bu yapılanlar, doğal ve askeri taktik
faaliyetlerin bir gereğidir.
Sayın Kundakçı’nın bu konuya ilişkin soruya vermiş olduğu cevap ve
yukarıda ifade edilen tamamlayıcı bilgiler; müvekkilim İlker
Başbuğ’un Tuğg. Bahtiyar Aydın’a “Lice’ye git” şeklinde bir emir
vermediğini açıkça göstermektedir.
26 Ekim 2013 günü bazı gazetelerde bu konuya ilişkin yapılan haber
ve yorumlar gerçeği yansıtmayan, “kasıtlı” yalan söylemlere
dayandırılmaktadır.
6. Mahkemeye sunulan iddianamenin başlarında, Lice Emniyet Amirliği
tarafından hazırlanmış “olay tutanağına” yer verildiği
öğrenilmiştir. Söz konusu polis tutanağında özetle şunlar ifade
edilmektedir:
“22.10.1993 günü saat 09.00 sıralarında; emniyet amirliğine ait bir
resmi minibüse üzüm bağlarında gizlenen PKK terör örgütü mensupları
tarafından ateş açılmıştır. Çevrede araştırma yapılırken, Komando
Bölüğü’nün bulunduğu bölgenin yoğun olarak ateş altına alındığı
öğrenilmiştir. Akabinde İlçenin her tarafından özellikle Emniyet
Amirliği, J. Bl. K.lığı, Piyade Tabur K.lığı bölgelerine de uzun
namlulu silahlarla taciz ateşleri gelmeye başlamıştır. Merkezden
takviye kuvvet istenilmiş, saat 11.00 sıralarında gelen helikopter
Lice’ye inememiş, Hani ilçesine giderek inmiş ve gelen takviye
kuvvetler panzerlerle Hani’den Lice’ye intikal etmiştir. Çatışma
saat 16.00’ya kadar aralıksız devam etmiş, hafifleyerek saat 19.00
sıralarında sona ermiştir.”
Lice Jandarma Komando Bölüğü, bahçesinde tesis edilen Taktik Komuta
Yerinde, çatışmaları yöneten Tuğg. Bahtiyar Aydın, saat 11.45
civarında başından yaralanmıştır. Tahliye için istenilen helikopter
yoğun ateş nedeniyle Komando Bölüğü’nün bahçesine inememiş, bunun
üzerine Tuğg. Aydın bir Zırhlı Personel Taşıyıcı ile İç Güvenlik
Taburunun bulunduğu bölgeye götürülerek, oradan helikopterle
Diyarbakır Askeri Hastanesine tahliye edilebilmiştir.
22 Ekim 1993 günü Korg. Kundakçı ile o tarihte Tümgeneral olan
müvekkilim İlker Başbuğ “Şenyayla” bölgesinde devam eden büyük
çaplı operasyonu yerinde görmek üzere o bölgeye gitmişlerdir.
Şenyayla bölgesinden Muş’a geldiklerinde, Tuğg. Bahtiyar Aydın’ın
vurulduğunu öğrenmişler ve bunun üzerine birlikte aynı helikopter
ile Lice’ye intikal etmişlerdir.
Helikopter, yoğun ateş nedeniyle Komando Bölüğünün bulunduğu yere
inememiştir. Bunun üzerine, helikopter ateş altında İç Güvenlik
Taburunun bulunduğu bölgeye güçlükle inmiştir.
Helikopterden inen, Korg. Kundakçı ve müvekkilim beraberinde
bulunanlar ile, ateş altında sıçrayarak en yakındaki mevzilere
girmişlerdir.
Sadece bu maddede yazılanlar bile; 22 Ekim 1993 günü Lice’de
yaşanılan olayların, haber ve yorumlarda iddia edildiği gibi bir
“kurgu” olmasının yanlışlığını, inanılmazlığını ve akıl dışı
olduğunu açıkça koymaktadır.
7. Bazıları, Ergenekon ve Balyoz adı verilen davalarda verilen
kararların belli bir “strateji” dahilinde karalandığını ileri
sürmektedir. Bu “strateji”nin de “cezalandırılanlar bölücülerle
kahramanca mücadele eden vatanseverlerdir” söylemine dayandığını
iddia etmektedirler.
Ergenekon ve Balyoz adı verilen davalardaki kararlara yöneltilen
eleştiriler bir stratejinin uygulanması değil “gerçeğin”
haykırılmasıdır.
Bölücü terör örgütüne karşı canı pahasına mücadele edenler;
öncelikle gizli tanık ve ordudan uzaklaştırılmış kişilerin
tanıklıkları ile suçlanmakta ve yargılanmaktadırlar.
Mahkemeler, eli kanlı teröristlerin ayağına kadar giderek günlerce
tanık olarak ifadesine başvururken, huzuruna gelen eski Genelkurmay
Başkanı ve değerli Türk Ordusu mensuplarını yasaları çiğneyerek
dinlememektedirler.
Bu uygulamalar ile, belki mahkemelerde belirli mesafeler
alınabilir, ancak, Türk Kamuoyunun inandırılabileceği ve vicdanen
de kabul edebileceği sonuçlara ulaşılamaz.
8. Bu vesileyle görevinin başında şehit olan ve müvekkilimizin
kahraman silah arkadaşı Tuğg. Bahtiyar Aydın’ı rahmetle anar,
bitmeyen acıları yeniden alevlenen değerli aile bireylerinin de
acılarını yürekten paylaşırız.”
(İHA)