İlk Japon köşe yazarımız

Abone ol

Pekşen, Japon yazarın Yalçın Doğan'ın bir yazısını okuduktan sonra yaptığı değerlendirmeyi ise şöyle kaleme alıyor:

İlk Japon köşe yazarımız...

Köşe yazarlığına ilk adımlarını atan genç meslektaşlarımızın aklına ilk gelen soru 'Acaba biz kaç kişiyiz ?' olur.

Bu sorunun yanıtı yapılan hesaplar sonunda 500-600 arasında çıkınca, ikinci akla gelen 'Bu kadar köşe yazarına gerek var mıdır ?'dır.

Genç yazar elbette gerek olmadığına inanır. Çünkü nasıl olsa artık kendisi vardır.

Üçüncü adım kendinden önce bu işe girişmiş olanları adamakıllı benzetmektir.

Benzetilen de çoğunlukla 65 milyon yıl önce nesilleri tükenen dinozorlar olur.

-Günde 3000 vuruş, haftada 6 yazı, meslekte 35-40 yıl... İnsan bu kadar yazıyı nasıl yazar ? sorusu aradan birkaç yıl geçince aklına gelecektir.

Dinozorlar 'kimsenin okumadığı' memleket sorunları üzerine gereksiz yazılar yazadursun, genç yazarın kafasını kurcalayan, acaba yazılarında sözünü etmediği aile fertlerinden geriye kimse kalmış mıdır ?

Veya Allah korusun; yemek yediği lokantanın adını, özel olarak ağırlandığı otelin adresini, avanta gezisine katıldığı şirketin telefon numarasını atlamış mıdır ?

* * *

Bu girişi yapmama neden aramıza katılan genç bir köşe yazarının yazdıkları oldu. Üstelik bu kez safkan bir Japon: Kayoko İsobe..

Tokyo'da yaşıyor, yazılarını Yeni Harman gazetesinde Türkçe olarak yazıyor.

Ben ilk yazısını okudum; Japon yazar da kaideyi bozmuyor.

'Türkler Japonlar'dan Akıllı mı ?' başlıklı köşe yazısında bir dinozora saldırıyor.

Yeterli yerim olsaydı, yazının tamamını buraya alır, olmadı geniş bir alıntı yapardım. Ama 3000 vuruş kuralımız elimi kolumu bağlıyor; o yüzden kısa bir özetle yetineceğim.

* * *

Genç japon köşe yazarı Hürriyet'ten Yalçın Doğan'ın bir yazısını okuduktan sonra 'Bunlar gerçekten bilgili insanlar mı ?' diye kuşkulanıyor. Aynen kendisinden aldığım bir cümleyle söylersem 'Oha filan oluyor !...'

Yanlış anlaşılmasın, ben yazıyı çok beğendim.

Yalçın Doğan söz konusu yazısında Japonya'da karşılaştığı anlayışsız bir Japon'dan yola çıkarak 'Biz daha akıllıyız...' demeye getiriyor ki, Bayan İsobe de haklı olarak 'Japonlar kişi başına 32 bin dolar gelire sahipler, Türkler ise 3200 dolarda geziniyor' demeye getiriyor.

Ancak demeden demeye fark var; Japon köşe yazarımızın farkı şurada ki, sonunda milli gelir durumunu da es geçerek, her şeyi 'doğru dürüst bir sistem kurulmasına' bağlıyor.

Bu görüş aklı başında insanların 40-50 yıldan bu yana yazdıklarının en kısa özetidir.

Demek ki akıl yaşta değil, başta imiş. Genç Japon yazar, dinozorlara karşı çıkmanın zarif bir örneğini verirken, bilgisayarının başına geçince akıllarına, evdeki musluk tamircisiyle yaptıkları konuşmadan daha önemli bir konu gelmeyen genç yazarlarımıza da esaslı bir ders veriyor.
Günün Önemli Haberleri