İlk gece kabusu
Abone olPolis memuru M.G'nin evlendiği gece intihar etmesiyle başlayan ilk gece sendromu yine gündemde.
Sivas Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Murat
Göycıncık’ın evlendiği gece, aşırı heyecan nedeniyle cinsel
ilişkiye giremeyerek intihar ettiği iddiaları, cinsel sorunlarla
ilgili tartışmaları beraberinde getirdi. Uzmanlara göre toplumda
evliliğin ilk gecesine abartılı anlamlar yüklenmesi ve bazı
gelenekler ile cinsel tabular çitfler üzerinde olumsuz etki
yapıyor. Ancak başarıyla tedavi edilebilen cinsel sorunların trajik
sonlara neden olmaması için yapılması gereken; profesyonel yardım
almak.
Cinsel sorunlar, toplumda her üç kişiden birini etkiliyor. Acıbadem
Cinsel İşlev Bozuklukları Merkezi’nin 2001-2005 rakamlarına göre,
ortalama 4 yıllık evli olan 543 çift, evlilikleri süresince cinsel
birleşmenin hiç olmaması nedeniyle merkeze başvurdu. Bu rakam,
toplumdaki cinsel sorunların boyutunu ortaya koymak açısından önem
taşıyor. Geçtiğimiz günlerde Kilis’te evlenen 32 yaşındaki polis
memuru Murat Göycıncık’ın gerdek gecesi aşırı heyecan nedeniyle
cinsel ilişkiye giremediği ve bu nedenle eşinin gözü önünde beylik
tabancasıyla intihar ettiği iddia edildi. Bu olayla bir kez daha
gündeme gelen cinsel sorunları, toplumun cinselliğe bakışını ve ilk
gece sendromunu Psikiyatrist Doç. Dr. Cem İncesu ile konuştuk.
Çok sık görülen bu tür cinsel sorunların en önemli
nedenleri nelerdir?
Doç. Dr. CEM İNCESU: Kilis’te yaşanan bu durum, ne yazık ki bizim
ülkemizde sık sık gördüğümüz olaylardan sadece biri. Bu olayın
özelini tam olarak bilemiyoruz, sizin de dediğiniz gibi böyle bir
iddia var. Ancak basında yer aldığı kadarıyla gerçekten ilk geceyle
ilgili bir olay gibi duruyor ve biz sık sık böyle olaylarla
karşılaşıyoruz.
Toplumda her üç kişiden biri yaşamlarının herhangi bir döneminde
herhangi bir cinsel sorun yaşar. İlk gece cinsel birleşmenin
olmaması erkekten ya da kadından kaynaklanan nedenlerden olabilir.
Erkekte ereksiyon sağlayamama, kadında vajinusmus denilen
sorunlardan kaynaklanabilir. Türkiye’de daha sıklıkla erkeklerden
çok kadınlardaki vajinusmus nedeniyle ilk gece cinsel birleşme
olmuyor. Vajinusmus, vajinadaki psikolojik kökenli kasılmadır ki
bunda ilk gece korkusu çok etkilidir. Bu kadar yaygın olan cinsel
sorunların büyük bölümü psikolojik kökenlidir. Ancak organik
nedenleri de olabilir. Örneğin, erkeklerde erektil disfonksiyon
yani sertleşme sorununda organik nedenlerden söz edebiliriz ki
bunlar genellikle penisten kaynaklanan sorunlardır. Bunun dışındaki
cinsel sorunlarda psikolojik nedenler ön plandadır.
Kamuoyunda ilk gece sendromu olarak nitelendirilen bu
durumu sık sık gördüğünüzü belirtiyorsunuz, bu sorunun görülme
oranıyla ilgili bir rakam var mı?
Doç. Dr. CEM İNCESU: Bu konuda tam bildirim olmadığı için
istatistiki bir çalışma yok, ancak medyaya yansıyan olaylardan çok
daha fazlası olduğunu biliyorum. Çünkü bu tür olaylar bizlere de
sık geliyor, medyada daha çok trajik olaylar yer alıyor ancak
toplumda görülme oranı çok daha fazladır.
“İLK GECEYE YÜKLENEN ANLAMLAR ÇİFTLERİ OLUMSUZ
ETKİLİYOR”
Evliliğin ilk gecesinden, evlenen çiftin dışındaki insanların da
bir takım beklentileri oluyor, bu tür sorunların yaşanmasında
geleneksel yapının ve özellikle aile bireylerinin beklentilerinin
nasıl bir rolü var, cinsel sorunların evliliğin ilk gecesinde daha
fazla görülüyor olmasının toplumsal nedenlerinden bahsedebilir
misiniz?
Doç. Dr. CEM İNCESU: Bizim toplumumuzda insanların evlendiği ilk
geceye hem kadınla hem erkekle ilgili çok fazla anlam yükleniyor ve
bunun sonucunda da çok sayıda çift cinsel ilişkiye girememe
sorununu yaşıyor. Çünkü Türkiye’de cinsellikle ilgili bu soruna yol
açacak bir çok yanlış inanç, değer yargısı ve tabu var. Bunlar
toplumda egemen olan yanlışlardır. Bu bizim toplumumuzda çok yaygın
bir sorundur. İlk geceye çok fazla anlam yüklendiği kızlık zarı,
bekaret, namus gibi kavramların çok ön planda olduğu, kapıda
ailelerin beklediği, hala kanlı çarşaf geleneğinin yaşatıldığı bir
toplumdayız. Bütün bunlardan dolayı ilk gece, çiftler için çok
fazla bir sıkıntıya ve gerginliğe dönüşüyor ve ilk gece sendromu
gelişiyor. Erkek ya da kadının hiçbir sorunu olmasa da o gece bir
takım sorunlar çıkabilir ve çıkıyor da.
Organik herhangi bir hastalık yoksa ilk gece yaşanan cinsel
sorunlardaki en önemli faktörün psikolojik baskı olduğunu
söyleyebilir miyiz?
Doç. Dr. CEM İNCESU: Kesinlikle en önemli faktör psikolojik
baskıdır. Ama burada cinselliğin toplumda algılanış şekli de
önemlidir. Evlilik öncesi cinselliğin genel olarak yasaklanması,
çiftlerin yeterli cinsel deneyimlerinin hatta bir çok zaman hiçbir
cinsel deneyimlerinin olmaması, kadınlarda yasak ve tabular
nedeniyle vajinusmus sorunun yer alması gibi etkenler bu ilk gece
yaşanan sorunların artmasına neden oluyor.
İlk gece sorun yaşanabilir ama bunun bir intihar gibi trajediye
dönüştürülmesi de ayrı bir konu, bu durumu nasıl yorumlarsınız?
Doç. Dr. CEM İNCESU: İlk gece ya da sonraki dönemlerde cinsellikle
ilgili bir çok sorun yaşanabilir ve bunun profesyonel bir destekle
çözümü mümkündür, yapılacak tek şey bir uzmana başvurmaktır. Ancak
ilk geceye ilişkin böyle bir sorunun intihar gibi hazin bir durumla
sonlandırılması toplumdaki cinsel yasakların, tabuların,
baskıların, abartılı ve yanlış beklentilerin ne kadar egemen
olduğunu gösteriyor. Yani bu yanlış inançlar, insanların bazen
hayatlarına son verecek bir utanç yaşamalarına ve kendilerini
çaresiz hissetmelerine yol açabiliyor. Bunun örnekleri toplumda çok
fazla var.
Acıbadem Cinsel İşlev Bozuklukları Merkezi’nin rakamlarına göre,
2001 ile 2005 yılları arasında evlilikte cinsel birleşmenin hiç
olmaması nedeniyle 543 çift merkeze başvurmuş. Kadınlarda cinsel
birleşme kuramamanın yüzde 98 nedenini vajinismus oluştururken,
erkerklerde ise neden yüzde 60 sertleşme bozukluğu, yüzde 5 ağır
erken boşalma ve yüzde 15 cinsel isteksizlik olarak belirlenmiş.
Cinsel fobi ve obsesyonlar ile eşcinsellik ise evlilikte hiç cinsel
ilişkiye girememenin diğer nedenleri arasında yer alıyor. Bu
vakaların yüzde 83’ü ortalama 3 aylık bir terapi sonrasında tam
olarak düzelme göstermiş ve çiftler düzenli bir cinsel yaşama
başlamış. Merkeze başvuranların yüzde 17’si ise çeşitli nedenlerle
tedaviyi yarıda kesmiş.
İlk gece sendromu başta olmak üzere toplum sağlığı açısından önem
taşıyan cinsel sorunlarda tedavi seçeneklerinden bahseder misiniz,
bu tür sorunlar yaşayanlar nerelere başvurmalılar?
Doç. Dr. CEM İNCESU: Tedavi nedene göre değişir, sorun psikolojik
kökenliyse çiftler psikoterapiye alınır, uygulanan terapi
yöntemleri de kişiye ve soruna bağlı olarak değişir. Eğer sorun
organik nedenlerden kaynaklanıyor ise ilaç tedavisi uygulanabilir.
Bazen tek bir hapla bu sorunu çözmek mümkün olabiliyor. Ancak
organik nedenlerden kaynaklanan sorunlarda cerrahi tedavi yöntemi
de uygulanabiliyor. Böyle sorunları olanlar cinsel işlev
bozuklukları ve cinsel işlev alanında özel donanımlı merkezlere ve
bu konuyla ilgilenen uzman hekimlere başvurmalılar. Bu konu
psikiyatri, jinekoloji ve ürolojiyi ilgilendiren multidisipliner
bir çalışmadır.
“CİNSEL SORUNLAR YÜZDE 90 ORANINDA TEDAVİ
EDİLİYOR”
Türkiye’de cinsel sorunların tedavisindeki başarı oranının yüz
güldürücü nitelikte olduğunu söyleyebilir miyiz?
Doç. Dr. CEM İNCESU: Cinsel işlev bozuklukları alanında uzmanlaşmış
merkezlerde sorun yüzde 90 oranlarında tamamen tedavi
edilebilmektedir. Yani bu sorunu yaşayan insanlarımız, bu tür
merkezlere başvurduklarında tamamen iyileşip sağlıklı bir cinsel
yaşama kavuşacaklarından emin olsunlar. Yani bunun için ölümü
düşünmek ve ölüme gitmek, bu sorunu böylesine çaresizlik ve utanç
meselesi haline getirmek yerine bir uzmana gitmelerini tavsiye
ediyorum.
Bu merkezler daha çok büyük kentlerde toplanmış durumda. Yani
Anadolu’da bu sorunu yaşayan insanların işin uzmanına ulaşması
biraz zor olabiliyor, bu da sorunların büyümesine ve olumsuz
etkilerinin artmasına neden oluyor diyebilir miyiz ve sizce
Türkiye’de bu konudaki tedavi merkezleri ve uzmanlar ihtiyaca cevap
verebilecek nitelikte mi?
Doç. Dr. CEM İNCESU: Maalesef en önemli sorunlarımızdan biri bu.
Konunun uzmanlarının Türkiye’de yeterli sayıda bulunduğunu
söyleyemeyiz. Yani uzman klinik ve uzman hekim sıkıntısı çekiliyor.
Bu anlamda büyük kentler daha şanslı, özellikle metropoller ama
Anadolu bu açıdan bir hayli sıkıntı yaşanıyor ve oralardan bize
hala hastalar geliyor.
Bu sorunların aşılması için ne gibi çalışmalar
yapılıyor?
Doç. Dr. CEM İNCESU: Şu anda mesleki bir dernek olan Cinsel Eğitim
Tedavi ve Araştırma Derneği, ÇETAD, Türkiye’de cinsel tedaviyle
ilgili uzmanların yetiştirilmesine katkıda bulunuyor. Alanında
uzman psikologlar ve psikiyatristler cinsel tedavilerle ilgili
eğitim veriyor, sağlık profesyonellerinin eğitimi ve gelişimi
konularına eğiliyor, kongreler ve sempozyumlar düzenleyerek eğitim
çalışmalarını sürdürüyor.
Cinsel sorunların ölüm nedeni olmaması ve sağlıklı bir
cinsellik için vermek istediğiniz son bir mesaj var
mı?
Doç. Dr. CEM İNCESU: İlk gecenin cinsel yaşamımızda bir önemi yok.
Hatta tek bir gecenin, tek bir haftanın, tek bir ayın da çok önemi
yok. Önemli olan tüm hayat boyunca sağlıklı, mutlu ve doyumlu bir
cinsellik yaşamak. Bunun içinde ilk gece veya sonrasında bir takım
sorunlar yaşanırsa artık herkes çok iyi bilmeli ki cinsel sorunlar
çok büyük bir oranda tamamen tedavi edilebilmektedir. Bu tür cinsel
ilişki kuramama sorunlarının tedavisi son derece başarılıdır. O
yüzden hiç utanmadan, ‘Ne olur’ diye düşünmeden kendilerini çaresiz
hissettiklerinde ümitsizliğe kapılmasınlar ve konuyla ilgili uzmana
başvursunlar. Yani bunun için ölümü düşünmek ve ölüme gitmek, bu
sorunu böylesine çaresizlik ve utanç meselesi haline getirmek
yerine bir uzmana gitmelerini tavsiye ediyorum.
Tülay SAĞLAM
Ntv-msnbc
Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (ÇETAD)
www.cetad.org.tr
info@cetad.org.tr
TEL: 0212 219 59 54 ve 0212 296 56 82
FAX:0212 296 56 72