İlk doping için ceza artırımı hazırlığı
Abone olBBC Türkçe için Londra'daki toplantıyı izleyen Cüneyt Kazokoğlu Hacettepe'deki labaratuvar ile ilgili açıklamalar da yapıldığını haber veriyor.
Dopinge karşı mücadele eden kuruluşun önde gelen yetkilileri, sporda hileye başvuranların daha şiddetli cezalandırılabileceklerini açıkladı.
Düşüncenin öne çıkan bir uygulaması olarak dopingi ilk kez yapanlara verilen cezanın 4 yıla çıkarılması öngörülüyor.
Londra'da dün yapılan toplantıda gündeme gelen konulardan biri de Hacettepe Üniversitesi'nin iptal edilen akreditasyonunun yeniden verilmesi oldu; yetkililer sene sonuna kadar bu konuda ilerleme sağlanmasını umduklarını belirtti.
Dünya Anti-Doping Ajansı WADA tarafından düzenlenen sempozyumda WADA başkanı John Fahey ve genel müdürü David Howman açıklamalarda bulundu.
2013 dopingle mücadele konusunda önemli. Bu durum, sadece bir taraftan olimpiyat oyunlarını, diğer taraftansa peşpeşe gelen doping dalgaları (Armstrong, Fuentes, Avustralya hükümetinin raporu) nedeniyle bir tezatlar yılı denebilecek 2012'nin etkilerinin sürmesi nedeniyle değil.
İlk doping cezasına artırım niyeti
Kasım ayında, Güney Afrika'da 2015'den itibaren yürürlüğe girecek olan WADA yönetmeliği son halini alacak.
Kesin gibi görünen, bu yönetmelikle beraber dopingden ilk defa yakalanan sporcuların men cezasının 2 yıldan 4 yıla çıkacağı.
Sporcunun işbirliğiyle daha da kısalan 2 yıl cezası kariyerde pek sekte yaratmazken 4 yıllık bir cezanın zaten nispeten kısa olan bir sporcu kariyerine olumsuz etkileri tahmin edilebilir.
WADA genel müdürü Howman'ın belirttiği bir diğer önemli yenilik ise biyolojik sporcu belgesi kullanımında beklenen artış.
Dopinge karşı en güçlü silah
Sporcuların değişik biyolojik verilerinin (bilhassa hematokrit oranı) düzenli olarak takip edilerek "normal" kabul edilen değerlerden sapmaların doping emaresi sayılmasına imkan tanıyan biyolojik pasaport, dopingle mücadelede en önemli silahlardan biri olacak.
Fahey de, Howman da sadece bilimsel analizle tatmin edici bir şekilde dopingi yakalamanın mümkün olmadığını belirtiyorlar. Bu nedenle doğrudan laboratuar tahliline dayanmayan unsurların (bunlara tanık ifadeleri vb de dahil) rolü giderek büyüyor.
Howman ayrıca, sadece medyaya "çok test yaptık" demek için değil, doping yapanları yakalamak, şüpheli sporcuları aksatmadan düzenli olarak test etmenin, zaten ucuz olmayan doping testlerinde salt test sayılarına odaklanmaktan çok daha önemli olduğunu vurguladı.
Futbolun doping açığı
Bu bağlamda EPO dopingine yönelik testlerin öneminin de altını çizdi Howman ve pek çok sporda EPO testi yapılmadığını belirtti. Howman'a göre bilhassa futbol hem EPO testi, hem biyolojik pasaport konusunda en geri sporlardan biri.
Bu çerçevede önemli olan bir husus da dopingle mücadele makamlarının İnterpol ve gümrük birimleri ile işbirliği. Howman, bilhassa Çin üzerinden internet aracılığı ile gelen doping maddeleri ve ABD menşeli ek besin maddelerinin denetlenemediklerini ve sporcu sağlığı için büyük tehlike oluşturduklarını vurguladı.
Hacettepe'deki labaratuvarın durumu
WADA, İspanya'da halihazırda devam eden Operacion Puerto davası hakkında nispeten diplomatik bir dil takınıyor. Howman, mahkemeden Dr. Eufemiano Fuentes'in müşteri listelesini talep etmeye devam ettiklerini, nihai kararın yargıca ait olduğunu ifade etti ve şimdilik davanın seyrini takip ettikleri izlenimini verdi.
Türkiye'nin aday olduğu 2020 Olimpiyat Oyunları'nın değerlendirme sürecinde sona yaklaşırken, Akdeniz Oyunları'na birkaç ay kalmışken Türkiye'yi ilgilendiren önemli bir konu Ankara'da Hacettepe Üniversitesi'ndeki doping kontrol laboratuvarının akıbeti.
Laboratuar, Fenerbahçe'nin Amerikalı basketbolcusu Diana Taurası'nın doping kontrolünde yapılan hata nedeniyle 2011 basında akreditasyonunu kaybetmişti.
Oyunlara adaylıkta Türkiye'nin rakibi İspanya'nın Madrid laboratuvarının numune kirlenmesi nedeniyle 21 Aralık'ta üç aylığına askıya alınan akreditasyonunu geçen hafta erken iade edildi.
Howman, akreditasyonu geçici olarak askıya alınan Madrid'den farklı olarak, Hacettepe laboratuarının akreditasyonunu tamamen kaybettiğini ve yeniden alma sürecinde olduğunu belirtti.
Hacettepe laboratuarı ile akreditasyonun mümkün olduğunca çabuk alınması için iletişimde olduklarını, fakat bu sürecin muhtelif tetkikler, ziyaretler ve yeterlilik testleri içerdiğini söyleyen Howman "Bir zaman planı vermek istemiyorum ama umuyoruz ki yıl sonundan önce hallolmuş olur.
Ankara laboratuarına da akreditasyonunu kaybetmiş bütün laboratuarlara yaptığımız muameleyi yapıyor ve geri almaları için yardımcı olmaya çalışıyoruz" dedi.