İlk çeyrekte büyüme beklentisi yüzde 11
Abone olDevlet Bakanı Zafer Çağlayan, 2010 yılının ilk çeyreğinden yüzde 11’lik pozitif büyüme beklediklerini söyledi...
Bakan Çağlayan, Ankara Sanayi Odası’nın (ASO)
Gündem Toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin küresel krize
rağmen 2009’un son çeyreğinde yüzde 6 büyüdüğünü, yılın tamamında
da yüzde 4,7 küçüldüğünü hatırlattı.
Yılbaşından itibaren verilerde yeniden pozitif gelişmeler
kaydedilmeye başlandığını belirten Çağlayan, bu çerçevede ihracatın
Türkiye’nin “olmazsa olmazı” olduğunu ifade etti.
İhracatın gerek büyüme gerek istihdamın lokomotifi olduğunu
vurgulayan Çağlayan, ihracat rakamlarının mutlaka artırılması
gerektiğini kaydetti.
Küresel krizle birlikte dünya mal ticaretindeki daralmaya paralel
Türkiye’nin mal ihracatının da daraldığını hatırlatan Çağlayan,
hizmet ihracatında ise artış kaydedildiğini söyledi.
Dünya hizmet ihracatının 2009 yılında 3,7 trilyon dolara
gerilediğini, Türkiye’nin bu ihracattan yüzde 1 pay elde ederek,
32,7 milyar dolarlık hizmet ihracatı gerçekleştirdiğini ifade eden
Çağlayan, “Hizmet ithalatımız ise 16,5 milyar dolar oldu. Böylece
Türkiye 16 milyar dolar net fazla veren ülke oldu. Yani Türkiye iyi
bir hizmet ihracatçısı olma yolunda emin adımlarla ilerliyor”
dedi.
İHRACAT ODAKLI ÜRETİM STRATEJİSİ
Türkiye’nin
ihracatını artırmak için yaptıkları çalışmaların neticesinde,
İhracat Odaklı Üretim Stratejisi adlı yeni ihracat stratejisini
belirlediklerini hatırlatan Çağlayan, şunları kaydetti:
“Mutlak suretle Türkiye’nin yüksek katma değerli teknolojik
ürünlere yönelmesi gerekiyor. Yüksek teknolojili katma değeri
yüksek ürünlere geçişi sağlamak zorundayız. Bu ana stratejinin
arkasından Girdi Tedarik Stratejisi oluşturulması geliyor.
Türkiye’nin ara malı ithalatına baktığınızda bu ürünlerin yüzde
90’ının Türkiye’de üretilebileceğini görüyorsunuz yeterki buna
uygun ortam sağlansın. Girdi Tedarik Stratejisiyle beraber bizim
özellikle üretimimizin Türkiye’de yapılması ve bunun önündeki
engellerin bir bir tespit edilmesi, bunların iyileştirilmesi
konusunda önemli çalışmalar yapılacak.”
TEŞVİK SİSTEMİ İHRACAT ODAKLI OLACAK
2011
yılında yeni teşvik sisteminin uygulamaya gireceğini anımsatan
Çağlayan, bu yeni sistem ihracat odaklı bir teşvik sistemi haline
getirileceğini, Girdi Tedarik Stratejisi’nin de bununla birlikte
planlanacağını söyledi.
Türkiye’nin 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat yapan, dünyanın
en büyük 10 ekonomisi arasında yer bulunan ve en az 10 büyük
markası olan bir ülke konumuna geleceğini, bütün gayretlerinin bu
eksen üzerinde olduğunu anlatan Çağlayan, “Dünya mal ihracatının
2023’te 33-34 trilyon dolar olması bekleniyor. 500 milyar dolarlık
ihracat bu rakamdan yüzde 1,6 pay almak demektir. Bu noktadan
hareketle bütün çalışma düzenimizi bunun üzerine kurduk” dedi.
Gün gün ihracat rakamlarını takip ettiğini belirten Çağlayan, 1-8
Nisan tarihleri arasındaki ihracatın geçen yılın aynı dönemine göre
yüzde 36,9 arttığını ve 2,4 milyar dolar olarak gerçekleştiğini
bildirdi.
Yılbaşından bu yana geçen 3 ay 8 günlük sürede ihracat artış
oranının ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23,2 olduğunu
ifade eden Çağlayan, “Orta Vadeli Programda 2010 yılı
ihracat hedefimiz 107,5 milyar dolar ama ben öyle zannediyorum ki
yıl sonu itibariyle 115 milyar doları rahat bir şekilde
yakalayacağız ve böyle gidersek kriz öncesi döneme dönmüş olacağız
gerek büyümede gerek ihracatta. 2010 yılının ilk çeyreğinde
beklentimiz yüzde 11’lik bir pozitif büyümedir” dedi.
Bakan Çağlayan, bu çerçevede, ar-ge’ye ve teknolojiye yönelik
desteklerin artırılacağını da söyledi.
Çalışmalarının bir ayağını “hangi malı hangi ülkeye
satacağız”ın oluşturduğunu da dile getiren Çağlayan, şöyle
konuştu:
“Neden biz dünya ihracatından yüzde 1’e yakın bir pay alırken
dünyanın en büyük ithalatçısı olan ve 1,6 trilyon dolar ithalat
gerçekleştirmiş olan ABD’ye sadece 3,2 milyar dolar ihracat
yapıyoruz. 1,6 trilyon dolar nere 3,2 milyar dolar ihracat nere? 50
yıllık stratejik ortaklıktan söz ediyoruz. Şimdi model ortaklık
sistemine başlayacaktık ama Amerikan Senatosunun Dış İlişkiler
Komitesinin almış olduğu garip karar gölge düşürdü. Umuyoruz ki
bununla ilgili ilişkiler tekrar normale dönerse ciddi bir çalışma
ortamına yeniden gireceğiz.”
Hangi ülkede hangi sektörlerimiz başarılı olur diye düşünerek ülke
masaları kurduk politikalarımızı buna göre yapacağız. Bir taraftan
da Serbest Ticaret Anlaşmaları yapıyoruz Gümrük Birliği Anlaşmasını
yapan hükümet, anlaşmaya AB’nin 3. ülkelerle taraf olacağı serbest
ticaret anlaşmalarına Türkiye’nin taraf olmasını koymamıştır. Bunun
gerekçesi olarak da Kıbrıs Rum Kesimi’nin AB’ye üye olabileceğini
göstermişlerdir. Kıbrıs Rum Kesiminin her tarafı ithalat olsa ne
yapar? 5 milyar dolar ithalatı var zaten ama bize ne kaybettirmiş?
rekabet gücü....”
Bakan Çağlayan, Türkiye’nin 2050 yılına gelindiğinde
“dünyanın en büyük 5 starından birisi” olacağını
da sözlerine ekledi.
Bakan Çağlayan, daha sonra sayıları 34’ten 49’a çıkarılan ülke
masaları sistemini bilgisayar üzerinden detaylı bir şekilde
sanayicilere anlattı.
ASO BAŞKANI ÖZDEBİR
ASO Başkanı Nurettin
Özdebir de sanayicilerin sorunlarına değindi. İstihdam üzerindeki
yükler, kıdem tazminatı, KOBİ’lerin finansmana erişiminde
karşılaşılan güçlükler, TL’nin aşırı değerlenmesi ve gümrük
müşavirlik tarife bedelleriyle ilgili sıkıntıları bulunduğunu
anlatan Özdebir, kıdem tazminatı için fon kurulmasını
istediklerini, çünkü bunun kendileri için taşınamayacak bir yük
haline geldiğini söyledi.
KOBİ’ler için kredi kanalları açılmaz, maliye politikalarıyla da
desteklenmezse işletmelerin sıkıntısının büyüyerek süreceğini dile
getiren Özdebir, TL’nin aşırı değerlenmesinin de ülkede bir takım
işleri yapılamaz hale getirdiğini savundu.
Özdebir, gümrük müşavirlik tarife bedellerinin ihracatta rekabet
güçlerini olumsuz etkilediğini, bu konuda çalışma yapılması
gerektiğini söyledi.
İhracatçı birliklerinin nispi aidatlarının da tekrar gözden
geçirilmesi gerektiğini ifade eden Özdebir, bu aidatların yurt
dışına fiyat vermelerini engellediğini kaydetti.