İlişkinizdeki 5 düşman!
Abone olBirbirini çılgınca seven iki insanı sıfır noktasına getiren, ayrılığa sürükleyen nedenler neler? İşte o nedenler;
Ne ile ve nasıl mücadele etmemiz gerektiğini öğrenirsek belki
her şey çok farklı hale gelecek. O halde olmayan umudumuzu yoktan
var edelim ve ilişkilerimizi katletmek için pusuya yatmış bekleyen
5 düşmanı mercek altına alalım.
Boş vermişlik ilişkiyi sıradanlığa sürüklüyor
Zaman her acının ilacı ama aynı zamanda da her aşkın birinci
dereceden katil zanlısı... Yeni bir ilişkiye başladığınız anda şunu
bilin ki saatli bomba da geri sayıma başladı. Cicim aylarının
bitmesinden sonra gelen boş vermişlik, o tuhaf "Nasıl olsa
benimle!" duygusu, ilişkiye ve birbirine alışmanın
getirdiği umursamazlık ve özensizlik her ilişkiyi sıradanlığa
sürüklüyor ve bu sıradanlık, taraflardan biri
"Beraberliğimizin bir anlamı kalmadı," diyene
kadar sürüyor. İlişkiyi bir bebek gibi düşünün. Bebeğinize birkaç
yıl bakıp sonra "Nasıl olsa kendi kendine
büyüyor," deyip bir kenara mı atacaksınız? Aşkınıza sahip
çıkın ve her aşamasında ona emek vermeye hazır olun. Birbirinizle
ilgilenin, birbirinizi özleyin, konuşun, fikirlerinizi paylasın ve
sorunları, büyüyüp çözümsüz hale gelmeden oturup tartışın.
Kısacası, ikiniz de gayret gösterin, yorulun, terleyin.
Cinselliği rutine dönüştürmeyin
Tabii söner, körüklenmeyen her ateş gibi... Seksin seyrekleşmesi
uzun ilişkiler için oldukça normal ama bu seyrekliğin rutine
dönüşmesi değil. Hele cinsel ilişkiden zevk almamanın, yalnızlık ve
katlanma duygusunun cinsel tatmin ve birlikte bir bütün olma
hissinin yerini alması arzu ateşini söndüren ve mutlu aşkı mutsuz
sona sürükleyen en önemli etkenlerden biri. Sorunun temeli belki de
şu; erkekler sekse ulaşmak için aşık oluyor, kadınlarsa aşka
ulaşmak için seks yapıyorlar. Ancak sonuçta iki taraf da mahremiyet
ve yakınlığa ihtiyaç duyuyor. Cinsel isteği körüklemek için bu
ihtiyaçtan yola çıkılabilir: Birbirinize yakınlık gösterin ama "iş"
icabı sadece yatakta değil yatak dışında da... Hissettiklerinizi,
sıkıntılarınızı, özlemlerinizi paylaşın. Yatakta tek başınıza
fantezi kurmak yerine birlikte fanteziler geliştirin. Böylece
cinsel yaşamınız sıcaklığım "9,5 hafta"dan daha uzun süre
koruyabilir. Ama sakın seksi "Kim daha iyi sevişiyor?" gibi bir güç
mücadelesi ve baskı aracı haline getirmeyin çünkü henüz seks
olimpiyatları düzenlenmiyor!
Bırakın sorumluluk alsın
Kızgınsınız, hem de çok... Sevdiğiniz erkek birlikte oturmaya
başladığınızdan beri nedense alışveriş, yemek pişirme, çamaşır
yıkama, evi toplama gibi işleri sizin yapacağınızı varsayıyor,
üstelik sizin mesleğiniz de onunki kadar zorken... Peki, ne oldu?
Ne olacak, toplumsal rollere teslim oldunuz. Anne babalarımız ve
toplum aracılığıyla bilinçsizce aldığımız "doğru kadın" ve "doğru
erkek" rolleri, bir anlamda beynimize işler ve duygusal
ilişkilerimizde ortaya çıkar. Siz içgüdüsel bir biçimde üzerinize
düşen her işi yaparsınız ama onlar aslında ikinizin de üzerine
düşen işlerdir. Ona evle ilgili çeşitli görevler verin ve bu
görevleri gerçekten üstlenmesini sağlayın. Markete uğramayı unutup
eve mi geldi? Sakın siz kalkıp markete gitmeyin, bırakın o gitsin.
Mutfağı temizlemekte başarısız mı? Bırakın temizlesin. Gerekirse
siz sonra gidip bir daha yaparsınız. Önemli olan onun da birtakım
sorumlulukları olduğunu hissetmesi. Yoksa yaptığınız her iyilik,
bir süre sonra kaçınılmaz bir biçimde göreviniz haline gelir ve bu
da sizi ilişkinizden soğutmaya başlar.
Eski sevgilinin gölgesini yok edin
Bazen geçmişteki bir ilişkinin gölgesi bugünün mutlu aşkının
üzerine düşebilir. "Yeni sevgilim doğru insan mı? Yoksa
benim için hala mücadele eden eskisine mi dönmeliyim?"
gibi kuşkular güzel giden bir ilişkiyi bir süre sonra zehirlemeye
başlar. Büyük bir ihtimalle yeni büyük aşkın diğer kahramanı bu
kararsızlıktan, bu gidip gelmeden sıkılır, hevesi kaçar ve ilişkiyi
bitirir. Eğer eski sevgilisiyle ilgili tereddütleri olan sizseniz
tavsiyemiz; onu unutun! Çünkü aynı suda iki kere yıkanılmaz.
Kendinize ve yeni aşkınıza gerçek bir şans tanıyın. Eskisiyle
kıyaslamak gibi bir hataya düşmeyin, onun yerine yeni sevgilinizin
olumlu özelliklerini keşfedin, bu daha heyecan verici... Bu arada
eski erkek arkadaşınız askıntı olmaya devam ediyorsa onunla
görüşmeyi tamamen kesin. Demek ki, henüz arkadaş kalmaya hazır
değil, üstelik bu durum yeni erkek arkadaşınızı da fazlasıyla
rahatsız edebilir.
Ya olduğu gibi kabul edin ya da çekip gidin
Farklı ilgi alanları, geleceğe dair bambaşka beklentiler, hayaller
ve birbirine ters bakış açılan çoğunlukla ayrılığa sebep oluyor.
Yani "Zıtlar birbirini çeker," sözü tam bir
palavra! Tabii ki, karakterleriniz aynı olmak
zorunda değil. Mesela siz daha neşeli ve dışa dönüksünüzdür, o ise
daha sakin ve çekingen, bu durum bir problem yaratmaz. Fakat hayata
ve dünyaya bakışınız, beklentileriniz, zevkleriniz ve planlarınız
uyuşmuyorsa işiniz bayağı zor.
Beraberliğinizi sürdürmeyi gerçekten istiyorsanız ve bu şekilde de
aşkta mutlu sona ulaşabileceğinize inanıyorsanız, o zaman önce
sevgilinizi değiştirme fikrini unutun. Onu şu anki haliyle, hiçbir
şekilde başka bir insan yapmaya çalışmadan ve size ters gelen
davranışlarından şikayet etmeden kabul etmelisiniz, tabii o da
sizi... Eğer ikiniz de bunu başarırsanız belki ilişkinizi uyum
içinde sürdürebilirsiniz.